© © 2024 S-B-E Ltd

BELÇİKA’DA KİŞİSEL VERGİ SİSTEMİNİN MODERN TARİHİNE BİR BAKIŞ

BELÇİKA’DA KİŞİSEL VERGİ SİSTEMİNİN MODERN TARİHİNE BİR BAKIŞ

Bruxelles Korner

Duran Kadir

TARIH 

BELÇİKA’DA KİŞİSEL VERGİ SİSTEMİNİN MODERN TARİHİNE BİR BAKIŞ

Kişisel vergi sistemi hangi aşamalardan geçerek günümüzdeki hâline aldı?

Belçika’da kişisel vergi sisteminin modern tarihinin dönüm noktaları hakkında önemli bilgileri sizinle paylaşmak istiyoruz. 

Belçika'da 1914'e kadar kişisel vergi, zenginliğin belirtilerine göre belirleniyordu.  

Kişisel vergide bu belirtiler, altı vergi matrahını oluşturuyordu.

Bu matrahlar, evlerin kira değeri, kapılar ve pencereler, ocaklar, mobilya, hizmetçiler ve atlar kategorisine aitti.   

Şimdi bu vergi matrahlarını tek tek inceleyelim:

Evlerin kira değeri

Vergi ister ev sahibi ister kiracı olsun bir evde yaşayandan alınıyordu. Vergiye tabi kira değeri, brüt kiraya karşılık geliyordu. Vergi, genel olarak yüzde 4 olarak belirleniyordu.  Liman civarında yaşam ise 1879'da yüzde 5 olarak vergilendiriliyordu.

Kapılar ve pencereler

O dönemde sadece dış kapı ve pencereler için vergi ödeniyordu. Vergi miktarı bölgede yaşayanların sayısına bağlı olarak değişiyordu.

1879'a kadar 5 bin nüfuslu bir topluluk için bir kapı ve bir pencere asgari vergisi 0,84 franktı.

Kapı ve pencere vergisinde en yüksek miktar 50 bin nüfuslu bir bölge için geçerli olan 2,32 franktı.

Ocaklar

Ocak vergisi öteki adıyla ateş yakma vergisi, ev sahibi veya kiracı olmasına bakılmaksızın evde yaşayanlardan alınıyordu.  

Vergi oranı bütün bölgelerde aynıydı ancak artan oranlı olarak uygulanıyordu. Evdeki ikinci ocak, birincisinden daha yüksek vergiye tabiydi. Bu vergi, 1879'da Belçika Hükümeti tarafından kaldırıldı.

Mobilyalar

Mobilya vergisi, mobilya değerinin yüzde 1'i civarındaydı. 1879 yılında ise mobilya vergisinin konutun kira değeri üzerinden belirlenmesine başlandı.

Hizmetçiler

Hizmetçi vergisinde, evin daimî çalışanlarının yanı sıra, ev ve ailenin sürekli hizmetini gören kişiler dikkate alınıyordu. Bu tanımlamaya temizlik hizmetçileri, oda hizmetçileri başta olmak üzere tüm hizmetçiler, kâhyalar, uşaklar, aşçılar, komiler, sürücüler, uşaklar, jokeyler, arabacılar, posta görevlileri, seyyar çocuklar, kapıcılar vb. dâhildi.

1822'de bu konuda tek bir vergi oranı belirlendi: Hizmetçi başına 14,84 frank. Tek kadın hizmetçi bulunduranlar 8,48 frank vergi ödüyordu.

1883'ten günümüze kadar bu vergi sistemi kökten değiştirildi.

Vergi oranları yükseltildi ve yenilendi. Erkek hizmetçi için kişi sayısına göre ek vergi ödenmeye başlandı.

Atlar

1822 tarihli vergi kanununda, atlar için atın cinsine göre 10,60 franktan 42,40 franga kadar değişen bir vergi tarifesi saptamıştı.

Vergi açısından en ucuz atlar posta arabası atlarıydı. Onu sırasıyla askeri veya memur atları hem tarımda hem de araba çekmek için kullanılan karma atlar son olarak da diğer atlar izliyordu. Lüks atlar ise şahıslara veya ailelere ait olan ve binek veya araba sürmek için kullanılan atlar olarak sınıflandırılıyordu. 1883'te at vergisinde, artan oran yöntemi uygulamaya konuldu. Her bir lüks at için 50 frank vergi ödeniyordu.  

BİRİNCİ DÜNYA SAVAŞI’NDA YENİ BİR VERGİ REFORMU

Birinci Dünya Savaşı yeni bir vergi reformuna yol açtı.

Birinci Dünya Savaşı'nın başlangıcında çoğu ülke vergi sistemlerini reform etmeye ve modernleştirmeye, artan oranlı vergiler getirmeye yöneldi. Gelir vergisi böylece 1913'te Amerika Birleşik Devletleri'nde, 1914'te Fransa'da kabul edildi. Belçika’da da savaş sona erdiğinde, 1919 yılında yeni vergi reformu yürürlüğe girdi. Buna göre artan oranlı vergi sistemi, mali gelir üzerinde orantılı vergilendirmenin başlangıcını sağladı. 1919'dan itibaren maaşlar ve mali gelirler vergilendirilecek ancak bankacılık gizliliği kaldırılmayacaktı.

2. BÜYÜK REFORM

2. Büyük Reform 1962 yılında geldi. 20. yüzyıldaki iki dünya savaşı, vergi toplama sistemlerinin dönüşümü ve bu sistemlerin, halk tarafından kabul edilmesi açısından belirleyici dönemlerdi. Vergi birimi aslında vergi hanesini ilgilendirmekteydi. Hanenin elde ettiği gelirin tamamı vergilendiriliyordu veya çeşitli bölümleri ayrı ayrı vergiye tabi kılınıyordu. 1962'deki vergi reformu, kararlı bir şekilde hane gelirine dayalı bir aile vergi sistemini tercih etti. Amaç, gelirin kaynağı ve yapısı açısından mümkün olduğunca tarafsız bir vergi sistemi oluşturmaktı. O dönemde aileyi ekonomik bir birim, dolayısıyla temel mali birim olarak kabul etme konusunda geniş bir fikir birliği vardı.

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER