© © 2024 S-B-E Ltd

FİKİR BEYANI: 'Kuzey Kore'ye duyulan öfke sahte. Ülkemizde de nükleer silahlar bulunuyor'

KUZEY KORE - Sp.a milletvekillerinden Tine Soens fikir beyanında, Dışişleri Bakanı Didier Reynders'in (MR) Kuzey Kore'nin nükleer silahlarına yönelik sergilediği öfkesinin sahte olduğunu belirtiyor. “Çünkü kendi ülkemizde de hala nükleer silahlar bulunuyor”, diyor Soens.

Bruxelles Korner

Zehra Özer

 

Tine Soens (29), Flaman Parlamentosu'nda en genç milletvekillerinden (sp.a) biridir. 

"Kahretsin, şu bombaları yok edin!" Benim bu sloganı hatırlayabilmem için fazla gençim ama o anda orada olmayı çok isterdim. 23 Ekim 1983 tarihinde Brüksel sokaklarında ülkemiz de şimdiye kadar gerçekleşen en büyük protesto gösterisi yapıldı. 400.000 kadar insan ülkemizde bulunan nükleer silahları protesto etmek için yukarıdaki sloganı haykırarak Brüksel sokaklarında yürüdüler.  

Bakan Reynders’in savunması

Bugün, o tarihten 30 yıl sonra, Dışişleri Bakanımız Reynders’in Kuzey Kore'nin geliştirdiği nükleer silahlara karşı şiddetle itiraz ettiğini duydum. Olması gerekende budur.  Nükleer silahlar hepsinden daha yıkıcı ve etkileri daha uzun süren kitle imha silahlarıdır. Hedefini şaşmaz. Nükleer silahların artırılması, büyük güçler arasında sergilenen kas gücünün tüm insanlık için bir nükleer felâket haline gelme olasılığını artırır. Çalışmalarından dolayı bilim dünyasının en prestijli ödülü olarak kabul edilen Nobel'e layık görülen 50 bilim insanı, bir nükleer savaşını, gezegenimizin en büyük ikinci tehdidi olarak (ilk sırada iklim değişikliği yer alıyor) tanımladı.   

Sergilelen öfke sahte

Ama biliyor musunuz, Bakan Reynders? Sözlerinizin hiç bir inandırcılığı yok. Çünkü Belçika'da bulunan Amerikan nükleer silahlar da gezegenimiz için Kuzey Koreli ‘lerin ki kadar büyük bir tehlike olusturuyorlar. Dahası, Kuzey Kore gibi korkunç rejimlerin nükleer silah geliştirmeye ihtiyaç duymalarına, siz neden oldunuz. Bu bombalar burada bulunduğu sürece, sizin hiç bir konuşma hakkınız yoktur. Ve iddia ettiğinizin tam tersini yaptığınız sürece, sergilediğiniz öfkeniz gerçek değildir. Örneğin, Birleşmiş Milletler, nükleer silahların kullanımını, tehdit edici kullanımını, gelişimini, bulundurulmasını ve saklanmasını yasaklayan bir anlaşma hazırladı. Belçika, bu anlaşmaya yanaşmadı. Ülkemiz daima, kimyasal ve nükleer silahlardan anti-personel mayınlarına ve küme cephanelerine kadar kitle imha silahlarının yasaklanması için büyük destek verdi. 90'lı yıllarda, Sosyalist Bakanımız Erik Derycke, dünyayı daha güvenli bir hale getirmek için.küresel farkındalığı artırmak isteyen öncülerinden biriydi. Bugün, ülkemizin bunu kestirip attığını ve çıkarları doğrultusunda davrandığını görüyorum. MR, N-VA, Open Vld ve CD & V partileri sayesinde, nükleer silahlara karşı uluslararası anlaşmayı imzalamayacağız.

Bugün 400 bin kişi Brüksel'de toplanamaz mı?

Bu partiler kimin adına böyle bir karar aldılar? Brüksel'deki kitlesel yürüyüşün üzerinden 30 yıl geçmesine rağmen bugün hala, dünyanın nükleer silahlar olmadan daha iyi yaşanır bir yer olacağını belirten toplumsal bir dayanışma var. Bu toplumsal dayanışma ülkemizde de var. Örneğin, Belçika’da 240 Flaman kenti ve belediyeleri, Hiroşima ve Nagasaki belediye başkanlarının, ülkemizde depolanan nükleer silahlar da dahil olmak üzere 2020 yılına kadar tüm nükleer silahların yasaklanma çağrısını imzaladılar. Flaman parlamentosu da iki yıl önce aynı yönde adımlar attı. N-VA, Open Vld ve CD & V milletvekilleri de dahil olmak üzere çoğunluk ve muhalefet partileri, kitle imha silahların yasaklanmasını istediler. Fakat ülke olarak Birleşmiş Milletlerde farkındalığımızı yaratabileceğimiz bir anda, bakanlarımız buna yanaşmıyorlar.   

Akranlarımında bu sloganı açıkca belirtmeleri gerek."Kahretsin, şu bombaları yok edin!"

Daha da kötüsü. Bakan Reynders milyarlarca dolar kazanan Amerikan silah şirketlerin çıkarları doğrultusunda hareket ediyor, bu yüzden nükleer statükonun kesinlikle korunmasını istiyor. Önemli konularda, ülkenizin manevi değerlere liderlik yaptığı görmek istiyorsunuz ve bakanınızın lobi  diliyle konuşmasından hoşlanmıyorsunuz. Ülkenizin NATO’nun ikiyüzlü, sofizm gerekçelerinin arkasına saklanarak bir kenara çekilip  beklemesini  istemiyor sunuz? Böyle zamanlarda ülkenizin ayağa kalkmasını ve öncülük yapmasını istiyorsunuz. Benimle aynı kuşaktan olanların da bu sloganı benimsemeleri  gerekiyor. "Kahretsin, şu bombaları yok edin!"

Bugünümüzün günde 400.000 adamla Brüksel'e gitmek,  neden mümkün olmasın?  

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER