Çavuşoğlu, TBMM'nin ev sahipliğinde Antalya'daki Turizm Belek Merkezi'nde başlayan NATO Parlamenter Asamblesi 99. Rose-Roth Semineri ve Akdeniz-Orta Doğu Özel Grubu Ortak Toplantısı'na katıldı.
Bakan Çavuşoğlu konuşmasını tamamladığında, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un partisinden parlamenter Sonia Krimi, TBMM Başkanı Mustafa Şentop'un sözde Ermeni soykırımına yönelik eleştirilerinin kendisini şoke ettiğini savunarak, "Tarih kazananlar tarafından yazılmaz mı? Birçok ülke için PKK terörist değildir ama sizin için böyledir. Bunu dikkate almamız gerekiyor." ifadesini kullandı.
Bunun üzerine Çavuşoğlu, "Fransa gibi ülkeler bir şeye alışmışlar, hep patronluk taslayacaklar, hep başka ülkeleri eleştirecekler, aşağılayacaklar ve istediği kararları istediği gibi verecekler, eleştirecekler. Dolasıyla Türkiye tarafından veya başka ülke tarafından eleştiri geldiği zamanda şok olacak." dedi.
"Uluslararası hukuk konusunda, hukukun üstünlüğü konusunda Türkiye'ye ders vermeye çalışıyorsunuz." diyen Çavuşoğlu sözlerini şöyle sürdürdü:
"Burada benim söylediğime bile tahammül göstermiyorsunuz. Demokrasiden, ifade özgürlüğünden bahsedeceksiniz ama Macron'un aldığı karar Fransa Anayasa Mahkemesinin aldığı kararlarla çelişmiyor mu? Çelişiyor. Geçmişte tarihteki bir olayı soykırım olarak ya da delil olarak değerlendirmek siyasetçilerin görevi mi? BM'nin karanını okudunuz mu? Uluslararası hukuktan sistemden bahsediyorsunuz. BM'nin bir tarihi olayı soykırım olarak değerlendirmek için neler olması gerekiyor, mahkeme kararı açıkça söylemiştir. Burada siyasilere böyle bir karar verme yetkisi vermemiştir. Siz siyasetçiler tarihle ilgili yargılamayı, karar vermeyi kendinizde hak olarak görüyorsunuz."
"Hangi kıt bilgiyle karar veriyorsunuz"
Görüşün başka, karar vermenin başka şeyler olduğuna dikkati çeken Çavuşoğlu, "Hangi kıt bilgiyle tarih konusunda bu kadar net karar veriyorsunuz. Bu bilgi eksikliği olduğu halde karar vermenin tek sebebi vardır, o da popülizmdir. Maalesef sizin başkanınız da popülizme yenilmiştir. Soykırım ve tarih konusunda Türkiye'ye ders verebilecek en son ülke Fransa'dır. Çünkü Ruanda'da, Cezayir'de olanları unutmadık. Fransa önce kendi karanlık tarihine baksın, Türkiye'ye ders vermeye kalkmasın. Sizler böyle tepeden bakmaya devam edin, ama biz de size bu şekilde haddinizi bildirmeye devam edeceğiz. Siz kendinizi üstün görmeye devam edin, ama bu muameleyi kabul etmeyen doğruları söyleyen bir Türkiye var."
Sonia Krimi'nin salonu terk etmesi üzerine Çavuşoğlu, "Ben de sizi alkışlıyorum, bravo. Ne kadar nezaketli, saygılı olduğunuzu görüyoruz. Gerçekleri duymaktan hoşlanmıyorsunuz, biz gerçekleri söylemeye devam edeceğiz, buna alışacaksınız." diye konuştu.
"İki devletli çözüm dışında hiçbir çözüm Orta Doğu'ya barış getirmez"
Çavuşoğlu, alt toplantıların verimli geçmesini temenni ederek, programın küresel dünyanın dönüşüm yaşadığı bir dönemde gerçekleştirildiğini söyledi.
Çavuşoğlu, "Bugün Orta Doğu ve Akdeniz bölgesini en çok etkileyen sorunlardan bir tanesi Orta Doğu sorudur. Yani Filistin-İsrail probleminin çözümüdür. İki devleti çözümün dışındaki hiçbir çözüm Orta Doğu'ya barış huzur getirmez. O yüzden bugün ABD yönetiminin yanlış kararıyla cesaret bulan İsrail'in, bu saldırgan tutumundan vazgeçmesi gerekiyor ve bir an önce iki devletli çözüme geri dönülmesi gerekiyor. Türkiye olarak böyle bir süreci tam olarak destekleyeceğimizi vurgulamak isterim." ifadesini kullandı.
"Tüm dünyanın gözü Doğu Akdeniz'dedir"
Yunan parlamenterin, Kıbrıs konusundaki garantör ülkelere ilişkin, "Kıbrıs AB ülkesidir ve garantörlük modern dünyanın çerçevesi içinde değildir." değerlendirmesi üzerine Çavuşoğlu, bu tespite katılmadığını söyledi.
"Bugün tüm dünyanın gözü Doğu Akdeniz'dedir ve gerginlik alanıdır. Maalesef Doğu Akdeniz'i bir barış alanına dönüştüremedik, Kıbrıs sorunun çözümü dahil. Bugün bütün güçlü ülkeler oradadır. Amerika ve Rusya oradadır." diyen Çavuşoğlu, Suriye sorununa bakıldığında o bölgedeki sorunların boyutunun giderek arttığına işaret etti.
Mevlüt Çavuşoğlu, şunları kaydetti:
"Tam bu dönemde de Türkiye'nin garantörlüğü Kıbrıs için ve Kıbrıslı Türkler için çok önemlidir. İkinci bir konu bugün tüm çabalarımıza rağmen tüm iyi niyetli çağrılarımıza rağmen Türk tarafından haklarını garanti altına almadan, (Böyle bir hakkın olduğunu Yunanistan da Rum kesimi de kabul ediyor.) Rum kesiminin tek taraflı hidrokarbon çalışmalarını, aktivitelerine başlatması, tam da garantör olarak Türkiye'nin garantörlüğüne her zamankinden çok daha fazla önemli olduğunu hatırlatıyor. Bir taraftan tek taraflı bazı ülkelerle faaliyet göstermeye çalışacaksın, 'Türk tarafının hakkı var' diyeceksin, diğer yandan bunu görmezden geleceksin. O zaman Kıbrıs Türk halkının halklarını kim savunacak? Garantör olarak ben savunacağım. Bu benim en doğal hakkımdır ve Kıbrıs Türk halkı da garantörlüğün her zamankinden daha hassas olduğunu söylüyor. Bunu Yunanistan olarak siz tabi arzu etmezsiniz. Buna siz karar veremezsiniz, buna Kıbrıs Türk halkı karar verir ve Türkiye olarak biz karar veririz. Ama siyasi kalıcı bir çözümle biz garantörlük ve güvenlik konusunda da birlikte neler yapabileceğimizi daha önce de gösterdik. Garantörlük ve güvenlik bugün Kıbrıs'ta her zamankinden daha önemlidir. Bunu 'çağdışı veya zamanı geçmiştir' gibi söylemlerle hafifletemezsiniz, hafife alamazsınız."
"Filistin-İsrail probleminin çözümü, iki devletli çözüm"
Çavuşoğlu, "Bugün Orta Doğu ve Akdeniz bölgesini en çok etkileyen sorunlardan bir tanesi Orta Doğu sorudur. Yani Filistin-İsrail probleminin çözümüdür. İki devleti çözümün dışındaki hiçbir çözüm Orta Doğu'ya barış huzur getirmez. O yüzden bugün ABD yönetiminin yanlış kararıyla cesaret bulan İsrail'in, bu saldırgan tutumundan vazgeçmesi gerekiyor ve bir an önce iki devletli çözüme geri dönülmesi gerekiyor. Türkiye olarak böyle bir süreci tam olarak destekleyeceğimizi vurgulamak isterim." ifadesini kullandı.
"Tüm dünyanın gözü Doğu Akdeniz'dedir"
Yunan parlamenterin, Kıbrıs konusundaki garantör ülkelere ilişkin, "Kıbrıs AB ülkesidir ve garantörlük modern dünyanın çerçevesi içinde değildir." değerlendirmesi üzerine Çavuşoğlu, bu tespite katılmadığını söyledi.
"Bugün tüm dünyanın gözü Doğu Akdeniz'dedir ve gerginlik alanıdır. Maalesef Doğu Akdeniz'i bir barış alanına dönüştüremedik, Kıbrıs sorunun çözümü dahil. Bugün bütün güçlü ülkeler oradadır. Amerika ve Rusya oradadır." diyen Çavuşoğlu, Suriye sorununa bakıldığında o bölgedeki sorunların boyutunun giderek arttığına işaret etti.
Mevlüt Çavuşoğlu, şunları kaydetti:
"Tam bu dönemde de Türkiye'nin garantörlüğü Kıbrıs için ve Kıbrıslı Türkler için çok önemlidir. İkinci bir konu bugün tüm çabalarımıza rağmen tüm iyi niyetli çağrılarımıza rağmen Türk tarafından haklarını garanti altına almadan, (Böyle bir hakkın olduğunu Yunanistan da Rum kesimi de kabul ediyor.) Rum kesiminin tek taraflı hidrokarbon çalışmalarını, aktivitelerine başlatması, tam da garantör olarak Türkiye'nin garantörlüğüne her zamankinden çok daha fazla önemli olduğunu hatırlatıyor. Bir taraftan tek taraflı bazı ülkelerle faaliyet göstermeye çalışacaksın, 'Türk tarafının hakkı var' diyeceksin, diğer yandan bunu görmezden geleceksin. O zaman Kıbrıs Türk halkının halklarını kim savunacak? Garantör olarak ben savunacağım. Bu benim en doğal hakkımdır ve Kıbrıs Türk halkı da garantörlüğün her zamankinden daha hassas olduğunu söylüyor. Bunu Yunanistan olarak siz tabi arzu etmezsiniz. Buna siz karar veremezsiniz, buna Kıbrıs Türk halkı karar verir ve Türkiye olarak biz karar veririz. Ama siyasi kalıcı bir çözümle biz garantörlük ve güvenlik konusunda da birlikte neler yapabileceğimizi daha önce de gösterdik. Garantörlük ve güvenlik bugün Kıbrıs'ta her zamankinden daha önemlidir. Bunu 'çağdışı veya zamanı geçmiştir' gibi söylemlerle hafifletemezsiniz, hafife alamazsınız."
Çavuşoğlu, üç gün sürecek seminerde sadece müttefiklerden değil, parlamenterlerden, ortaklardan da çok önemli fikirler ortaya çıkacağını söyledi.
Türkiye olarak bölgede yaşanan sınamaların merkezinde olduklarını anlatan Çavuşoğlu, girişimci ve insani dış politikayla yaşanan tüm sorunlara karşı ortaklarla, müttefiklerle çözüm üretmeye çalıştıklarını vurguladı.
"Yanı başımızda Suriye, yeni seçimde çıkmış kardeş Irak, Afganistan'daki sorunlar ve Libya'daki gelişmeler, Yemen'deki insani dramlar, Kafkasya'daki çözümü bulunmayan dondurulmuş ihtilaflar, Balkanlardaki kırılganlık, Karadeniz'deki gerilimler, bölgemizdeki diğer ihtilaflara baktığımızda her zamankinden daha fazla çaba sarf etmemiz gerektiğini görüyoruz." diyen Çavuşoğlu, Afganistan'ın istikrarı için Pakistan'ın rolünün önemli olduğuna işaret etti.
Türkiye olarak, Türkiye-Pakistan-Afganistan üçlü mekanizmayla o bölgenin dayanışmasına ve istikrarına katkı sağlamaya çalıştıklarını dile getiren Çavuşoğlu, özellikle Güneydoğu Kafkasya'da Türkiye-Azerbaycan-Gürcistan, Türkiye-Azerbaycan-İran, Türkiye-Azerbaycan-Türkmenistan ile hatta dörtlü mekanizmalarla istikrara katkı sağladıklarını bildirdi.
"Irak'ın kalkınması için NATO'ya önemli görev düşüyor"
Bakan Çavuşoğlu, Suriye'deki soruna çözüm üretmek için hem terörle mücadelede göç ve mülteciler konusunda insani boyutlarına, diğer taraftan da siyasi çözüm için Türkiye'nin yoğun çaba sarf ettiğini söyledi.
"İdlib'teki ateşkesi muhafaza etmek istiyoruz. Amerika'nın çekilme kararını, Amerika ile ve koalisyon içindeki ortaklarımızla beraber birlikte koordine etmeye çalışıyoruz." ifadesini kullanan Çavuşoğlu, Irak'ın yeniden kalkınması için NATO'ya önemli görev düştüğüne değindi.
Bakan Çavuşoğlu, şu değerlendirmede bulundu:
"Bugün NATO'nun, Irak'ın askeri yapısının ve kapasitesinin güçlendirilmesi için oraya misyon göndermesi son derece anlamlıdır. Bugün terörle mücadeleye baktığımız zaman hiçbirimiz terör tehdidi karşısına güvende değiliz. O nedenle birlikte hareket etmemiz gerekiyor. Bugün terörle mücadelede üç zafiyetimiz var. Birincisi, birçok müttefikimiz, 'Bana dokunmuyorsa problem değil' anlayışında. Bu son derece tehlikelidir. O yılan gelir mutlaka sizi de sokar. İkincisi ise 'Benim çıkarıma uygunsa, ben onu kullanabiliyorsam o terörist, terör örgütü iyidir'. Bugün Suriye'de YPG'de bunu görüyoruz. Müttefiklerimiz YPG ile PKK arasında hiçbir farkın olmadığını bildiği halde bir terör örgütüyle işbirliği yapabiliyor, silah veriyor. Oysa o silah diğer müttefiklerine yönlendiriliyor. O silahlarla sahada diğer terör örgütlerine de satılıyor."
Başka bir handikabın ise özellikle ortak değerleri de kökten sarsmaya başlayan aşırı akımların terör örgütlerine destek vermeye başlaması olduğuna vurgu yapan Çavuşoğlu, bizzat siyasetçilerin, siyasi partilerin ve parlamenterlerin kendi ideolojisine yakın gördüğü terör örgütlerini, terör örgütü gibi görmemeye başlamasının en ciddi sınamalardan biri olduğunu dile getirdi.
Avrupa'daki aşırı soldaki partilerin, PKK gibi bir terör örgütünü sırf aynı ideolojiden olduğu için sempati duyduğunu, terör listesinden çıkarmaya çalıştığını, destek verdiğini anlatan Çavuşoğlu, "Burada kimse beni yanlış anlamasın. Benim kimsenin ideolojisiyle problemim yok. Her siyasi görüşe, ideolojiye saygım var. Ama terör örgütlerine desteğe itiraz ediyoruz. Bu üç sorunu halledebilirsek işte o zaman teröre karşı halklarımızı ortak çabalarımızla birlikte koruyabiliriz." açıklamasını yaptı.
Düzensiz göç sorunu
Düzensizin, göçün, ülkeleri çok yakından ilgilendirdiğini belirten Çavuşoğlu, göçün değişik boyutlarda birçok ülkeyi etkilediğine dikkati çekti.
"Bu soruna, insani veya güvenlik penceresinden mi bakacağız? Her kesimden bakmayı başardığımız zaman o evlerini, topraklarını, ülkesini terk etmek zorunda kalan insanlara yardım elimizi uzatırız." diyen Çavuşoğlu, göç olgusunun yarattığı sorunlara birlikte tedbir almak gerektiğini bildirdi.
Türkiye ve AB ile Türkiye ve Yunanistan arasındaki göç konusundaki işbirliğinin örnek olduğuna işaret eden Çavuşoğlu, "Türkiye, 3,6 milyonu Suriyeli olmak üzere 4,5 milyon göçmene ev sahipliği yapıyor. Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı harekatı bölgelerine bugüne kadar 320 bin Suriyeli göçmen Türkiye'den gönüllü şekilde döndü. Bu dönüşler devam ediyor." dedi.
Angola Bakanı Türkiye'ye geliyor
Bakan Çavuşoğlu, daha sonra Serik Belediyesini ziyaret ederek, Belediye Başkanı seçilen Enver Aputkan'ı tebrik etti.
Serik'te güzel bir çalışma yapıldığını aktaran Çavuşoğlu, tüm Serikliyi kucaklama vakti olduğunu belirtti.
Serik'in turizm kadar ticaret ve tarımda da önemli olduğuna değinen Çavuşoğlu, şimdi projeleri ve vaatleri hayata geçirme zamanı olduğunu bildirdi.
Bölgeyi tanıtmaya devam edeceklerini belirten Çavuşoğlu, şunları kaydetti:
"Geçtiğimiz günlerde Yunanistan Dışişleri Bakanını Antalya'da ağırlamıştık. Bu gece Angola Dışişleri Bakanı geliyor. Mümkün olduğunca yurt dışından misafirlerimizi bu bölgeye davet ediyoruz. Önemli toplantıları bu bölgeye getiriyoruz ki tüm dünya buradaki güzellikleri görsün. Tarımda çok önemli. Tarımı da gözardı edemeyiz. Türkiye'nin ve dünyanın geleceği de tarımda. Yeni teknoloji ve gelişmeleri takip edip, tarımda hem ihracat ve milletimizin kaliteli ürün yemesi için hükümetimizin ve Cumhurbaşkanımızın çiftçilerimiz için girdi maliyetlerini düşürmek için çalışmaları var. Seçim bitti, artık bu konuların takipçisi olacağız."
Yorum Yazın