TBMM
Başbakan Yardımcısı Hakan Çavuşoğlu, Türk vatandaşlarının yoğun olarak yaşadığı ülkelerde son dönemde Müslümanlara ve Türklere karşı gerçekleştirilen saldırı ve eylemlerde ciddi bir artış gözlendiğini belirterek, "Saldırıların büyük çoğunluğunda suçlar cezasız kalmaktadır. İlgili devletlerin yetkili mercilerinin polis, savcılık, yargı ve medyanın bu saldırılarla mücadele etmesi çok önemlidir." dedi.
TBMM Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu (KEFEK), AK Parti Kocaeli Milletvekili Radiye Sezer Katırcıoğlu başkanlığında toplandı.
Katırcıoğlu, toplantının başında Türk Silahlı Kuvvetlerince Afrin bölgesinde terör örgütlerine yönelik yürütülen Zeytin Dalı Harekatı'na verdikleri desteği dile getirerek, şehitlere Allah'tan rahmet, yaralılara ise acil şifa dileğinde bulundu.
Komisyon Başkanı Katırcıoğlu KEFEK'in, Yurt Dışında Yaşayan Türk Vatandaşı Olan ve Vatandaşlıktan İzinle Çıkmış Kadınların ve Ailelerin Sorunları ve Çözüm Önerileri Konulu Alt Komisyonun Başkanı AK Parti İstanbul Milletvekili Tülay Kaynarca ise alt komisyonun çalışmaları hakkında bilgi verdi.
Daha sonra Başbakan Yardımcısı Çavuşoğlu, alt komisyonun çalışma alanına giren konularda, kendisine bağlı kuruluşlardaki faaliyetler hakkında sunum yaptı.
Çavuşoğlu konuşmasına; "Hudutlarımızda ve bölgede güvenlik ve istikrarı sağlamak maksadıyla, Afrin bölgesinde, PKK/KCK/PYD-YPG ve DEAŞ'a mensup teröristleri etkisiz hale getirmek, meşru müdafaa hakkını kullanmak, dost ve kardeş bölge halkını bunların baskı ve zulmünden kurtarmak üzere başlatılan Zeytin Dalı Harekatı'nı başarıyla icra eden Mehmetçik'imize Cenabıhak'tan muvaffakiyetler niyaz ediyorum. Bu vatan için canını ortaya koyan, bedenini siper eden tüm şehitlerimize Allah'tan rahmet, yaralılarımıza acil şifalar diliyorum." diyerek başladı.
"Ekonomik ve sosyal yönden güçlenmelerini önemsiyoruz"
Yurt dışında yaşayan ve sayıları 6 milyonu aşan vatandaşların anadil, kimlik ve kültürlerini koruyarak anavatana olan aidiyetlerini sürdürmelerinin önemine işaret eden Çavuşoğlu, yaşadıkları ülkelerde ekonomik ve sosyal yönlerden güçlü, özgüvenli olmalarına da öncelik verdiklerini söyledi.
Yurt dışında yaşayan Türklerin en fazla bulunduğu ülkenin Almanya olduğunu belirten Çavuşoğlu, bunu Fransa, Hollanda, Belçika, Avusturya ve İsviçre'nin takip ettiğini bildirdi.
Çavuşoğlu, kıta Avrupa'sı ülkelerindeki Türk nüfusunun yaklaşık yüzde 40'ının Türkiye doğumlu olduğunu ifade ederek, şöyle konuştu:
"Reşit vatandaşlarımızın nüfus dağılımı değerlendirildiğinde yurt dışında yaşayan vatandaşlarımızın yüzde 30'unu 18-30 yaş arası, yüzde 33'ünü 31-45 yaş arası, yüzde 29'unu 46-65 yaş arası, yüzde 8'ini ise 65 yaş üstü vatandaşlarımız oluşturmaktadır. Yurt dışında yaşayan vatandaşların geldikleri iller değerlendirildiğinde ise yaklaşık üçte ikisinin sırasıyla İç Anadolu, Karadeniz ve Ege bölgelerinde nüfusa kayıtlı olduğu bilinmektedir."
"Yurt dışındaki vatandaşların 1 milyon 782 bini evli"
Yurt dışında yaşayan vatandaşların aile yapısının korunmasının önem arz ettiğinin altını çizen Çavuşoğlu, yurt dışında bulunan yaklaşık 4 milyon Türkiye Cumhuriyeti vatandaşının 1 milyon 782 binin evli, 170 bininin boşanmış, 80 binin ise dul olduğu bilgisini aktardı.
Son yıllarda boşanma oranlarında artış yaşandığını da dile getiren Çavuşoğlu, aile müessesesinin sarsıldığı durumlarda boşanmaların arttığı, nesiller arası bağların koptuğu, yaşlılara sahip çıkılmadığı, bağımlılar, ailelerinden ayrılan çocuklar gibi dezavantajlı durumların ortaya çıktığını söyledi.
Devletin Yurt Dışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı ile Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının yurt dışı aile müşavirlikleri yoluyla söz konusu ülkelerdeki Türklere destek sağladığını belirten Çavuşoğlu, onlara yönelik politikalar geliştirildiğini kaydetti.
Bu kapsamda yapılan çalışmaları da anlatan Çavuşoğlu, "Devletimiz yurt dışında vatandaşlarımızın yoğun olarak yaşadığı bölgelerde aile ataşelikleri açmıştır. Bu ataşeliklerle sosyal konularda ailelerimize destek olunmakta, bireysel sosyal hizmet destekleri de sağlanmaya devam edilmektedir." diye konuştu.
Aile birleşimlerinde dil şartı
Ülkelerin aile birleşiminde dil ve vize şartına yönelik uygulamalarına da değinen Çavuşoğlu, bunun ülkelerde farklı hukuki temellere dayandırıldığına dikkati çekti.
Avrupa'nın birçok ülkesinin yabancılar ve göç hukukunda aile birleşimini öngördüğünü ifade eden Çavuşoğlu, "Bazı Avrupa ülkelerinde aile birleşimi şartlarının ağırlaştırılması suretiyle bu hakkın kısıtlandığı, hak ihlali kapsamına girecek uygulamalar görüldüğü ve evlilik yoluyla yapılan göçlerin önüne geçilmek istendiği görülmektedir." dedi.
Çavuşoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Başta Almanya olmak üzere Belçika, Danimarka gibi ülkeler aile birleşimi vize şartlarını zorlaştırmışlardır. Aile birleşiminde vatandaşlarımıza yönelik bir ayrımcılığın varlığı dikkati çekmektedir. Almanya'da yaşayan bir ABD vatandaşı, Türk vatandaşı eşini Almanya'ya getirmek istediğinde dil şartı aranmamaktadır. Buna karşın Almanya'da yaşayan Türk-Alman vatandaşının aile birleşiminde aynı durum maalesef geçerli değildir. Aile bütünlüğü için aile birleşiminde aranan dil şartının kaldırılması ve eşlerin gidecekleri ülkelerde dil öğrenmesine imkan sağlanması gerekmektedir. Aile birleşiminin belirli seviyede dil bilgisine bağlı kılınması uluslararası hukukta AB mevzuatında ve ulusal yasalarda yer alan ailenin korunmasıyla ilgili hükümlere aykırılık teşkil edilmelidir. Bu nedenle ülkeler tarafından uygulanan dil testi şartının kaldırılması uygun olacaktır."
"İslamofobik saldırılarda faillerin cezalandırılmasını bekliyoruz"
Başbakan Yardımcısı Çavuşoğlu, ırkçılık ve İslamofobi konusunda da değerlendirmelerde bulundu.
"Vatandaşlarımızın yoğun olarak yaşadığı ülkelerde son dönemde Müslümanlara ve Türklere karşı gerçekleştirilen saldırı ve eylemlerde ciddi bir artış gözlenmektedir." diyen Çavuşoğlu, neredeyse her hafta bir camiye, bir Türk sivil toplum kuruluşuna yönelik kundaklama girişimi, mala zarar verme, duvarlara ırkçı slogan yazılması, domuz kafası bırakılması gibi eylemler gerçekleştirildiğini anlattı.
Çavuşoğlu, "Saldırıların büyük çoğunluğunda failler tespit edilememekte, suçlar cezasız kalmaktadır. İlgili devletlerin yetkili mercilerinin polis, savcılık, yargı ve medyanın bu saldırılarla mücadele etmesi çok önemlidir. Bu şekilde eylemlerin gerçek sayılarının ortaya çıkabilecek, saldırıların soruşturulması ve kovuşturulması hususları da daha şeffaf ve denetlenebilir hale gelecektir. Saldırıların faillerinin yetkililerce cezalandırılması, olayların aydınlatılması beklenmektedir." ifadelerini kullandı.
Çavuşoğlu, cami ve sivil toplum örgütlerinin, saldırılardan sonra ülkenin ilgili makamlarına başvurmalarının, saldırganların yargılanması için konuyu takip etmelerinin, birlik içinde olmalarının teşvik edildiğini de söyledi.
"Farkındalık oluşturmak amaçlı eğitimler veriliyor"
Çatı sivil toplum kuruluşlarının hukuk alanında kapasitelerini geliştirmeleri, insan hakları, ırkçı suçlar ve ayrımcılık vakalarına ilişkin takip merkezleri kurmalarının, veri toplamalarının da önemini dile getiren Çavuşoğlu, insan hakları ve hukuk eğitimi çerçevesinde üniversite öğrencileri ve hukukçulara yönelik farkındalık oluşturmak amaçlı eğitimler verildiğini kaydetti.
Çavuşoğlu, Türk vatandaşların uğradığı ırkçı saldırıların ülkelerle gerçekleştirilen resmi temaslarda gündemde tutulduğunu bildirerek, faillerin bulunması, önleyici ve koruyucu tedbirlerin alınmasının talep edildiğini aktardı.
Komisyon toplantısında, Çavuşoğlu'nun sunumunun ardından milletvekilleri, alt komisyonun çalışma alanı kapsamındaki konularda görüş ve değerlendirmelerde bulundular.
Muhabir: Seval Güler
Yorum Yazın