© © 2024 S-B-E Ltd

Belçika’da Federal Savcılık Nijfel Çetesi soruşturmasını sonuca ulaşmadan sonlandırdı

Belçika’nın Federal savcılığı, yıllardır yürüttüğü soruşturmalarda yeni ipucu ve bilgilere ulaşamadığı gerekçesiyle Nijvel Çetesi'ni aramayı sonlandırdığını duyurdu. 1982 ve 1985 yılları arasında 28 kişinin ölümüyle ve 40 kişinin yaralanmasıyla sonuçlanan silahlı soygun ve şiddet suçlarının arkasında kimlerin olduğu gerçeği muhtemelen sonsuza dek bir sır olarak kalacak.

Bruxelles Korner – Zehra Özer

 

Nijvel çetesi’nin silahlı soygun ve şiddet suçları:

Waver, 30 Eylül 1982

Silah tüccarı Daniel Dekaise'ye silahlı soygun. Nijfel çetesinin ilk kurbanı olan polis memuru Claude Haulotte başından ateşli silahla vurularak yaşamını yitirir. O gün soygunda on beş silah çalınır ve bazıları jandarma birimine ait özel tasarlanmış prototip silahlardır. Bir kovalamaca sırasında çete jandarmayı ateş altına alır.

Beersel, 23 Aralık 1982

Auberge du Chevalier restoranına gece vakti yapılan silahlı soygunda bina bekçisi José Van Den Eynde (70) işkence edilerek öldürülür. Çalınanlar: sigara, pasta, kahve ve birkaç şişe şampanya.

Bergen, 12 Ocak 1983

Brükselli bir taksi şoförü olan Constantin Angelou, Beersel cinayetinde kullanılan aynı ateşli silahla vurularak öldürülür. Nijfel Çetesi dosyasındaki belgelere göre, Angelou ve Van Den Eynde tanışıyorlardı ve ikilinin aşırı sağcı örgütlerle bağlantısı vardı.

Genval, 11 Şubat 1983

Delhaize süpermarketine yapılan soygunda sadece para kasası boşaltılır. Çalınan meblağ: 692.384 Belçika frankı.

Ukkel, 25 Şubat 1983

Delhaize süpermarketine yapılan soygunda bir müşteri yaralanır. Çalınan meblağ: 600.000 Belçika frankı.

Halle, 3 Mart 1983

Colruyt süpermarketine yapılan soygunda şube müdürü Walter Verstappen, silah tehditi altında para kasasını açtıktan sonra yakından vurularak öldürülür. Çalınan meblağ: 704.077 Belçika frankı.

Houdeng, 7 Mayıs 1983

Süpermarket GB’ye yapılan silahlı soygunda kimseye zarar verilmeden para kasası boşaltılır. Çalınan meblağ: 865.433 Belçika Frankı.

Temse, 10 Eylül 1983

Wittock-Van Landeghem tekstil firmasına yapılan silahlı soygunda gece bekçisi Jos Broeders, yakından vurularak öldürülür. Eşi Linda Van Huffelen ağır yaralanır. Çalınanlar: Firma tarafından gizlilik sözleşmesi altında jandarma birimine özel tasarlanmış yedi prototipi kurşun geçirmez yelek. Firmanın dışında yalnızca jandarma birimi yeleklerin varlığından haberdardı.

Nijvel, 17 Eylül 1983

Süpermarket Colruyt'te gece vakti yapılan silahlı soygun. Yakıt almak için aracını benzin istasyonuna çeken Jacques Fourez (49) ve sevgilisi Elise Dewit (49) ateşli silahla yakından vurularak öldürülür. Çete, o gece bir devriye aracına da paramiliter bir saldırı düzenler. Jandarma görevlisi Marcel Morue (30) silahlı saldırıda yaşamını yitirir. Jandarmanın hizmet silahları ve bir telsiz devriye aracından çalınır.

Ohain, 2 Ekim 1983

Les Trois Canards adlı pansiyona yapılan silahlı soygunda işletmeci Jacques Van Camp işkence edilip ensesinden vurularak öldürülür. Daha önce akar yakıt istasyonunda sevgilisiyle birlikte öldürülen Jacques Fourez’in sık sık bu pansiyona geldiği tespit edilir.

Beersel, 7 Ekim 1983

Süpermarket Delhaize’ye yapılan silahlı soygun. Şube müdürü Freddy Vermaelen ateşli silahla başından vurularak öldürülür, iki kasiyer yaralanır. Çalınan meblağ: 1,3 milyon Belçika frankı.

Anderlues, 1 Aralık 1983

Polonyalı bir çift olan Jean Szymusik (43) ve Maria Krystina Slomka'nın (38) kuyumcu dükkanına yapılan silahlı saldırı.

Üç çete üyesi kuyumcu dükkanına girer girmez ellerindeki silahlarla ateş açarlar. Kurşunların hedefinde olan çift öldürülür. Çalınanlar: birkaç çalar saat ve bazı ucuz takılar. Silahlı saldırı, Nijvel savcısı Deprêtre'nin Nijvel Çetesi'nin başı olarak gördüğü Michel Cocu ve Adriano Vittorio ikilisinin tutuklanmasının hemen ardından gerçekleşmişti. Çifte cinayet muhtemelen, adliyeye yönelik "Yanlış kişileri tutukladınız" mesajını veren çetenin provokasyonlarından biridir.

Eigenbrakel, 27 Eylül 1985

Ortalığı kana bulayan silahlı soygunların ikinci dalgasının başlangıcı.

Çete silahlı soygunlarına yaklaşık iki yıl ara verdikten sonra askeri eğitim almış bir ölüm mangası gibi yeniden harekete geçer. Süpermarket Delhaize'de on iki yaşındaki bir çocuk çete tarafından rehin alınır ve emniyet güçlerine karşı insan kalkanı olarak kullanılır. Rehinenin takibinde meydana gelen silahlı çatışmada üç kişi yaşımını yitirir: Roger Engelbienne (45), Ghislain Platane (39) ve Bozidar Djuroski (43). Son kişi, otoparka sıçrayan silahlı çatışmada on yedi yaşındaki oğlunun üzerine yatarak hayatını kurtaran bir babadır. Çalınan meblağ: 200.000 Belçika frankı.

Overijse, 27 Eylül 1985

Çete aynı gün, son silahlı soygunundan yaklaşık yarım saat sonra, Overijse'deki Delhaize süpermarketine saldırır. Soygun sırasında bazı çete üyeleri markette alış veriş yapmakta olan müşterilerin peşine düşerek yakından ateş açarlar, beş kişi yaşımını yitirir: CVP belediye meclis üyesi Luc Bennekens (31), Jean-Pierre Busiau, Leon Finné (55), Stephan Notte (14) ve kasiyer Rosa Van Kildonck (37). Çalınan meblağ: 200.000 Belçika frankı.

Aalst, 9 Kasım 1985

Süpermarket Delhaize'ye yapılan son soygun en kanlı olanıdır. Markette alış veriş yapmakta olan sekiz müşteri ateşli silahla vurularak katledilir: Dirk Nijs ve kızı Els Nijs (9), Marie-Jeanne Van Mulder, Georges De Smet, Jan Palsterman, Gilbert Van De Steen (43), Thérèse Van Den Abiel (39) ve Rebecca Van De Steen (14). Son üç kişi aynı aileye mensuptur ve tüm aileden yalnızca dokuz yaşındaki oğulları yaralı olarak kurtulur. Çalınan meblağ: 737.777 Belçika frankı.

Rosière, 7 Ocak 1986

Belçikalı silah fabrikası FN’de mühendis olan Juan Mendez acımasızca katledilir.

Mayıs 1985'te, ikinci soygun dalgasının başlamasından kısa bir süre önce, Juan Mendez’in sorumluluğu altında olan birçok ağır silahlar çalınmıştı. Mendez’in  bunun suçlusu olarak gösterdiği Brükselli BOB görevlisi Madani Bouhouche'un evinde yapılan aramada çalınan bu silahlardan birkaçı geri bulunmuştu. Ülkenin eski emniyet sisteminde Gözetim ve Soruşturma Tugayı anlamına gelen “Bewakings- en opsporingsbrigade”, genellikle  kısa adıyla BOB, veya Fransızca'da “Brigade de Surveillance & de Recherche” BSR olarak adlandırılırdı. Eski Belçika jandarmasına bağlı olarak hizmet veren BOB veya BSR birimin görevi, belirli bir ölçüde Savcılık nezdindeki Adli Polis'in göreviyle örtüşmekteydi.

İşlenen bu son cinayetin Nijfel Çetesi tarafından yapılıp yapılmadığı yıllardır tartışma konusudur ve belirsizliğini korumaktadır. Soruşturma aşamasında 1800 kadar isim araştırıldı ve bu arada vefat etmiş olan şüphelilerin  DNA örneğine ulaşmak için 40 kadar mezar açıldı.

9 Kasım 1985’de  Aalst’taki süpermarket Delhaize’ de annesi, babası ve 14 yaşındaki ablasının acımasızca katledildiği silahlı saldırı da henüz 9 yaşında bir çocuk olarak yaralı kurtulan David Van De Steen ve ünlü avukatı Jef Vermassen,  Soruşturmanın resmi olarak sonlandırılmasının ardından VTM haber stüdyosunda konuk oldular. Soruşturmanın etkin bir biçimde yürütülmemesi, kendini ve avukatını tamamen hayal kırıklığına uğrattığını dile getiren Van De Steen, "Savcılığın son soruşturma aşamasında yeni ipucu ve bilgilere ulaşamadığı gerekçesi kesinlikle doğru değildir. Biz bile kendi çabamızla çete hakkında birçok bilgi sahibi olduk, ancak soruşturma devam ettiği sürece konuşma hakkımız olmadığı için açıklama fırsatımız olmadı, " acıklamasında bulundu.  

Avukat Kristiaan Vandenbussche ise, Aalst'taki aynı soygunda süpermarketin otoparkında soyguncular tarafından canlı kalkan olarak kullanıldıktan sonra soğukkanlılıkla öldürülen Georges De Smet'in yakınlarının avukatlığını üstlenmiştir. İlerleyen yıllarda, avukatın eski bir müvekkilinin, Nijvel Çetesi ile bağlantılı gizli bir örgüt olan aşırı sağcı Westland New Post'a üyeliği hakkında bir şeyler itiraf etmesi üzerine soruşturmayı derinleştirdi.

Belçika yargısının soruşturmayı sonlandırma kararını ve Nijvel Çetesi'nin maskesini düşürmek için kendi başlattığı araştırmasından vazgeçmeyi reddeden Vandenbussche, "2017'den bu yana cesaretimi kaybetmeden çetenin elebaşı ve üyelerinin çok somut izlerinden  yola çıkarak araştırmalar yapıyorum. Onca masum insanın yargısız infaz edilmesine rağmen savcıllığın faillere yönelik başlattığı soruşturma yıllardır bir sonuca varamadı. Artık dosya kapandığına göre müvekkillerimin kendilerini 'devlet yetimleri' gibi hissettiğini söyleyebilirim. O dönemde onları koruması gereken kurum ve birimler sadece başarısız olmakla kalmadı, aynı zamanda soruşturmayı sinsi bir şekilde sabote ettiler," ifadelerini kullandı.

Avukat Kristiaan Vandenbussche geçen Cuma akşamı daha da ileri giderek mevcut robot resimlere bazı şüpheli kişilerin ismini ekleyerek karşılaştırdı. “Aalst'ta yapılan saldırıdan bir hafta önce, koşu yapmakta olan iki sporcu, Delhaize süpermarketine giden yolda tuhaf hareketlerde bulunan üç adam farketti. Halk yaşanan silahlı soygunların akibetinde sıradışı durumlara karşı çok temkinli davranıyordu ve hemen polise haber verdiler. Üç şüpheli kişinin üç robot resmi çizildi. Biz söz konusu robot resimleri dosyada adı geçen bazı şüpheli kişilerle karşılaştırdık ve bazılarının benzerlikleri çok dikkat çekmektedir. ” dedi.  (söz konusu üç robot resimle karşılaştırılan şüpheliler aşağıda)

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER