KORONALI GÜNLERİM YAŞADIKLARIM VE HİSSETTİKLERİM
GUNDEMKORONALI GÜNLERİM, YAŞADIKLARIM VE HİSSETTİKLERİM...
KORONALI GÜNLERİM
YAŞADIKLARIM VE HİSSETTİKLERİM...
Nerden kaptım bu virüsü diye sorgulamayacağım kendimi. Çevremiz vurdum duymaz, bencillerle doluydu. Çok dikkat etmemize rağmen kız kardeşim, 13 yaşında ki kızım, eşim ve ben enfekte olmuştuk. Sorumsuzca davranan insanlar yüzünden bizde bu virüsten nasibimizi almıştık. Günlerimiz acılar içinde kıvranarak geçiyor, fakat gecelerimiz sabah olmuyordu. Acaba biz bu virüsü yenebilecekmiydik, ilk günler de bu soruya cevap veremiyorduk. Bizi o kadar alt etmiştiki bu illet şey, nefes alırken dahi güçsüzlüğümüz önümüzü görmeyecek kadar karartıyordu. Bu kadar acı çekmemize rağmen, kendimizi entübasyonla nefes alıp verenlere göre çok daha şanslı hissediyor, yüce Rabbime şükrediyorduk.
Hasta olmadan önce, titizlikle her şeyimize dikkat ederken, kendimizi hasta farzedip karşımızda ki insanları korumak adına ne gerekiyorsa yaptığımız halde yine de bu illet virüsden kurtulamamıştık. Çünki herkez normal yaşantısını sürdürüyor, bulaştırma hızı gittikçe arttıyordu. Düğün dernek, kutlamalar hiç bir zaman azalmadı ve durmadı. Asker yolcu etme seansları, nişanlar, doğum günü kutlamaları pandemiden önce nasılsa hiç hız kesmeden aynı şekilde devam ediyordu. Bugün ben enfekte olalı tam on bir gün oldu. İlk beş günü asla hatırlamak istemiyorum. Kız kardeşimle kaldığımız odalar karşılıklı olduğu için acılarımızın sesini duyabiliyorduk. İlk günler ikimizde sancılarımızdan kıskıs kıvrandık. Hatta ağrılarımızdan dolayı çocuklar gibi yataklarımızda oturup ağladığımız çok olmuştur. O ağladığında ben ona dua ediyor, ben ağlayıp bağırdığımda o benim için dua ediyordu. Diğer odadan da 13 yaşında ki kızım, anneeee başım, bacaklarım çok ağrıyorrr diye bağırıyor, elim kolum bağlı çaresizce yatağımda kalakalıyordum. Ne kendime nede benden yardım isteyen kardeşim ve kızıma yardım edemiyordum. Benden dört gün sonrada sevgili eşim enfekte olmuştu ve diğer odayada o yerleşmişti. Biz üçüncü katta kardeşimin evinde tedavi olmak için izole olmuştuk. Birinci katta annemler oturuyor. Hergün bize gelinimiz üç öğün yemekler pişirip ablamdan da yukarıya yemeklerimizi gönderiyordu. Kapının tam önüne küçük masa koymuştuk. Ablam yiyeceklerimizi ve bizim için alınan ihtiyaçlarımızı oraya bırakıp hemen geri aşağıya iniyordu. Ve bizde o kişi aşağıya indikten sonra bize gelenleri içeriye alıyorduk. Kardeşlerim itinalı ve koordineli bir şekilde bizim bakımımızı üstlenmişlerdi. Çok itinalı davranıyoruz. Virüsü hiçkimseye bulaştırmamaya özen gösteriyoruz. Kardeşim virüsün dağılmaması için kocaman apartmanı ilaçlıyordu. Bu süreç çok zor geçeçeğe benziyordu. Hiç bir şey uzaktan görüldüğü yada okunduğu gibi değildi. Ayak başparmağınızdan el serçe parmağınıza kadar vücudunuzda ne kadar kemik, kas , doku varsa hepsinin varlığını acıdan hissediyorsunuz. Çünki hepsi aynı anda ağrıyor. Kızım 13 yaşında ve onun semptomları, baş ağrısı, kas ağrısı ve mide bulantısı olarak kendini gösterdi. Kardeşimde bu durum daha ağır seyirdi. Vücudunun çeşitli bölgelerine ani giren şiddetli kramplar, baş, kas ve kemik ağrısı, ayŕıca böbreklerine uygulanan ağrılı baskı, şiddetli göz, mide ağrısı ve ishal ile birlikte ateş'te kendini göstertti. Benim de şiddetli kas ve kemik ağrılarım oldu. Gözlerim dışarı fırlayacakmış gibi ağrıyordu. Yüksek ateşim vardı ve gözlerimin önü kararıyordu. Arada birde mide bulantısı yaşadım. Vücudumun her tarafında yüzlerce açık yara varmış gibi şiddetli acı hissediyordum. Saçlarım omuzlarıma değdiği zaman bile acıdan çığlık atıyor canım çok yanıyordu. Her duş aldığımda ağlıyordum. Duştan akan su değilde demirmiş gibi vücudumu dövüyordu sanki. Kemiklerimin hepsi aynı anda patlayacakmış gibi dayanılmaz ağrı yapıyordu. Üzerinize giydiğiniz incecik tişört bile vücuda zülm ediyordu resmen. Bir kağıt mendili dahi tutmaya gücünüz olmuyor. Göz yaşlarımın yanaklarıma döküldüğü anı hiç anlatmamı istemezsiniz. Yüzünüz parçalanırcasına o damlalar yanağınızdan akıp gidiyor. Geriye dayanılmaz şiddetli ağrılar bırakarak sancılar içinde kalıyorsunuz. Bu acı hiç bir acıya benzemiyordu. Bu virüs her bedende farklı reaksiyonla kendini gösteriyormuş. Ve bağışıklık sistemine görede virüs etkili oluyormuş. Enfekte olduktan altı gün sonra da geçici süreliğine tat alma duyularımı kaybettim. Beş gün boyunca yediklerimden, içtiklerimden de bir tat alamadım. Neyseki kısa sürdü. Beş gün sonra yavaş yavaş tat almaya yeniden başladım ama tam değil tabiki.
Değerli okurlarım, inanın bana yazdığım bu şeyler çektiklerimizin sadece bir kaçı. Daha çok yazmadığım yaşadığımız sıkıntılarımız var. Rabbim kimseye göstertmesin. Lütfen sizlerden rica ediyorum. Kurallara uyalım. Uymayanlarıda tatlı bir dille uyaralım. Aksi takdirde sizler yada en sevdiklerinizden biri bu illet virüse yakalanabilir, enfekte olabilirsiniz. Belki de Allah muhafaza kurtulma şansı/yada şansınızda olmaya bilir. Çok zor değerli dostlarım. Bunu ancak yaşayan bilir. Allah aşkına bu konuda çok duyarlı olalım. Maskesiz dışarıya adım dahi atmayalım. Bırakın bir süreliğine ev ziyaretlerini, misafir kabullerinizi. Girmeyin kalabalık toplumlara. Gitmeyin düğünlere, kutlamalara. Emin olun takdir edilen olur, örnek alınırsınız. Mesafeyi koruyalım. Hijyene çok önem verelim. Cebimizde, çantalarımızda, arabalarımızda el dezenfektanlarımız yada kolonyalarımız mutlaka her daim olsun. Bunları yapmak kendimize ve karşımızda ki insanlara önem verdiğimizi gösterir, Allah katında da kat kat sevaba gireriz. Saygınlığımızı artırırız. Sizi küçültmez kurallara uymak, aksine sizleri yüceltir. Lütfen unutmayın yapmamız gereken ne kurallar varsa tümünü hayatımıza geçirip uygulayalım. Aksi takdirde sorumsuzluğumuz, belki birilerinin hayatını kaybetmesine, yada ömür boyu sakat kalmasına neden olabilir.
***
Test sonucumun pozitif çıkmasından hemen sonra İl Sağlık Müdürlüğünden yetkililer arayarak bilgilendirme yaptılar. Adresimize kadar tedavi olacağımız ilaçlarımızı getirdiler. Devletimizin bize tanıdığı özel durumdan sonuna kadar faydalandık. Annemlerin aile hekimleri bizimde aile hekimimiz sayıldı ve belli aralıklarla bizleri arayarak durumumuz hakkında bilgi aldılar. Rabbime şükrediyorum ki kendi ülkemizde, kendi memleketimizde ve kendi ailemizin yanında hastalandık. Eğer Belçika'da enfekte olsaydık kendimizi bu kadar şanslı hissetmezdik galiba. Ülkemin güzelliklerini böylelikle bir kez daha yaşayarak görmüş olduk.
Herkeze sağlıklı, koronasız günler diliyorum...
Sevgiyle kalın
Fikriye Ayrancı Keper
Çorum-2020 Eylül
İlginizi Çekebilir