Yeni bir medeniyet tasavvuru için kültür tarimize yolculuk düşüncesiyle, Amsterdam merkezli Türkevi Topluluğu tarafından organize edilen "Biyografi Okumaları"nın ilkinde sosyolog Erol Güngör anlatıldı.
Amsterdam Türkevi’nde gerçekleştirilen Biyografi Okumaları, Türk sosyoljisinde ve kültür, tarih ve mediyet anlayışında bir iz bırakan, genç yaşta aramızdan ayrılan Erol Güngör’ü okuma ve anlatımı ile başladı. Güngör’ün hayatı, kişiliği ve eserlerini Türkevi başkanı Veyis Güngör anlattı.
TARİH BİLİNCİ Erol Güngör anlatımına geçilmeden önce; aylık devam eden “Amsterdam Tartışmaları” ve “Mesnevi Okumaları” etkinliklerine "Biyografi Okumaları"nı da ekleyen Türkevi Topluluğu, biyografi okumaları ile bir tarih bilincinin oluşturulması, yeni bir medeniyet tasavvurunun inşasına katkıda bulunma olarak ifade edildi.
EROL GÜNGÖR’LE TANIŞMA Veyis Güngör, konuşmasına Erol Güngör ismiyle nasıl tanıştığı? Sorusuna verdiği cevapla başladı. Güngör şunları anlattı: ‘Üniversite yıllarımda, Konya’da öğrenci arkadaşlarımızın yayınladığı ‘Konevi’ Dergisinin Hollanda muhabirliğini yapmaktaydım. Erol Güngör ismini Konevi Dergisi aracılığıyla tanıdım. Erol Güngör’ün o zaman beni çok etkileyen ve yazı yazmaya teşvik eden şu sözleri hala aklımdadır. “Gençlerin, okuma çağlarında bulundukları, ancak iyice yüklerini aldıktan sonra yazabilecekleri hakkında yaygın bir kanaat vardır. Ben bunun aksini düşünürüm. Gençlerin daha çok okumalarını teşvik eden faaliyetlerinden biri yazmaktır. Gençler yazmak için daima çok okumak ve aynı zamanda bir fikir geliştirmeyi öğrenmek zorundadırlar.” Daha sonra eserlerini okumaya başladım.’
30 YIL ÖNCE AMSTERDAM’DA EROL GÜNGÖR Konuşmasına, öğrecilik yıllarında Amsterdam’da organize edilen Erol Güngör Semineri’ne atıf da yaptı. Veyis Güngör; ‘33 yıl önce çok genç yaşta aramızdan ayrılan fikir ve bilim adamı Erol Güngör'ü ilk defa 30 yıl önce 17 haziran 1986 yılında genç bir üniversite öğrencisi iken yine Amsterdam’da Hollanda Türk Dostluk Derneği’nde anlatmıştım. Yıllar sonra Erol hocayı tekrar anlatmaktan büyük bir heyecan duyuyorum. Elbette mesele sadece Erol Güngör’ün hayatını anlatmaktan ibaret değildir. Erol Güngör’ü anlatmak aynı zaman da bugün karşı karşıya kaldığımız bazı meselelere de farklı yaklaşabilmeyi öğrenmek ve denemektir. Zira Erol Güngör’ü anlamak, aslında bir zihniyet değişimini anlamak, olayları yorumlamada bir metod geliştirmektir. Erol hocaya göre, 'düşünce veya zihniyet yenilikle gelişir’ dedi.
DEĞERLER PSİKOLOJİSİ İlerleyen yıllarda Erol Güngör ve düşüncelerini yakından tanıma faaliyetlerinin devam ettiğini belirten Veyis Güngör, yine o yıllarda başkanı olduğu Hollanda Türk Akademisyenler Birliği olarak, Erol hoca’nın profesörlük tezi olan ‘Değerler Psikoloji’ çalışmasını kitap olarak yayınladıklarını söyledi. İstanbul Üniversitesi’nde öğretim görevlisi olan hocanın eşi Şeyma Güngör’le tanıştıklarını, Şeyma hanımla sözkonusu çalışmanın kitaplaştırılmasını istişare ettiklerini söyleyen Veyis Güngör, aynı kitap daha sonra, Erol hocanın diğer kitaplarını yayınlayan Ötüken yayınları tarafından da kitap olarak okuyucuya sunulduğunu belirtti.
HAYATI Genç yaşta arımızdan ayrılan, 20.asır Türk ilim, fikir ve kültür sahasına imza atan Erol Güngör Türk İslam medeniyetinin yoğrulmuş olduğu, Ahri Evran toprağı Kırşehirde (1938) dünyaya gelmiştir. Dedesi, Kırşehir ulemasından Hacı Hafızoğludur. Erol Güngör, ilk ve orta eğitimini Kırşehir'de
tamamladıktan sonra, 1961 yılında İstanbul Üniversitesi Edebiyat fakültesi, bin felsefe bölümünden mezun olur. Ve hocası Mümtaz Turhan’ın asistanı olur. Devamla, 1965 yılında doktorasını tamamlar ve 1966 yılında ABD Colorida Üniversitesinde iki yıl ilmi araştırmalar yapar. Erol Güngör askerlik görevinden sonra 1971 yılında İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesinin sosyal psikoloji bölümüne doçent olarak tayin edilir. 1978 yılında sosyal-psikoloji alanında profesör olur. 1982 yılında Konya Selçuk Üniversitesi rektörlüğüne tayin edilir. Erol Güngör 24 Nisan 1983 tarihinde İstanbul'da vefat eder.
EROL GÜNGÖR VE KONYA Yeni kurulan ve gelişmekte olan Konya Selçuk Üniversitesi rektörlüğüne tayin edildiği ilk günden itibaren büyük gayret sarfeder Erol Güngör. Konya’nın bir ilmi merkezi haline getirilmesi için büyük çalışmalarda bulunur. Kendisiyle yapılan bir mülakatta Konya için aynen şunları söyler: “Konya, kültür ve ilim konularında yapılacak araştırmalar için büyük potansiyele sahiptir. Ben bu potansiyelin kullanılması ve Konya ‘da canlı bir araştırma, düşünce faliyetinin başlaması için yerli-yabancı ilim adamlarını teşvik ederim”. Erol Güngör, Cumhuriyet tarihinde ‘aydın-halk’ ayrışmasında paradigma değişimini sergiler ve inanmış aydın-halk buluşmasıyla halkın gönlünde adeta bir tahd kurar.
ŞAHSİYETİ Erol Güngör’ü yakından tanıyan bir çok kişinin görüşlerini, izlenimlerini, intibalarını dile getiren Veyis Güngör, Erol Güngör daha çok ‘çalışkanlığı, ahlakı, azmi, öğrenme merakı, terbiyesi, gösterişten uzaklığı’ gibi özellikleri ile hafıfazalarda yer edinmiştir dedi. Örneğin hocası Mümtaz Turhan’ın Erol Güngör için ‘işte benim hakiki eserim, Türkiye onunla büyük bir alim kazanacaktır ‘, derken, Taha Akyol’un da ‘hocam, üstadım, rehberim, ağabeyim’ ilim ve tefekkür bakımından’da 20.asır Türkiye için bir Erol Güngör asrı‘dır ifadesini kullanmıştır. ’Doğu ve Batı’dan bir çok kaynaktan istifade edeceğiz. Ama İslam‘a aykırı hiç bir şey yapmayacağız’ ifadesini kullanan Erol Güngör’ün şahisyetini M. Orhan Oktay ise şöyle tarif ediyor: ’Erol Güngör ‘ün şahsiyeti iki hat üzerinde değerlendirilebilirr. Biri Ziya Gökalp ve Mehmet İzzet’le başlayıp, Ziyaettin Fahri Fındıkoğlu, Hilmi Ziya Ülken ve Mümtaz Turhan’la devam eden Türk sosyoloji mektebinin mensubu değerli bir ilim ada'mı oluşu. Diğeride Remzi Oğuz ,Peyami Safa ve Nurettin Topçu gibi milliyetçiliğimizin fikir Temel'lerini işa eden mütefekkirleri zincirinin bir halkası oluşu’dur. Bu doğrultuda Yılmaz Özakpınar ise şunları söylüyor: “Erol Güngör müstesna bir zihnî terkipti. Onda Ahmet Hamdi Tanpınar’ın sanatkâr ruhu, Yahya Kemal Beyatlı’nın tarih duygusu, Mümtaz Turhan’ın ilim zihniyeti ve Anadolu velilerinin ilhamı vardı.” Dıger taraftan, sosyolog Prof Dr. M. Tayfun Amman, Erol Güngör ile ilgili şöyle bir görüş sergiliyor: “Modern çağda yaşadığımız kültür kırılmalarının yol açtığı dört önemli kusurun hiçbirisi yok Erol Güngör’de. Lisan kusuru yok, din kusuru yok, tarih kusuru yok, devlet kusuru yok. Ben bunları dört defo olarak isimlendiriyorum. Bugün baktığımızda modern aydınlarda bu dört defodan en az bir tanesi muhakkak var.”
YAZARLIK YAPTIĞI GAZETE VE DERGİLER Erol Güngör yazılarını Türk Yurdu, Hisar, Türk Birliği, Töre, Türk Edebiyatı, Türk Kültürü, Milli Eğitim ve Kültür, Milli Kültür, Konevî, Toprak ve Diriliş dergileri ile, Millet, Her Gün, Yeni Düşünce, Yeni Sözcü, Yol, Ayrıntılı Haber, Yeni İstanbul ve Ortadoğu gazetelerinde yayınlandı. Yazılarında Türk toplumunun Tanzimat'tan bu yana yaşadığı kimlik sorununa ve kültür buhranına dikkat çekmiştir.
ESERLERİ Erol Güngör telif ve tercüme olmak üzere 17 kitaba imza atmıştır. Bu eserlerden bazıları şunlardır: İslam'ın Bugünkü Meseleleri, İslam Tasavvufunun Meseleleri, Dünden Bugüne Tarih Kültür ve Milliyetçilik, Kültür Değişmesi ve Milliyetçilik, Sosyal Meseleler ve Aydınlar, Tarihte Türkler, Değerler Psikolojisi.
SONUÇ Veyis Güngör konuşmasının sonucu olarak ‘Erol Güngör’ün eserleri tekrar okumalıdır. İnançları ve fikirleri anlatılmalı ve geliştirilmelidir. Bütün bunlar için sempozyumlar, paneller, seminerleri, yarışmalar düzenlenmelidir. Ama bizim için, yani tarihin bu döneminde Avrupa’da farklı kültürlerle karşılaşanlar için, özellikle Erol Güngör’ün İslamın Bugünkü Meseleleri ve İslam Tasavvufunun Meseleleri isimli eserleri mutlaka okunmalıdır. Karşı karşıya kaldığımız ve cevap vermekte zorlandığımız bir kısım soruların cevabını o eserlerde bulacağız’ ifadelerini kullandı.
Yorum Yazın