AVRUPA’DA YAŞAYAN TÜRK ÇOCUKLARININ KÜLTÜR ÇATIŞMASI
KÜLTÜR SANATBir kültürde doğup büyümüş ailelerin başka bir kültür içine girmesi kolay değildir.Türklerin öz kültürlerine güçlü bir bağlılık göstermesi bazen Almanya’da doğup büyüyen bir çocuk için sorun oluşturabiliyor.Aileler baskıcı bir tutum içine girebiliyorlar.İki dilli ve iki kültürlü yetişen çocuklar,hem ailesinin dil ve......
Bruxelles Korner
Sibel Bozkurt
AVRUPA’DA YAŞAYAN TÜRK ÇOCUKLARININ KÜLTÜR ÇATIŞMASI
Bir kültürde doğup büyümüş ailelerin başka bir kültür içine girmesi kolay değildir.Türklerin öz kültürlerine güçlü bir bağlılık göstermesi bazen Almanya’da doğup büyüyen bir çocuk için sorun oluşturabiliyor.Aileler baskıcı bir tutum içine girebiliyorlar.İki dilli ve iki kültürlü yetişen çocuklar,hem ailesinin dil ve kültürünü hem de içinde yaşadığı toplumun dil ve kültürünü öğrenmesi gerekir.Zaten bu çocuklarımızın kendi dil ve kültürlerini de öğrenerek,kimliklerini tam olarak tanımaları,korumaları ve geliştirmeleri ayrı bir önem arz ediyor.Ayrıca,psikolojik açıdan iki dünya iki kültür ve hatta iki lisan arasında ikilemeye düşen çocuk,şüphesiz sorunlu bir kimlik geliştirebiliyor.Zaten çocuklarımızda küçüklükten itibaren buraya ait olmama,yabancı olma,sanki Almanlardan düşük bir seviyeye sahip olma duygusu oluşuyor.Buna aynı zamanda Türkçe konuşması,çok sınırlı sayıda kelime ve bozuk bir gramer ile gerçekleşmesi bu sorunu daha da büyütebiliyor.Almanca’yı öğrense bile,ifade yeteneği fazla gelişemiyor.Bir de annne ve babaların,onların her hareketini kontrol etme isteği durumu daha da zorlaştırıyor.Tabii ki Almanya’da geleneksel aile değerlerini sürdüren aileler olduğu gibi,Batı’nın liberal aile değerlerine benzerlik gösteren aileler de vardır.Öz kültürleri ve göç ettikleri kültür arasındaki farkın fazla olması kuşaklar arasındaki durumu daha da zorlaştırıyor.Ancak öz kültürel değerlerinde aile bağlarına verilen önem destekleniyorsa kuşaklar arasında uyum sağlanabilir.Ayrıca ailesinden temel dini eğitimini aldı ise yine de bu çelişki var oluyor ama bu genç,zor da olsa bir yolunu bulup bu toplumda yaşamasını beceriyor.
Çocuklarımıza Avrupa’da yaşayarak da Türk dili ve kültürünü beslemelerine yardımcı olmalıyız.Yoksa kendi öz kültürlerini kaybetme tehlikesine göz yummuş oluruz.Çocuklarımızın Avrupa’da yaşaması,evrensel değerleri özümsemesi artı bir değerdir.Çünkü en az iki dil bilen,geniş dünya görüşüne sahip,kişilikli,özgüvenli bireyler olarak yetişmeleri çok önemli.Bütün bu olumlu değerlendirme sonucunda bile şahıs Avrupa’da doğup büyüse,üniversite eğitimini tamamlamış olsa bile,yine Türkiye’de doğup büyümüş gençlere göre özgüven sorunu yaşayabiliyor.Tabii ki bu durum Türkiye’de doğup büyüyen,eğitim gören çocuklar için daha farklı.Kendi topraklarında yaşamanın,çalışmanın ayrı bir avantajını yaşıyorlar.Buna aynı zamanda akrabalarıyla yaşamanın,sevgi ortamı içinde büyümelerine,daha kişilikli bireyler olmasına vesile oluyor.Ama bu durum,Avrupa’da doğup büyüyen çocuklar için geçerli değildir.Onlar anavatanından,akrabalarından uzak yaşamanın acısını yaşıyorlar.İşte bu sorunun çözümünde ailelere,öğretmenlere,sivil toplum kuruluşlarına,Türk ve Alman devletlerine de önemli görevler düşmektedir.Gençlerimizi ancak böyle yararlı bireyler olarak yetiştirebiliriz.
İlginizi Çekebilir