Bruxelles Korner
Zehra Özer
Marie Alexandrine Becker’in hayatı ellili yaşlarına kadar aslında oldukça sıradan geçer. O 1879 yılında Landen kasabasında basit bir çiftlikte dünya ya gelmişti ve 16 yaşında teyzesinin tekstil dükkanında çalışmak üzere Liege kentine taşınır. Liege‘de ona yeni bir dünya açılır. Bir kız arkadaşının yanına taşınır ve o sıralarda ilk erkek arkadaşı olan Yann ile tanışır. Bu bir dizi çalkantılı aşk ilişkilerinin başlangıcıdır.
Marie 26 yaşında Liege kentine kurulan dünya fuarında Charles Becker ile tanışır. Onlar birbirlerine sırılsıklam aşık olurlar ve evlenmeye karar verirler. Evliliklerinin başında Charles babasının kereste fabrikasında çalışıyordu, ancak Marie kocasının ablası Léontine ile anlaşamadığı için bir kasap dükkanı işletmeye karar verirler fakat başarılı olamazlar. Charles’ın babası öldüğünde onlara büyük bir servet bırakır ve Marie kendi giyim mağazasını açar ve bu sefer başarır. O özellikle erkeklere çok pürüzsüz davranıyordu.
Özellikle erkekler ile ilişkisine çok özen gösteriyordu. I. Dünya Savaşı sırasında Alman askerleriyle çok macerası olur ve savaştan sonrada bu ilişkilerini sinsice sürdürür. Dış dünya ya karşı toplum içinde bir örnek bayan olmaya devam eder. 1932 yılında pazar yerinin sebze satılan bir tezgahında Lambert Beyer adlı bir zampara ile tanışır ve her şey değişir. Marie o anda 53 yaşındadır. Evde ki sıkıcı bulduğu kocasından iyice usanmış ve kendinden çok daha genç olan Beyer onu yeniden alevlendirmişti.
Fakat kocası Becker onun yeni hayatında bir engeldi. 1929 yılında borsanın çökmesinden sonra işlettiği giyim mağazasında da işler tamamen duraklar ve tüm sorunlarının tek çözümü olarak kocasının ölmesi gerektiğine dair karar alır. Kocasından kalan paralar ile hemen yeni bir mağaza açabilirdi diye düşünür.
Eczaneden küçük dozlarda kalp hastaları tarafından kullanılan ağır bir bitki ekstraktı olan bir şişe digitaline satın alır. Ancak digitaline ilacı büyük bir dozda alındığında ölümcül bir etkiye sahiptir. O kendisinin kalp sorunlarının olduğunu bahane ederek böylece 18 şişe digitaline ele geçirir ve daha sonra ki yıllar içerisinde tümünü gözüne kestirdiği kurbanlarına kullandığı tespit edilir.
Çaya davet
1932 yılının sonbaharında o kocasının çayına ilacı karıştırır. Böylece kocası onun muhtemelem ilk kurbanı olur. 30 yıllarında araştırma metotları bugün kü kadar belirgin değildi ve başta kocasının resmi ölüm nedeni kanser olarak verilir.
Yeni lüks giyim mağazasında da kendisine büyük miktarda borç para veren onu çaya davet eden zengin yaşlı bayanlar ile irtibata geçer. Aldığı borç parayı hiç bir zaman geri ödemek zorunda kalmaz çünkü kadınlar her seferinde onunla çay içtikten kısa bir süre sonra ölürler. Aynı sevgilisi Lambert Beyer gibi, oda büyük bir hata yaparak onu vasiyetine alır ama sonunda onu da öldürür. O bu paralar ile tekrar elde ettiği özgürlüğünün tadını çıkarır ve bitmek bilmeyen partiler vererek doyumsuz arzularını tatmin etmek için çocuğu olabilecek yaşta genç erkekleri cezbeder.
Bir bayan arkadaşı hasta ve yaşlı insanların bakımı ile ilgilmesi için ona bir öneri sunduğunda Marie Alexandrine bu fırsatı kaçırmaz. Bakımını üstlendiği yaşlı insanlar öldüklerinde onların paralarını ve evlerinde ki değerli eşyalarını zimetine geçirir. Ölenlerin cenaze törenlerinde teselli edilemez kız arkadaşı rolünü oynar. Bu şekilde lüks yaşamını sürdürmeye devam eder.
Sonunda Marie Alexandrine’ni ele veren ona kendi kocasından yakınan başka bir arkadaşı olur. "Kocandan gerçekten kurtulmak istiyorsan ben bir çözüm biliyorum," diye cevap verir. "Sana digitaline ilacı sağlayabilirim aynı dul bayan Lange-Damoutte ‘ya uyguladığım gibi," der.
Ev arama
Onun bu teklifi arkadaşını aşar ve öğrenmiş olduğu tüyler ürperten bu bilgiyi polise aktarmaya karar verir. Polis zaten uzun zamandır Marie Alexandrine’nin lüks yaşam tarzını sorguluyordu. Polisler onu tutukladıklarında çantasında bir şişe dijitalin bulurlar. Evi arandığı esnada çok sayıda zehir şişeleri ve ölen yaşlı insanların miras bıraktıkları kayıp değerli eşyalarını bulurlar.
Ve nitekim, mahkeme ölenlerin mezarlarının açılarak inceleme yapılmasına karar verir ve hepsinin naaşında öldürücü doz da dijitalin tespit edilir. Marie Alexandrine 1938 yılında yüzyılın davası olarak adlandırılan ağır ceza mahkemesine çıkarılır. Mahkemesi sırasında insanlar onun at arabası ile cezaevinden adliye binasına nasıl getirildiğini seyretmek için adliye binasının önünde toplanırlar. Kendisi suçunu kabul etmesede jüri onu en az 11 kişiyi öldürmekten sorumlu tutar ve 5 kişiye karşı öldürme teşebbüsünde bulunmaktan onu suçlu bulur. Mahkeme sırasında çok daha fazla mağdurların olduğu tahmin edilir ancak daha fazlası kanıtlanamaz.
Ömür boyu hapis cezası
Sonunda ona ömür boyu hapis cezasına çevrilen ölüm cezası verilir. O sadece cezasının altı yılını cezaevinde geçirir çünkü 1942 yılının 11 Haziran tarihinde Vorst cezaevinde 62 yaşında vefat eder.
Yorum Yazın