Bruxelles Korner
Zehra Özer
K. D.: Merhaba Şevket bey hoş geldiniz. Öncelikle bizi kırmayıp programımıza katıldığınız için teşekkür ederiz.
Ş. T.: Merhaba hoş bulduk Kadir bey bende sana çok teşekkür ediyorum bana bu fırsatı verdiniz BK ailesine çok çok teşekkürlerimi sunuyorum.
K. D.: Belçika siyasetiyle ilgili size birkaç sorumlarımız olacak. Siz Sosyalist Partisinden milletvekilisiniz aynı zaman meclis üyesisiniz. Şevket Temiz kimdir? Bize kendinizden biraz bahsedebilirmisiniz?
Ş. T.: Ben bir gurbetçi çocuğuyum. Babam 1972’de Belçikaya geldi, 1974’de işçi oldu, sonra 1976’da aile birleşiminden bizi buraya getirdi. Ilk okulu, orta okulu, yüksek okulu Belçika’da okudum. Belçika’ya ilk gelişimiz, beni kuçaklayan ilk belediye, Saint Josse belediyesidir. Bütün arkadaş çevremde Saint Josse’da dır.
K. D.: Eğitiminiz Belçika’da geçti. Hangi bölümü okudunuz?
Ş. T.: Evet, siyaset, kamu yönetim ve ön lisan mezunuyum. Ayrıyetten Brüksel havalımanında devlet memuru görevimi 18 yıldır yerine getiriyorum. Hatırlarsınız Belçika 1999’da jardarmalar ve polisler arasında büyük bir reform yapmıştı, o reform esnasında devlet güvenliği birimlerinde iş sahası açılmıştı. Çoğu vatandaş bunu bilmez ben o zaman polis okuluna gittim fakat pratik olarak polis mesleğini hiç icra etmedim. 2000 yılında Schaerbeek belediyesinde meclis üyesi olduğumdan dolayı ikisini bir arada yürütemedim (Belçika’da polis olmak ve aynı zamanda siyasete katılmak yasaktır) ulaştırma bakanlığından havalimanında devlet memuru oldum. Schaerbeek belediyesinde meclis üyesi seçildiğim zamanlar siyasette Sait Köse, Emir Kır, Mustafa Öztürk vardı. Ilk siyasi teçrübem, 2000 yılında Türklerin ilk siyasete atıldığı yıllarda Liberal partiden Schaerbeek belediyesinde oldu.
K. D.: O zaman Liberal parti deydiniz?
Ş. T.: 2005 yılında Liberal partisinden istifa ettim, aynı zamanda meclisden de istifa ettim ve 1,5 yıl boşta kaldıktan sonra 2006 yılında sosyalist partiden belediye ye meclis üyesi seçildim ve hala bu görevime devam ediyorum.
K. D.: Bu arada Belçika medyasında biraz eleştiriler aldınız. 1. Soykırımını kabul etmediniz. 2. Alparslan Türkeş’in anısını yaşattınız sonra MHP partisiyle ilgili de bir sorunlar yaşadınız? Bunu açıklarmısınız?
Ş. T.: Wikipedia biliyorunuz insanlarin öz geçmişinden çok gündeme geldikleri konulari not ediyor. Maalesef bazı kesimler, Türk asıllı seçilmiş kişileri aktif ve icracı makamlara geldiklerinde tutumlarını önlerine bir engel olarak çıkarıyorlar. Bu Türk toplumun aleyhine değil tam tersine, bizim duruşumuz, görüşümüz bellidir, yeri geldiğinde bunu da ifade ediyoruz. Ama burada ki medya ayakta durabilmesi için bu konuyu her zaman gündeme getiriyor. En son, partim beni Brugmann Üniversitesi Hastanesi'nin Yönetim Kurulu Başkanlığı'na aday gösterdiğinde kendi şahsi duruşumu yine gündeme getirdiler. Ben orada bu yaptıklarının entel bir davranış olmadığını ve bu davranışlarının benim Türk asıllı olmamla alakalı olduğunu söyledim. O noktadan sonra benimle öyle uğraştılar ki farklı farklı yerlere bağlamaya çalıştılar ve hakkımda propaganda başlattılar. Ben daha doğrusu, adaylıktan çekilmekte fayda gördüm. Neden mi? Seçimlere yaklaşırken bu olayı daha da büyütmek istemedim. Wikipedia kişilerin öz geçmişinden daha çok gündemdeki olayları nasıl aleyhine işletebiliriz şeklinde not ediyor. Türkiye Cumhurriyetinde MHP‘de demoktrak bir halk partisidir ve seçimlere katılır. Rahmetli Alparslan Türkeş’te bir çok liderler gibi Türkiye siyasetinde iz bırakmış insanlardan birisidir ve vefat ettiği esnasında bende bir devlet adamı sıfatıyla Türkiye Cumhurriyeti devletine bir başsağlığı diledim. Bunun bir eleştiri noktası yok.
K. D.: Ziya Gökalp ile ilgili de eleştiri aldınız?
Ş. T.: Benim facebook sayfamı iyice incelemişler, bu kendileri için çok önemli, tartışmalı ve kendi aleyhlerine işlemiş olan süreçleri bana ve beni gibilere karşı kullanıyorlar. Ziya Gökalp Türkiye ‘de sairlerden birisi, ona nasıl hayır diyebileceksiniz. Ben FB hesabımda kendi sevdiğim itibar ettiğim kişilerin ne görüşte olduğuna bakmazsınız, kendi şahsi fikrimi açıklıyorum. Bunda herkes özgürdür, özgürlüğün sınırları vardır doğru, ama şiddet kavramı olmadıkça ben bunu belirtmekte özgürüm. Burada fikir özgülüğünün ne kadar hipokrit bir tutum olduğunu çok net görebiliyoruz.
K. D.: Yani Türk kökenli siyasicilere karşı gelmek için mi böyle bilgileri yayınlıyorlar?
Ş. T.: icracı makamlar çok önemlidir. Bugün oarada boşalan bir mevkii var geçici olarak 7, 8 aylık bir düzenlemeye gidilecek. Maalesef gidenin gitme sebeplerinden biriside biliyorsunuz sayasete olmaması gereken olaylar ve skandallar olduğundan dolayı orada boşalan bir mevkii oldu. Liberal ve sosyal parti Brüksel’de iktidarda olduklarından dolayı benim ismim gündeme gelip duruyor. Ben eski görevim de de çok güzel işler başardım ve çok iyi sonuçlar aldığımdan dolayı partim beni oraya yönlendirdi. Şu nokta dan sonra siyasi bir tartışmaya girilmesi doğru değil, kendimi güzelde ifade ettim. Olayın daha da büyümemesinin adına ki bu çoğu türk kökenli adayların başına gelebilecek bir sıkıntıydı, Brugmann Üniversitesi Hastanesi'nin Yönetim Kurulu Başkanlığı'na adaylıktan geri çekildim.
K. D.: Biraz partilerden söz edelim, sosyalist parti bugün eleştirilen partilerden birisi, Liberal partisiyle beraberler iktidarda fakat iki yıldır skandal üzerine skandal yaşıyorlar. Brüksel’de yaşanan Samu sosyal, futbol sahasi ve son günlerde gümdeme gelen Gia bu skandallar hakkında neler söylemek istersiniz?
Ş. T.: Bütün siyasi partilerde, mensubu oldukları partiler kişinin arkasında durur. Mesela biliyorsunuz başka partilerde de bu yaşandı kişinin yanlışları partiye mal edilir. Bizde de maalesef bazı arkadaşlar ki onlar bunu zaten kabullendiler ve istifa ettiler, olmaması gereken faaliyetlerde ve tutumlarda bulundular. Samu sosyal nedir? Sami sosyal çok önemli işler yapan bir kit. Kimsesizlere merkezler açıyor kış eylem planında daha çok gündeme gelen, 1300 kişi ye sıcak bir ortam sağlayan çok önemli bir kittir. Bölgenin ve belediyenin işlettigi kitlerdir. Orada bulunan arkadaşlar ve bizim eski belediye başkanı orada ki toplantılarında bu bütçeden kullanmışlar… ki aslında çok büyük rakamlar değildir 100 veya 150 avro dur. Ama etik olarak bu doğru bir tutum değildir. Nasil doğru değildir? Siz zaten belediye başkanısınız, o kimsesizlerin hakkını kendi menfaatinize kullanamazsınız. Ki belki de bunu yaptığında yaptığı hattanın farkında bile değildi. Ama çok tartışmalı bir konu olduğundan dolayı tabiiki halkın büyük tepkisiyle karşılaştık. Bu olmamalıydı.
K. D.: Aynı zamanda bu kişilerin aile mensupları da Samu Sosyal da çalışmaya başlamışlar. Bu bir tesadüfmü dür?
Ş. T.: Bir veya iki kisinin tutumunu tüm partiye mal etmek doğru değildir. Bugün Belçika’da maalesef siyaset dediğiniz zaman halk üzerinde çok büyük tepkiler oluşuyor. Bu ne kadar doğru, tartışabiliriz. Siyaset ortamında, siyaset arenası, siyaset işleri üzerindede bazı gruplar ülkede ki hak ve demokrasi adına siyasetçilerin adına konuşup siyasetçilerin alacak mekanizmalarını kapatmak istiyorlar, idareci olan bürokratlar karar almak istiyorlar, buda demokrasi adına çok tehlikeli durum çünkü siyaset ve siyasetçi halka bunu hesabını vermek zorunda kalıyor. Onlar daha önemli. Orada kontrol mekanizmaları varmıydı? Vardı ama eksikti. Ama loket’te olsun ve bölgesel başkanlık prosedürlerinde olsun hiçbir sıkıntı yoktu. Prosedürler doğrudur prosedülerde herhangi bir kayma falan yoktu. Zaten geçiçiydi. Ama tabii kişilerin isimlerinden dolayı, arka arkaya skandallar da olunca müşahede altında kaldık. Ki partimizde binlerce seçilmis arkadaşlarımız var. Bir kaç kisinin yaptığı hatayı büyük bir siyasi partiye mal etmek doğru değil. Ki o kisiler aramızdan ayıklandı zaten.
K. D.: Evet istifa ettiler ama aynı zamanda giderler iken çok büyük meblağlar ile gittiler. Buna ne diyebiliriz? Burada 300, 400 bin avro’lardan bahsediyoruz
Ş. T.: Hepsi değil, birkaç kişi. Bu Belçika’da anayasasında var olan bir haktır. Bir kişi bir dönem, iki dönem, üç dönem milletvekili seçildikten sonra görevini bıraktığında ona tazminat ödenir. Bu milletvekilliğinin tazminat parasıdır. Ki zaten sefaflık ve iyi yönetim adına birçok kararlar aldık, bu tazminat”ta yavaş yavaş ortadan kalkacak. O meblağlar senin dediğin kadar yüksek değildir. Bu 100 bin avro olabilir.
K. D.: Meblağlar benim dediğime yakındır diye biliyorum, neyse maaşlardan daha sonra konuşacağız. Biraz Brüksel’den bahsedelim. Brüksel Belçika’nın en büyük belediyesidir ve 176.545 nüfusu vardır. Ortalama yaş sınırı 36 yaştır.
Ş. T.: Şimdi şöyle, 19 belediyenin içerisinde Brüksel nüfusu en kalabalık olan, yüz ölçümü en büyük olan belediyedir. Zaten Brüksel tarihine baktığın zaman iki belediye birleşip bir büyük belediye haline getirilmiş. Haren ve de Laken bir ana kent haline geldi.
K. D.: Yaş ortalamasına baktığımız zaman genç değiliz orta yaştayız. Ve toplumun 3’te 1’de yabancı.
Ş. T.: Evet bizim Beldiye başkanın çok güzel bir sözü var, biz bir dünya şehriyiz. Brüksel’de 100’ü aşkın milletler yaşamakta. Bu bir zenginliktir. Bruxelles bir markadır. Avrupa birliğinin birkaç merkezi burada. Nato merkezi, dünya basın örgütü merkezi burada.
K. D.: Ona geleceğim, bu zenginliklerden kimler faydalanıyor? Brüksel’de yüzde 35 oranında işsizlik var.
Ş. T.: Brüksel belediyesi aynı zamanda Brüksel bölgesinin en büyük iş verenidir. Doğrudur, gençler arasında işsizlik sıkıntımız var. Sebeplerden birisi de artık Brüksel’de sanayi bölgesinde iş gücüne dayalı iş veren merkezler kalktı. Daha çok hizmet sektöründe iş gören bir kitle var. Okulu erken bırakmış olan gençlerde işsizlik sıkıntısı yaşıyoruz. Yoksa dinamik bir şehiriz. (Ve bütçelere değiniyor…)
K. D.: Liberallerle aynı koalisyondasınız? Son araştırmaların neticesinde seçimlerden sonra yine beraber devam edeceğiniz ortaya çıkıyor. Sizce bu beraberlik devam eder mi?
Ş. T.: En güzel kararı milletimiz verecek. Bugün her dakika sondajlar, sosyal partinin düşüşünden sonra tekrar yükselişe geçtiğini gösterse dahi 6, 7 aylık bir süreçimiz var. Bu süreç esnasında ne olacak bilemeyiz ama biz kendimize güveniyoruz. Yanlış yapan kişileri biz partimizden uzaklaştırdık. Tekrar yeni bir belediye başkanıyla beraberiz. Koalisyon ortağımız olan MR partisiyle şimdilik iyi anlaşıyoruz iyi bir koalisyon götürüyoruz. 14 Ekim akşamı nasıl gelişecek bilemeyiz. Aynı koalisyonda kalma taraftarıyız çünkü birlikte çok büyük projeler yürütüyoruz.
K. D.: Şevket bey, bu güne kadar hangi projelere imza attınız?
Ş. T.: Ana projelerimden birisi, tartışmalı bir projedir. Yaya projesi. Biliyorsunuz Avrupa direktiflerine uyum saglamak için büyük şehirlerde yüzde 15, yüzde 16 bir yaya merkezi olması gerekiyor. 2015’de bu proje yi gündeme getirdiğimizde alan çok geniş olduğundan dolayı çok büyük tepkiler topladı. Yaya projesinin tepki almasının sebeplerinden birtanesi, o gün kü belediye baskanı proje yi halka tam olarak anlatamadı. Yeni yönetim ile birlikte projeyi küçülttük ve bazı düzenlemeler getirdik. 2015 yılında bu proje hayata geçtiği zaman esnaflar bu projeyi durdurmak için şikayette bulundular. Bu proje iki sene duduruldu şu anda bütçe kaynağı olan bir birim 20 milyonluk bütçe aktardı ve merkezde şapı atılmaya başlandı bile, bu yaya projesi tutacak. Inşaatı bittikten sonra alan güzelleştirilecek ve herkes artık bunun çok güzel bir proje olacağını kabul ediyor.
K. D.: Futbol stadyumu projesi hergün gündemde.
Ş. T.: Bizde bunun zorluğunu çekiyoruz. Biz artık şuna inandık. Belçika’de ulusal bir proje çıkarmak artık bitmiştir. Yani Belçika iki topluluk üzerinde inşa edildiğinden dolayı (Flaman ve Valon bölgesi) alanın bir bölümü Grimbergen belediyesinde olduğundan dolayı sorun yaşıyoruz. Brüksele bir marka daha kazandırmamız gerekiyor; Brükseli temsilen atomiumumuz vardır. Bu stadyum ile bir değer daha kazanılacak. Ama siyasi olarak maalesef federal hükümet teki N-va ve diğer partilerden dolayı bu proje hayata geçirilemedi. Bu siyasi bir karardır. Istemiyorlar. Belçika’da artık ulusal bir projeye imza atacak bir irade kalmamıştır. Biz buna üzülüyoruz.
K. D.: Bruparck ikinci dünya savaşından kalma bir alan gibi duruyor, orası da sizin belediyeye ait mi? Ne olacak oranın hali?
Ş. T.: Haklısınız çok güzel bir konuya değindiniz. Oranın durumu stadyuma bağlıydı, orası yıkılacaktı, orası Grimbergen sınırında olsa dahi tapusu mülküyeti Brükselindir. Ama anlaşmaya varılamadı. Birde Neon 1 neon 2 projesi vardır. Bugünkü stadyumun yerine, okul, kreş, alışveriş merkezleri 2000 kişilik kapalı bir spor salonu, su sporu alanı ve teleferik projemiz yer alacak. Bunları yerine getirebilmek için Bruparck buradan kalkmak zorundaydı. Ama Bruparck bizden çok büyük imtiyazlar istedi bundan dolayı anlaşmaya varılamadı. Öyle veya böyle Bruparck ve Oceade’nin kaldırılması zaten gündemdeydi. Bunda bir sıkıntı yoktu. Sadece Bruparck yönetici kişilerle anlaşma sağlanamadı ve bu yüzden geçikmeler oldu. Bu proje, Brüksel adına çok büyük kazançlar elde edeceğimiz güzel bir eserimiz olacak. 2018 sonunda neon 1 aşamasına başlanacak.
K. D.: Partiniz de yer alan Onkelinx kalıcımı? Bildiğim kadarıyla gidiyor.
Ş. T.: Onkelinx 2019 yılında görevini bırakacağını söyledi. Buna kendisi karar verdi. Partimizde ki gençlere fırsat vermek istiyor, onun yerini onlardan biri dolduracak. Yeni yüzlere ihtiyaç var bu konuda da haksızlık yapmamak gerekiyor. Eskilerin teçrübesi çok önemlidir, onların teçrübesiyle gençlere yeni kapılar açmak lazım.
K. D.: Şimdi yine size geçelim, belediye seçimlerinde adaymısınız?
Ş. T.: Tabii ki, 14 Ekimde Belçika’da yapılacak belediye seçimlerinde bende adayım. Bu henüz açıklanmadı, Belediye başkan yardımcılığına adayım ve başvurumu yaptım. Inşallah halkımız yeniden güven oyunu tazelerse 2018 bu görevi üstleneceğim.
K. D.: O halde maaş açısından düşüş yaşayacaksınız? Biraz maaşlardan konuşabilirmiyiz?
Ş. T.: Bende bu konuda hiç sıkıntı yok, tüm sorulara açıgım. Bende sizlerden birisiyim.
K. D.: Halk, hep böyle çok yüksek olan maaşların duyumunu alıyor. Buna biraz açıklık getirirmisin? Mesela, bir milletvekili ne kadar maaş alıyor Belediye başkan yardımcısı ne kadar alıyor?
Ş. T.: Ben bugün Brükselde meclis üyesiyim yani icracı bir makamda değilim. Diğer belediyeler ayda bir kere meclis toplantısı yaparlar, en büyük belediye olduğumuzdan dolayı bizim ayda iki meclis toplantımız var. Ben belediye meclis üyesi olarak toplantıya katıldığım zaman 70 avro brüt maaş alıyorum katılmadığım zaman almıyorum yoksa . Benim bunun dışında ayda iki ayrı toplantıya iki sefer katılma hakkım vardır ve böylelikle ayda 6 toplantım oluyor ve 6 sına katıldığım zaman bu saat ücretinden maaş alıyorum.
K. D.: Peki, kaç maaş alıyorsunuz?
Ş. T.: O söylediğiniz rakamlar 7 binmiş, 10 binmiş, 30 binmiş doğru değil. Başbakanın maaşı ne kadar, biliyormusun? Şimdi yanlış birşey söylemek istemiyorum ama 15 bin avro değil. Ama belediye maaşları ve milletvekili maaşları ayrıdır bunda dürüst olmak lazım. Brüt maaş 6100 küsür avrodur ve bunun yüzde 15’i komisyona gidiyor. Yok, ben maaşımı dolgun almak istiyorum ve ben yıl sonunda kendi vergimi ödeyeceğim diyorsanız bunu yapmakta serbestsiniz. Fakat bu çok risklidir ve sene sonunda ödeyeceğiniz vergi 55 bin avroya çıkabilir. Ben her ay vergi dairesine 3200 avro gönderiyorum, bir ön ödeme olarak çünkü yıl sonunda sürprizle karşılaşmak istemiyorum. Ayrıca milletvekili serbest meslek sahibidir ben her üç ayda bir kendi sosyal sigortamı ödüyorum. Tüm samimiyetimle söylüyorum ben tüm vergilerimi vs.. ödedikten sonra ayda elimde asağı yukarı 4100 avro kalıyor. Siz bilgisayara girseniz de bu çıkacak maliye bakanına gitsenizde bu çıkacak, ama 10 bin veya 15 bin gibi rakamlar doğru değildir. Ama şu var adam iki üç görevde birden bulunmuştur. Bir sandalye bir maaştır. Ama iki üç maaş almanında bir anlamı yok. Sonuçta siz sunumlu bir görevdesiniz. Sunumunun bilincinde olmanız gerekiyor. Halkın sıkıntısını yaşamanız gerekiyor. Ama yok medyada bazı arkadaşlar yüksek meblağlardan bahsediyorlar bunlar yanlıştır. Dikkat edin bu da çok önemli, skandallarda hiç yabancı asıllı birisi var mı? Evet, yok. çünkü biz kendimiz sunumumuzu çok iyi hissettiğimiz için ve o görevin ne kadar sıkıntılı olduğunu bildiğimiz için haksızlık yapamıyoruz. Siyasi parti bir güçtür, bu gücü bazı kişiler elde tutmak isterler ve yanı zamanda oraya gelmek isteyen vardır. Siyasette olan yabancı asıllı kişiler bu yüzden 10 katı daha fazla dikkat ederler. Bizim topluma daima vermemiz gereken bir hesabımız vardır.
K. D.: Yavaş yavaş programımızın sonuna geliyoruz; Sizin kendinizden eklemek istediğiniz bir şeyler var mı?
Ş. T.: Brüksel meclisindeki projelerimizi anlatmak istiyorum müsade ederseniz. 19 belediye yi kapsayan bir meclisimiz var. Küçükte olsa isminin etkisi uluslararası alanda çok büyüktür. Brüksel’e 10, 15 yıl içerisinde Avrupa ülkelerinden ve Belçika’nın diğer kentlerinden gelecek olan 100 bin, 150 bin göç dalgası bekleniliyor. Yeni mahalleler gelecek… Daha dinamik bir şehir haline geleceğiz. Trafiğimizi hafifleteceğiz. Ondan sonra benim büyük arzum olan: gençlerin eğitimlerine çok önem vermeliyiz. Gençler arasında ki işsizliği, eğitimlerini yarıda kestiklerine veya eğitimlerini iyi şekilde kullanmamalarına bağlıyorum. Sizin paylaşımlarınıza da çok dikkat ettim ayrıca size bunun için teşekkür ediyorum. Belçika’da meslekler gelecek 10 yıl içerisinde kriktik bir seviyeye gelip ve bu meslek dallarında sıkıntılar yaratacak. Meslek ve teknik okullarına çok önem verilecek. Artık şunu kabullenmemiz gerekiyor. Avrupa olsun, dünya olsun artık iş sahaları ve formatları değişiyor. Digital döneme geçtik artık elinizdeki akıllı telefonla birçok işlemleri yapabiliyorsunuz. Mesela banka ve finans sektöründeki şubeler yavaş yavaş kapanıyor. Neden? Çünkü bilgisayarda orada gereken tüm işlerimizi halledebiliyoruz. Gençlerimizin mutlaka bu dallara eğilmesi ve araştırması gerekiyor. Çocuklarımız erken okulu bıraksalar bile formasyon merkezlerinde gidip orada eğitim alsınlar. Oradan çıkan yüzde 85 ‘i mutlaka iş buluyor. Bu çok önemli… Söyleşimizin devamını 42 dakika 06 saniyeden itibaren aşağıdaki video çekimimizde izleyebilirsiniz…
K. D.: Bir sıkıntımız daha var Brüksel gibi bir şehirde yaşamak için maaşlarımız çok düşük. Bir ailenin aylık gideri kirasından tut yakıtına kadar oldukça fazla. Yani neredeyse 1000 avromuz sırf bu giderlerimize gidiyor. 1500, 1600 maaş alan bir kişi için ay sonunu getirmek çok zor oldu. Bu sıkıntı kiraların yüksek tutulmasıyla da ilgili bence. Bu konuda ne söylemek istersiniz?
Söyleşimizin devamını 43 dakika 06 saniyeden itibaren aşağıdaki video çekimimizde izleyebilirsiniz…
Ş. T.: …
Şevket Temiz bey’e Siyaset Arenası programımıza katıldığından dolayı çok teşekkür ederiz, bundan sonra ki siyaset hayatında sonsuz başarılar dileriz. Hafta ya yeni bir konuk ile yine karşınızda olacağız.
Bruxelles korner ailesi ve çekimde emeği geçen gazeteci Şükrü Sağlam.
Yorum Yazın