© © 2024 S-B-E Ltd

Auschwitz kampından kalma gizemli kahve fincanın 70 yıllık sırrı...

Auschwitz Müzesi personeli bir kahve fincanının dibine yapılan gizli bölümünde, bir altın yüzük bir de kolye buldu. Takılar İkinci Dünya Savaşı sırasında Auschwitz imha kampında bir mahkum tarafından saklanıldığı tahmin ediliyor.

Bruxelles Korner

Zehra Özer

 

Altın takılar 70 yıl boyunca bir kahve fincanının alt kısmında küçük bir kumaş parçasına sarılı olarak saklı kalmış. Küçük paket halinde kumaşa sarılı takılar, fincanın dibi pas tutunca ortaya çıktı.

"Çok iyi gizlenilmişti. Ama geçen yıllar içinde fincanın yapıldığı madde yavaş yavaş pas tutarak dökülmeye başladı ve sonunda bilinmeyen ikinci dibi düştü," dedi Devlet Müzesi Auschwitz-Birkenau çalışanı Hanna Kubik.

Takıların kime ait olduğu bilinmemektedir. Yapılan testlerden kolyenin ve yüzüğün 1921 ve 1931 yılları arasında Polonya'da üretildiği öğrenildi. Emaye kahve fincanı, müzede sergilenmekte olan  12.000 adet bardak, tencere, kase ve testilerden oluşan mutfak eşyası koleksiyonunun sadece bir parçasıdır.  

Müze personeline göre imha kamplarında insanlar değer verdikleri eşyalarını genellikle gündelik kullandığı nesneler içinde saklıyorlardı. Onlar bir gün kamptan kurtulduklarında değerli eşyalarını geri bulabileceklerini umuyorlardı. Ancak, insanlar duş yaptıracağız yalanıyla gaz odalarına gönderilmeden önce bekciler tarafından tüm eşyaları üzerlerinden alınıyordu.    

"Almanlar soykırım uygulamak amacıyla imha kamplarına sürgün ettikleri insanlara sürekli yalan söylüyorlardı. Toplanılmalarının bir yerleşim çalışması olduğunu ve onları başka bir yere yerleştireceklerini söylüyorlardı. Yanlarına çok az bagaj almalarına izin veriliyordu. Almanlar, insanların bagajlarında giysi ve yaşam ihtiyaçlarının yanı sıra ellerinde kalan son değerli eşyalarını bulacaklarını da biliyorlardı. İnsanların değer verdiği şeyleri saklamaları, (sözde) sınırdışı edilecekleri esnada eşyalarının kendilerinden alınacağının farkında olduklarını gösteriyor, ancak diğer taraftan da geri kalan hayatlarını sürdürebilmeleri için bu nesnelerin gerekli olacağını düşünmeleri, onlarda sonuna kadar hep bir umut ışığı olduğunu da göstermektedir," diyor müze müdürü Piotr Cywinski.          

İkinci Dünya Savaşı esnasında Nazi rejimi tarafından Avrupalı Yahudilere uygulanan soykırım, her ne kadar ara ara politik içerikli tartışmalara malzeme yapılarak inkar edilme ya da küçük bir hadiseymiş gibi geçiştirilmeye çalışılsa da, tarihin en dramatik ve bir o kadar da utanç verici sayfalarından birini teşkil eder. 6 milyon dolayında Yahudi'nin akıl almaz yöntemlerle öldürüldüğü soykırım, geride bu soykırımın travması ile yaşayan bir Yahudi toplumu, bu travmanın yarattığı sempati dalgasıyla kuruluşu kolaylaşan bir İsrail devleti, soykırımı kendi acımasız politikalarına şal olarak kullanan İsrailli politikacılar ve İsrail'in bu acımasız politikalarına duydukları tepkiden dolayı soykırımın varlığını inkar eden kitleler bıraktı...

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER