Bruxelles Korner
Zehra Özer
Organ bağışı kişinin hayatta iken kendi iradesiyle, organlarının bir kısmını veya tamamını ölümünden sonra başkalarının tedavisi için kullanılmak üzere izin vermesidir. 18 yaşını aşmış, akıl ruh sağlığı yerinde, mümeyyiz olan herkes organ bağışında bulunabilir.
Programın ilk bölümde organ bağışı sayesinde hayatları kurtarılan insanlarla konuştu. Programın sunucusu olan Frances Lefebure, daha sonra organ bağışçısı olmaları için insanlara çağrı yaptı. Bu çağrının bugün büyük ölçüde hedefine ulașacağı umuluyor. Bugün 200'den fazla Flaman Belediye idarisi bu nedenle açık olacaktır.
Belçika’da, 1.212 hasta organ nakli beklemektedir. Hastaların çoğu (neredeyse 800'ü) yeni bir böbreğe ihtiyaç duyar, ancak akciğer, karaciğer veya kalp bekleyenler de vardır. Bekleme süresi bazen yıllar uzayabilir, çünkü organ bağışçı olarak kaydını yaptıran insan sayısı çok azdır. “En önemli organ bağışçıları beyin ölümü gerçekleșmiș hastalardır, (ülke genelinde ölenlerin % 2 'si). Hemen hemen tüm diğer ölüm sebeplerinde, organlar onarılmaz hasara uğrar ve kullanılamaz hale gelir. ”
Beyin ölümü ve bitkisel hayat kavramları nelerdir?
Bir insanda beyin ölümünün gelişmiş olması demek; beynin tüm kan akımı ve oksijenlenmesinin durmuş olmasını, beynin tamamen ve geri dönüşümsüz olarak tüm fonksiyonlarını kaybetmiş olmasını tanımlar. Beyin ölümü olan kişi tıbben ve yasal olarak ölü kabul edilir.
Bitkisel hayatta ise; hastanın solunumu devam eder ancak makine desteğine ihtiyaç duyabilir. Bu kişiler makine desteği ile aylarca, yıllarca yaşayabilir. Bazı durumlarda iyileşme şansları vardır. Bazen televizyon veya gazetelerde ”3 yıl – 5 yıl sonra tekrar hayata döndü” vb. haberler duyarız, bu vakalar bitkisel hayatta olan kişilerdir. Derin koma da aynı şekildedir. Bitkisel hayattaki kişilerde az da olsa bir yaşam belirtisi vardır. İşte “bir ümit var mı” dediğimiz hasta grubu bunlardır.
Belçika'da geçen yıl milyon nüfus başına 30.7 kadavra donör sağlandı, bir bașka deyișle ölümü gerçekleșmiș kișinin organı beklemekte olan bir hastaya nakledildi. Bu rakam Hırvatistan'dan sonra Avrupa’da en yüksek olandır ve diğer ülkelerle kıyaslandığında oldukça yüksektïr. Bu denli yüksek olması Belçika’nın mevzuatına bağlıdır. Burada yașayan herkes otomatik olarak organ bağışlayıcıdır eğer bu duruma karșı iseniz, herhangi bir organınızı bağıslamak istemediğinizi özellikle hayatayken bildirmeniz gerekir. Örneğin, yakın aile de duruma müdahale edebilir. "Organ bağışçısı kaydı, vasiyet ile aynı değer tașır". Kişinin önceden organ bağışı yapmış olması vasiyet değeri taşıdığından, ailelerin daha rahat karar vermesine yardımcı oluyor. Bu konuda toplumun hassasiyetleri ve etik değerler göz önünde bulunduruluyor. Organ nakli, bağışı zorla olabilecek bir şey değildir.
Belçika'da, 1986 yılından itibaren, organ nakli için organların alınmasını sağlayan bir yasa yürürlüğe girmiştir. Bu yasa prensip olarak, "varsayılan bir onay" dır. Diğer bir deyişle: kim sessiz kalır ise, organ donörü olmayı kabul etmiș olur. Bu yasa ile her yetişkin Belçikalı'nın ölümünden sonra olası bir organ bağışçısı olmayı kabul ettiği varsayılıyor. Organlarınızı bağıslamak istemediğiniz takdirde hayattayken resmi olarak organ bağışçısı olmak istemediğinizi kaydetmeniz gerekir, bunu yapmadığınız takdirde doktorlar ölümünüzden sonra organlarınızı bir hastaya nakletme hakkına sahip olacaktır.
Organ nakli bekleyen hasta sayısı her geçen gün artıyor, ama bağışlar ortalamanın çok altında devam ediyor. Organlarımızı toprağa gömmeyi tercih ediyoruz. Hepimizin bir yakını, sevdiği, eşi, çocuğu, anne veya babası organ nakli bekleyen bir hasta konumunda olabilir. Organ nakli bekleme listesinde bekliyor olmak, birilerinin ölmesinin sizin yaşamanızı sağlıyor olması büyük bir travma. Aynı zamanda da yakınını kaybeden birinin bu durumundan olumlu bir sonuç çıkarması için bir fırsat oluşturuyor.
ÖNEMLİ FAKTÖRLERDEN BİRİ DE DİNİ İNANÇLAR
Her canlının hayatı kutsaldır, saygı gösterilmeli ve korunmalıdır. İnsanlarda "acaba organ bağışı yaparsam günah mı işlerim" düşüncesi var. Dini bilgi yetersizliği veya önyargılardan kaynaklı çekinceler de az değil. Bazen "organ bağışında bulunmak ister misiniz" diye sorduğumuz ailelerin konuyu önce bir din adamına danışmak istediklerini görüyoruz. Görüştükleri kişinin olumsuz görüş bildirmesiyle organ bağışından vazgeçen insanlar oluyor. Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu, 06.03.1980 tarih ve 396 sayılı kararı ile organ bağışı ve naklinin caiz olduğunu açıklamıştır. İslamiyet; organ-doku ve kan naklini zaruri bir tedavi yöntemi olarak kabul eder ve karşı değildir.
İslam dini açısından ilgili ayet ve hadisler de vardır. Bunlar; "Kim bir kimseye hayat verirse, o sanki bütün insanlara hayat vermişçesine sevap kazanır. "Maide suresi, ayet 32 “İnsan kendisinin kemiklerini bir araya getiremeyeceğimizi mi sanıyor? Evet bizim onun parmak uçlarını bile aynen eski haline getirmeye gücümüz yeter." Kıyame suresi, ayet 3-4.
Yorum Yazın