© © 2024 S-B-E Ltd

Avusturya’da Türk kökenliler parti kurdu

Avusturya'da Türk kökenlilerin kurduğu ilk siyasi parti olan Gelecek İçin Yeni Hareket Partisinin (NBZ) genel başkanı Adnan Dinçer, ülkede artan aşırı sağ söylemin kendilerini harekete geçirdiğini belirterek, "Halihazırda azınlıkların sorunlarını çözecek bir parti yok. Aksine son zamanlarda aşırı sağcı partiler gibi bizlere yakın olduklarını düşündüğümüz partiler de bizlere karşı tavır alıyorlar. Bu tutuma cevap verilecek yer ise siyasi arenadır. NBZ partisi de bu ihtiyaca binaen kurulmuştur." dedi.

Avusturya'da Türk kökenlilerin kurduğu ilk siyasi parti olan Gelecek İçin Yeni Hareket Partisinin (NBZ) genel başkanı Adnan Dinçer, ülkede artan aşırı sağ söylemin kendilerini harekete geçirdiğini belirterek, "Halihazırda azınlıkların sorunlarını çözecek bir parti yok. Aksine son zamanlarda aşırı sağcı partiler gibi bizlere yakın olduklarını düşündüğümüz partiler de bizlere karşı tavır alıyorlar. Bu tutuma cevap verilecek yer ise siyasi arenadır. NBZ partisi de bu ihtiyaca binaen kurulmuştur." dedi.

Avusturya'nın Voralberg eyaletinde Türk kökenli Avusturyalılar tarafından 2016 yılının sonunda kurulan NBZ, teşkilatlanma ve parti tanıtımına ilişkin çalışmaları çerçevesinde başkent Viyana'ya bir ziyaret geçekleştirdi. Burada gazetecilerle bir araya gelen NBZ heyeti parti programı ve çalışmalarına ilişkin bilgi verdi.

 

''HEDEFİMİZ BÜTÜN ÜLKE İÇİN SİYASET YAPMAK''

 

Parti programı ve hedeflerini AA muhabirine anlatan partinin genel başkanı Dinçer, NBZ'nin Avusturya vatandaşları tarafından ülke yasalarına göre kurulduğunu, bu nedenle yalnız Türk ve Müslümanlar ile sınırlandırmanın doğru olmayacağını vurgulayarak, "Tabii ki azınlık toplumunun özel sorunlarına çözümler aramak amaçlarımızın başında geliyor ancak bizim hedefimiz bütün ülke için siyaset yapmak." diye konuştu.

 

Dinçer, Avusturya'da 1999 yılında ilk defa Türk kökenli Avusturyalıların oluşturduğu bir siyasi hareket olarak işçi odalarında yapılan seçimlere katılarak ciddi bir başarı kaydettiklerini, bu durumun ülkenin başka bölgelerinde yaşayan Türk ve yabancılara örnek teşkil ettiğini ifade etti.

 

İşçi odasında edindikleri siyasi tecrübeyi bir adım daha ileri götürmeyi amaçladıklarını dile getiren Dinçer, Avusturya genelinde yalnız Türk ve Müslüman vatandaşların değil tüm ülkenin sorunlarına çözümler sunacak bir siyasi parti kurmaya karar verdiklerini kaydetti.

 

Dinçer, özellikle 11 Eylül'den sonra dünya genelinde Müslümanlar ve yabancılara yönelik artan baskıların göz önünde bulundurulduğu taktirde bu siyasi hareketin kaçınılmaz olduğu kanaatine sahip olduklarını aktardı.

 

''BİZLER BURADA KALICIYIZ''

 

Avusturya ve Avrupa'da aşırı sağcı partilerin Türk kökenli vatandaşlara yönelik tutumlarına "dur" denilmesi gerektiğini vurgulayan Dinçer, şöyle konuştu:

 

"Biz Türk toplumu olarak veya azınlıklar olarak siyasi kurumlarda artık daha etkin olmamız gerekiyor. Şunu iyice aklımıza sokmamız gerekiyor. Bizler 40-50 yıldan sonra artık Türkiye'ye geri dönemeyiz, bizler burada kalıcıyız. Bu nedenle burada siyasi oluşumlar içerisinde yerimizi almalıyız. Avusturya'da aşırı sağcı partilerin yükselişe geçmesi, bizim düşüncelerimizi daha hızlı bir şekilde harekete geçirmemize neden oldu. Siyasi aktörler burada yaşayan azınlıklar hakkında kararlar alıyorlar ancak bizler bu karar mekanizmasının içerisinde yer almıyoruz. Bu nedenle azınlık toplumu da 50-100 yıl sonrasına ilişkin geleceğini göz önünde bulundurarak, azınlık haklarının güvence altına alınabilmesi için siyasi oluşumlar içerisinde varlık göstermelidir."

 

Dinçer, 2016 yılında İçişleri Bakanlığına yaptıkları müracaat neticesinde Avusturya genelinde hizmet edecek siyasi bir parti kurduklarını, teşkilatlanma süreçlerinin devam ettiğini belirterek, en küçük muhtarlık seçimlerinden milletvekili seçimlerine kadar her alanda etkin olmak istediklerini dile getirdi.

 

Profesyonel ve iyi bir ekip ile seçimlere katılmak istediklerini belirten Dinçer, "Acele etmeden, uzun vadeli düşünerek hareket edilmesi gerekiyor. İlla ki 2018'de yapılacak milletvekili seçimlerine katılmak zorunda değiliz. İyi bir şekilde hazırlanarak bir sonrakine girilebilir. Ama hedefimiz, 2019 ve 2020'de yapılacak belediye, işçi ve ticaret odalarındaki seçimlere katılmak." diye konuştu.

 

''ÜLKEDE AZINLIKLARIN SORUNLARINI GİDERECEK BİR PARTİ YOK''

 

Ülkede yaşayan azınlıkların sorunlarını gideren bir siyasi partinin olmadığına işaret eden Dinçer, "Halihazırda böyle bir parti yok, aksine son zamanlarda aşırı sağcı partiler gibi bizlere yakın olduklarını düşündüğümüz partiler de bizlere karşı tavır alıyorlar. Bu tutumun önümüzdeki günlerde Avusturya ve Avrupa'da daha da artacağını düşünüyoruz. Bunlara cevap verilecek yer ise siyasi arenadır. Bu nedenle böyle bir siyasi partiye ihtiyaç vardır. NBZ partisi de bu ihtiyaca binaen kurulmuştur."

 

Dinçer, daha önce yerleşik siyasi partilerin, ülkede yaşayan azınlıklardan bir aday göstermek suretiyle yabancıların oylarına talip olduğunu ancak azınlıkların aleyhine bir karar alınırken bu kişilerin yeterince etkin olamadığını ifade etti.

 

Çok sayıda parti üyesinin Salzburg Üniversitesinde siyaset bilimi eğitimi aldığını belirten Dinçer, donanımlı parti çalışanlarının Avusturya genelinde kurulacak teşkilatlanma çalışmalarına ciddi katkı sağlanacağının altını çizdi.

 

Dinçer, "Ülke genelinde aşırı sağ partinin oylarının artması nedeniyle sosyal demokrat ya da yeşiller gibi siyasi partilerin de aynı söyleme kaydıklarını görüyoruz. Artık bu partiler de Türkler ve yabancılar hakkında bizlerin yaşam alanlarını kısıtlayan olumsuz kararlar almaya başladılar." değerlendirmesinde bulundu.

 

Kurdukları siyasi parti ile önceden azınlıkların oylarını alan partilerin tedirgin olduğunu söyleyen Dinçer, asıl sorunun, söz konusu partilerin uyguladığı yanlış politikalar olduğunu dikkat çekti.

 

''ENTEGRASYON YERİNE 'INKLUSION' KELİMESİ''

 

Dışişleri ve Entegrasyon Bakanı Sebastian Kurz'un politikalarını da eleştiren Dinçer, "Kurz, uyum bakanının yapmaması gereken açıklamalarda bulunuyor. Bu ve benzeri durumlarda sivil toplum kuruluşlarından ziyade bir siyasi partinin alacağı tavır daha etkili olacaktır." şeklinde konuştu.

 

Dinçer, Entegrasyon kelimesinin artık kullanılmaması gerektiğini belirterek, şunları anlattı:

 

"Entegrasyon'un Almancadan Türkçeye çevirdiğimiz zaman, fiziksel ya da zihinsel engelli birinin topluma kazandırılması olduğunu görüyoruz. Biz fiziksel ve ruhsal kısıtlı kişiler miyiz? Neden bizi bu şekilde tanımlıyorlar? Bu ifadenin yerine 'Inklusion (olduğu gibi kabullenme)' kelimesinin kullanılması daha doğrudur. Bizi biz olarak kabul edip ülkenin bir zenginliği olarak görmeliler."

 

Viyana'nın ardından ülkedeki 9 eyalette de çalışmaların sürdüğünü belirten Dinçer, hangi görüşte olursa olsun vatandaşların partiye destek vermesini istedi.

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER