Kürtaj yasağı Belçika Ceza Kanunu'ndan çıkarıldı

BRUXELLES KORNER

Zehra Özer

Belçika’da, 1990 yılından bu yana gebeliğin istemli olarak sonlandırılmasına belirli koşullar altında izin veriliyordu.  Fakat buna rağmen kürtaj hala ceza kanunundan çıkarılmamıștı.  Sosyalist, Yeşiller, DéFI ve Open Vld partileri,  damgalayıcı bir etkiye sahip olduğunu öne sürerek, kürtajın ceza kanunundan tamamen kaldırılması için önerilerde bulundular. Belçika’nın Fransızca konuşan bölgesindeki Liberal MR partisi önerileri desteklerken,  koalisyon ortağı olan CD & V ve N-VA partileri karşı olduğunu belirttiler.

Çoğunluk partileri sonunda muhalefet partisi CDH'nin de onayını alarak bir uzlaşma önerisi hazırladılar. Ceza kanunundaki kürtaja ilișkin metninin belirli bir yasaya dönüştürülmesi önerildi. Söz konusu düzenlemeye göre kürtajın "aile düzenine ve halk ahlakına karşı işlenen suçlar" başlığı altından çıkarılıp,  "kişinin korunması" başlığı altına alınmasıdır. Kürtaj artık bazı istisnalar dıșında "suç" olarak kabul edilemez.

Uygulamada çok fazla birșey değișmeyecektir.

Kürtajın tıbbi olarak kadına zarar vermeyeceği süre uluslararası sözleşmelerde 12 haftadır. Kürtaj, döllenmenin on ikinci haftasından sonra yine yasaktır.  Doktor, kadını prosedür ve olası alternatifler hakkında tam olarak bilgilendirmek ve kadının hamileliğini sonlandırma kararlılığından emin olmak zorundadır. Acil tıbbi nedenler olmadıkça altı günlük düșünme süresi değișmedi ve yine aynıdır. 12 haftalık periyottan sonra, hamilelik sadece belirli koşullar altında, eğer hamilelik kadının sağlığı için ciddi bir tehlike oluşturuyorsa veya fetusun çok ciddi, tedavi edilemez bir durumda olduğundan emin olunursa sonlanabilinir.  

Doktor ve sağlık personeli kürtaj uygulamaya zorlanamazlar, ancak doktor kürtajı reddettiği durumunda, kadını bir bașka doktora sevk etmelidir ve aynı zamanda tıbbi dosyasını da iletmek zorundadır.

Cezalandırmalar

Gebelik süresi on iki haftadan az olan kadının kendi gebeliğini sonlandırması halinde suç oluşmayacaktır. Kürtaj koşullarına uyulmadığı takdirde cezai hükümler yine aynıdır. Yasa tasarısı aynı zamanda, bir kadını kürtajı gerçekleştirecek kuruma girmesini (fiziki olarak) engellemeye çalışan kişinin cezalandırılmasını da hükmeder.

Dünya Sağlık Örgütü’nün ("DSÖ") tahmini verilerine göre dünyada her yıl uygulanan 46 milyon isteyerek gebeliği sonlandırma işleminin 20 milyon kadarı güvenli olmayan koşullarda uygulanmakta ve bunların sonucunda yaklaşık 80.000 kadın yaşamını yitirmektedir. Bu ölümlerin tamamına yakın kısmı yasaların gebeliğin sonlandırılmasına izin vermediği veya aile planlaması hizmetleri sunumunun yetersiz olduğu ülkelerde meydana gelmektedir.