Gebelikte stres çocukta kişilik bozukluğu riskini arttırıyor
SAGLIKGebelikleri sırasında ağır stres yaşayan annelerin bebeklerinde gelecekte kişilik bozukluğu gelişme olasılığının neredeyse 10 kat arttığı bildirildi.
Gebelikte stres çocukta kişilik bozukluğu riskini arttırıyor
Gebelikleri sırasında ağır stres yaşayan annelerin bebeklerinde gelecekte kişilik bozukluğu gelişme olasılığının neredeyse 10 kat arttığı bildirildi.
Gamze Türkoğlu Oğuz |06.09.2019
Ankara
Finlandiyalı uzmanların yaptığı araştırma, hamileyken ağır stres altında olan annelerin çocuklarında, 30 yaşına gelene kadar kişilik bozukluğu görülme olasılığının 9 buçuk kat yükseldiğini ortaya koydu.
Araştırma çerçevesinde Helsinki'de yaşayan 3 bin 600 kadınla gebelikleri sırasında düzenli olarak görüşüldü. Kadınların bebeklerini 1975-1976 yıllarında dünyaya getirdiği, çocukların izleyen süreçte takip edildiği belirtildi.
Çocuklar 30 yaşına gelene kadar, hepsi yatarak tedavi gerektiren ağır vakalar olmak üzere 40'ına kişilik bozukluğu teşhisi koyuldu.
Araştırmacılar, gebelikleri sırasında ağır stres altında olduklarını ifade eden annelerin çocuklarında kişilik bozukluğu gelişme olasılığının 9 buçuk kat, orta seviyede strese maruz kalanların çocuklarında da 4 kat arttığını gözledi.
Annelerin maruz kaldığı stresin ilişki sorunları, sosyal faktörler ve psikolojik problemlerden kaynaklanıyor olabileceği belirtilirken, gebelikteki stresin çocukta kişilik bozukluğu riskini nasıl arttırdığının ise henüz bilinmediği kaydedildi.
Geçmişte yapılan çalışmalarda gebelikteki stres ile depresyon, endişe bozukluğu ve şizofreni arasında bağlantı olduğu ortaya koyulmuştu.
Uzmanlar, gebelik sırasında kadınların evde ve iş yerinde desteklenmesi, dinlenmelerinin ve nasıl hissettiklerini anlatmalarının sağlanması gerektiğine işaret etti.
-------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
'Gebeler radyasyon nedeniyle güvenlik kapılarından geçmemeli'
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Doç. Dr. Parlakgümüş, gebelikte uçakla seyahatin sakınca oluşturmadığını belirterek, "Ancak, havaalanı güvenlik kapılarında radyasyon olduğu için güvenlik kapılarından geçilmemeli." dedi.
Handan Güneş |25.08.2019
İstanbul
Medipol Mega Kadın Doğum ve Hastalıkları Bölümünden Doç. Dr. Ayşe Parlakgümüş, AA muhabirine yaptığı açıklamada, yaz gebeliği ile beslenme, spor ve dikkat edilmesi gerekenlere ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Gebelikte oluşan hormonal değişikliklere bağlı olarak gebelerin sıcaktan daha fazla etkilendiğini aktaran Doç. Dr. Parlakgümüş, "Gebelikte, mevsime uygun hafif, ince bol giysiler giyilmelidir. Mutlaka bol sıvı tüketilmelidir. Günde yaklaşık 2-3 litre arası sıvı alınmalıdır. Suyu sevmeyen gebeler suyun tadını değiştirmek için suyun içine tarçın, salatalık, limon dilimleri atabilir; açık, soğuk limonlu çay, ayran veya az şekerli komposto tüketebilir." bilgisini verdi.
Parlakgümüş, pişirme yöntemleri olarak daha çok ızgara ve haşlama tercih edilmesi gerektiğine işaret ederek, şunları söyledi:
"Yaz mevsimi meyve ve sebzenin çok çeşitli olduğu dolayısıyla bol vitamin almak için iyi bir dönemdir. Her türlü meyve sebzeden az miktarlarda tüketilerek vitamin ve besin ihtiyacı karşılanabilir. Sık yapılan hatalardan biri zararsız olduğu düşüncesiyle meyveyi gereğinden çok tüketmektir. Bazı yaz meyveleri mesela kiraz, incir, kavun, karpuz, üzüm çok şekerli olduğundan bu meyvelerin kalorileri oldukça yüksektir. Fazla tüketildiği takdirde fazla kiloya sebep olmaktadır. Günde 3 porsiyon meyve yemek yeterlidir."
"Haftanın dört-beş günü 20-30 dakika spor yapılmalı"
Doç. Dr. Ayşe Parlakgümüş, 3 porsiyon kalsiyum alınması gerektiğini, bunun da 3 bardak süt veya 3 kase yoğurda denk geldiğini belirterek, "Haftada 2 gün kırmızı et, iki gün balık tüketilmesi protein ve omega ihtiyacını karşılamaya yardımcı olur." dedi.
Erken doğum veya düşük riski olmayan tüm gebelerin egzersiz yapmasını önerdiklerini aktaran Parlakgümüş, şu bilgileri verdi:
"Yüzmek yazın yapılabilecek en güzel spordur. Eklemlere yük bindirmeden sırt ve bel ağrılarını rahatlatır. Fazla kilo alımını engeller. Ruhsal olarak da bir rahatlama sağlar. Yazın yapılabilecek diğer sporlar hafif tempolu yürüyüş, yoga veya pilatestir. Bu sporların haftanın dört-beş günü 20-30 dakika yapılması önerilir. Yoga ve pilatesin tüm hareketleri gebeler için uygun olmayabilir. Deneyimli bir eğitici eşliğinde yapılmalıdır."
Parlakgümüş, gebelikte soda tüketilmesinde sakınca olmadığını ancak katkılı olmayan sade sodaların tercih edilmesi gerektiğini vurgulayarak, "Soda, mineraller bakımından zengin bir içecektir. Dolayısıyla kas kramplarına iyi gelir. Günde 2 taneye kadar içilebilir." ifadelerini kullandı.
"Radyasyon olduğu için güvenlik kapılarından geçilmemeli"
Parlakgümüş, erken doğum veya düşük riski olmayan gebelerin seyahat etmesini de sakınca olmadığını belirterek, "Gebeler kendi araçlarıyla seyahat edeceklerse mutlaka 2 saatte bir mola verip 10 dakika yürüyüş yapsın. Çünkü gebelikte pıhtı oluşumuna yatkınlık artar. Uzun süreli hareketsiz kalmak önerilmez. Yolculuk boyunca bol sıvı alınmalıdır." diye konuştu.
Araçla seyahat durumunda emniyet kemerinin mutlaka takılması gerektiğini dile getiren Parlakgümüş, emniyet kemerinin bir şeridinin kucaktan, bir şeridinin de karnın üstünden geçecek şekilde bağlanması gerektiğini söyledi.
Parlakgümüş, gebelikte uçakla seyahatte sakınca olmadığına dikkati çekerek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ancak, havaalanı güvenlik kapılarında radyasyon olduğu için güvenlik kapılarından geçilmemeli. Bu sebeple de rapor gerekebilir. Bazı firmalar belirli gebelik haftasından sonra uçmak için yazılı izin istemektedirler. Uçakla yolculuk yapacak tüm gebelerin şirketlerin rapor isteyip istemediğini öğrenmesi ve buna göre uçuş öncesi takip oldukları hastaneden 'uçakla seyahat etmesine sakınca yoktur' raporlarını almaları önerilir. Uzun süreli uçak yolculuğuna çıkacak gebelerin mutlaka uçuş çorabı giymesi gerekir. Bu çoraplar basınçlı çoraplardır ve bacakta uzun süreli hareketsizliğe bağlı pıhtı oluşması riskini azaltır."
"Gebeler leke oluşumuna yatkındır"
Parlakgümüş, yaz mevsiminden en çok gebeliğin son ayında olan kişilerin etkileneceğini belirterek, "Çünkü ağırlaştıkları için daha çok ödemleri olur ve sıvı kaybına daha çok yatkın olurlar. Ancak kişi, haftaları erken olmasına rağmen eğer ikiz veya üçüzlere gebe ise veya tansiyon, şeker gibi bir hastalığı varsa yaz aylarında diğer gebeler kıyasla daha çok zorlanabilir." şeklinde konuştu.
Temiz olduğu sürece denize veya havuza girilmesinde gebeler için bir sakınca olmadığını dile getiren Parlakgümüş, "Havuzdan veya denizden çıktıktan sonra ıslak mayoyla oturulmamalı, mutlaka mayo hemen değiştirilmeli. Uzun süreli güneşlenme önerilmez. Gebelerin mümkün olduğu sürece kısa süreli güneşlenip daha sonra gölgede oturması gerekir. Sıcak termal havuz ve uzun süreli sauna kullanımı gebelere uygun değildir." ifadelerini kullandı.
Parlakgümüş, gebelerde leke oluşumuna yatkınlık oluştuğunu vurgulayarak, "Gebelik maskesi dediğimiz leke oluşumunun tedavi edilmesi güç olduğundan öncelikle engellenmesine çalışılmalıdır. Güneşe çıkarken en az 25 faktörlü bir güneş koruyucu uygundur." yorumunu yaptı.
Çalışmanın ayrıntıları "British Journal of Psychiatry" dergisinde yayımlandı.
İlginizi Çekebilir