'Estetik yaptırmak için kredi çekmek isteyen var'
Türk Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Derneği İkinci Başkanı Özmen, "Türkiye'de estetik kaygılarla yapılan harcamalar arttı, kredi çekip ameliyat olmak isteyenler var." dedi.
Eda Fatma Topçu |14.08.2019
İstanbul
Türkiye bu alanda dünyada söz sahibi ülkeler arasındaki yerini alırken, Türk Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Derneği (TPRECD) İkinci Başkanı Prof. Dr. Selahattin Özmen, yapılan işlemler ve Türkiye ile dünya pazarına ilişkin AA muhabirine bilgi verdi.
Dünyadaki sağlık turizmine Türkiye'nin katkısının git gide arttığına işaret eden Özmen, son yıllarda daha fazla konuşulmaya başlanan estetik uygulamalar, plastik cerrahi ve rekonstrüktif işlemlerin de aynı ölçüde Türkiye'de yaygınlaşmaya devam ettiğini aktardı.
Özmen, doğuştan gelen anormal görüntülerin, sonradan olan hastalıkların ya da bozuk görüntülerin onarılmasının yanı sıra, insan ömrünün uzaması ve teknolojinin getirdiği estetik kaygılar nedeniyle hem Türkiye'de hem de dünyada, kişilerin cerrahi estetik ve cerrahi olmayan estetik işlemlere ilgisinin hızla arttığından bahsetti.
"Burun eğriliği psikolojik olabilir"
Özmen, plastik cerrahide Türkiye'nin dünyanın sayılı bir kaç ülkesinden biri olduğunu, dünyada ne yapılıyorsa, en iyisinin Türkiye'de de yapıldığını dile getirdi.
Selahattin Özmen, estetik cerrahi tarafında, sosyal medyanın hayata girmesiyle farkındalığın arttığını, kişilerin kendi fotoğraflarını çekmesinin, bir takım anormalliklerin daha fazla görülmeye başlamasına neden olduğunu aktardı.
Özçekimler, sosyal medya ve buna benzer trendler nedeniyle hataların algılanma oranının arttığını belirten Özmen, şunları anlattı:
"Buna bağlı olarak da, insanların talepleri arttı. Bu taleplerin bir gerçek olanları var bir de gerçek dışı olanları var. 'Hasta bana burnum eğri.' diye geliyor, bakıyorum evet eğri, bunu düzeltebiliriz ama bazılarına bakıyorum hiç bir sıkıntı yok, o zaman psikiyatrik bir sorun var demektir, onları asla ameliyat etmiyoruz. Ama bu hastaları da ameliyat edenler var sektörde. Bu hastalar suistimale çok açık. İhtiyacı yoksa bakıyorum, geri gönderiyorum, bu etiğe dikkat etmek lazım, çünkü bazı hastalar gerçekten çok ısrarcı.
Meslektaşlarımızın çok büyük kısmı bunu yapmaz ama bilerek veya bilmeyerek işlem yapanlar oluyordur. Bu hastaların yeri bıçaksız psikiyatri, biz kendimize bıçaklı psikiyatri diyoruz. Yapılan ufak tefek değişikliklerle, kişilerde yaşanan özgüven artışını bariz şekilde görebiliyoruz. Bu işi yapmak için psikoloji tarafına da hakim olmak gerek. Her ne kadar doğru bulmasam da sosyal medya uygulamaları, öz çekim gibi trendler, insanların estetiğe talebini ciddi şekilde artırdı."
"Dünyanın en iyi burun yapan ülkesi, Türkiye"
Özmen, Türkiye'de en fazla burun estetiği yaptırıldığını belirterek, "Burun bir numara, açık ara ilk sırada yer alıyor. Dünyanın en iyi burun yapan ülkesi biziz. Sonra sırayla meme büyütme, liposuction - yağ aldırma, meme küçültme, karın germe en fazla yapılan işlemler. Rekonstrüktif işlemlerde en fazla yaptığımız deri kanserlerine yönelik işlemler, erken yakalanırsa yüzde yüze yakını iyileşiyor. Cerrahi olmayan estetik uygulamalarda ise ilk sırada botoks ve dolgu geliyor." bilgilerini verdi.
Prof. Dr. Selahattin Özmen, Türkiye'deki estetiksel kaygılarla yapılan harcamaların arttığını aktararak, kredi çekip ameliyat olmak isteyenlerin olduğunu söyledi.
Bu gibi talepler karşısında kendilerinin işlemi kabul etmediğini aktaran Özmen, "Başka yere gidip yaptırıyor olabilir tabi ama ben böyle bir şeyin asla doğru olmadığını düşünüyorum. Bu konuda kişileri de uyarmak istiyorum, sadece estetik bir kaygıya her şeyi bağlamak doğru değil. Gerçekten ihtiyacı varsa başka bir durum ama minimal durumlar için kredi çekmeyi düşünecek kadar kaygı duymaya gerek yok." değerlendirmesinde bulundu.
Özmen, Türk insanının estetik için şu an minimum kişi başı 2 bin TL'den 100 bin TL'ye kadar bütçe ayırdığını, dünyada estetik operasyonlarda yaşanan yüzde 4'lük artışın, Türkiye'de daha fazla olduğunu söyledi.
************************************************************************************************************************************************************************************
Sağlık turistinin harcaması 2 bin doların üzerinde
TÜRSAB Başkanı Bağlıkaya, sağlık turizmi için 2018'de Türkiye'ye gelen 551 bin 748 ziyaretçinin, kişi başı ortalama 2 bin 13 dolar seviyesinde harcama gerçekleştirdiğini belirtti.
Zeynep Kahveci |13.08.2019
İstanbul
Türkiye Seyahat Acentaları Birliği (TÜRSAB) Başkanı Firuz Bağlıkaya, AA muhabirine, Türkiye'de son yıllarda önemli adımlar atılan sağlık turizmine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Uluslararası alanda, kişi başı sağlık turizmi harcamasının 6 bin 500 dolar seviyesinde, medikal sağlık turizmi pazarının oluşturduğu büyüklüğün ise 100 milyar dolar düzeyine ulaştığını belirten Bağlıkaya, geçen yıl Türkiye'ye sağlık ve tedavi amacıyla gelen 551 bin 748 ziyaretçinin, kişi başı ortalama 2 bin 13 dolar seviyesinde harcama gerçekleştirdiğini aktardı.
Bağlıkaya, turistik amaçlı gelip özel hastane ya da sağlık merkezlerinde saç ekimi, estetik müdahale gibi operasyon geçirenler, 3'üncü yaş turizmi kapsamında ve termal tesislerden faydalanmak amacıyla ülkeye gelenler de eklendiğinde, Türkiye'nin sağlık turizmi alanındaki gelirlerinin geçen yıl itibarıyla yaklaşık 2 milyar dolar seviyesinde olduğunu ifade etti.
"Sağlıkta 'Türkiye' markası daha fazla tanıtılmalı"
Bağlıkaya, Türkiye'nin sağlık turizminden aldığı payı her yıl yaklaşık yüzde 25 artırdığına işaret ederek, bu alandan elde edilen geliri dünya sıralamasında en üst seviyeye çıkarmak için "Türkiye" markasının daha fazla tanıtılmaya ve pazarlanmaya ihtiyacı olduğunu belirtti.
Sağlık turizmi için ülkeye gelen bir turistin, normal turistin üç katından daha fazla para harcadığını aktaran Bağlıkaya, Sağlık Bakanlığı'nın 2023 hedefleri arasında tıbbi tedavi amaçlı olarak ülkemize gelen ziyaretçi sayısının 1,5 milyona yükseltilmesi ve sağlık turizmi gelirinin ise en az 5 kat artırılarak 10 milyar dolara ulaştırılması olduğunu hatırlattı.
Sağlık Bakanlığı verilerine göre Türkiye'nin dünyada ABD, Almanya, Tayland, Hindistan'ın ardından en çok uluslararası hasta ağırlayan 5'inci ülke olduğuna dikkati çeken Bağlıkaya, "Ülkemize sağlık turizmi kapsamında en çok turist Azerbaycan, Almanya, İngiltere, Gürcistan ve İran'dan geliyor. Bu ülkeleri İspanya, Hollanda, Bulgaristan, Fransa, Rusya, ABD, İtalya, Yunanistan, İsveç gibi ülkeler takip ediyor." dedi.
"Hasta sayısı yaz aylarında artış gösteriyor"
Bağlıkaya, Türkiye'nin sağlık turizmi alanındaki avantajlarına da değinerek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Türkiye, Avrupa, Orta Doğu ve Körfez ülkelerine yakınlığı itibarıyla avantajlı bir konuma sahip. Bunun yanında iklim, kültürel zenginlik, fiyat avantajları, sağlık hizmetlerinin kalitesi, eğitimli ve konusunda uzman sağlık ekipleri ve ulaşımı ağı açısından da çok sayıda avantajımız var. Medikal turizm, SPA, wellness, termal sağlık turizmi, spor turizmi, 3'üncü yaş ve engelli turizmi açısından olağan üstü avantajlı bir konumdayız. Dolayısıyla her kesime hitap edebilecek ürün ve hizmet niteliğine sahibiz."
Türkiye'de sağlık turizminin gelişmesiyle özellikle lazerle göz ameliyatları, diş, implant, saç ekimine ilginin artığını belirten Bağlıkaya, tedavi için gelen hastaların sayısının yaz aylarında artış gösterdiğini, bunun bir nedeninin "Tedavi amaçlı gelenler iyileşme sürecinde şehir turlarına katılması" olduğunu söyledi.
Bağlıkaya, "Edindiğimiz bilgilere göre kadınlar özellikle bölgesel yağ alma operasyonları diye tabir edilen liposuction, burun estetiği, farklı estetik ameliyatları için taleplerle geliyor. Erkeklerde ise saç ekimi ön plana çıkıyor." ifadelerini kullandı.
Sağlık turistlerine tavsiyeler
Medicana Sağlık Grubu Uluslararası Hasta Merkezi Direktörü Dr. Murat Kaya da son dönemde sosyal medyanın sağlık turizmi alanında çok güçlü bir iletişim aracı haline geldiğini belirterek, bu kapsamda Türkiye'ye gelen birçok misafirin, sosyal medya üzerinden teklif aldığını söyledi.
Sağlık hizmetini sosyal medya üzerinden satın almak isteyen misafirlere tavsiyelerde bulunan Kaya, şunları kaydetti:
"Dikkat edilmesi gereken en önemli hususlar, verilecek sağlık hizmetinin hangi kurumda verildiği, kurumun bu hizmetin ne kadar arkasında durabileceği, kurumsal bir yapısının olup olmadığı, ilgili hekiminin yasal prosedürler kapsamında kayıtlı olup olmadığı olarak belirtilebilir. Yine ilgili aracının dışında, sağlık hizmeti kapsamında hizmet sunucusunun yurt dışından ilgili sağlık hizmeti kapsamında ne kadar tercih edilebilir olduğunun ve ne kadar tecrübesinin olduğunun araştırılması da son derece önemlidir."
Özellikle merdiven altı diye tabir edilen kurum ve kuruluşlarda yapılan işlemlerin, sunulan paket kapsamındaki sağlık hizmeti dışındaki içeriklerin cazip olmasının sağlık hizmetinin kalitesini göstermediğini vurgulayan Kaya, "Yapılacak her işin bir maliyeti ve değeri vardır. Bu sebeple en önemli uyarımız, aynı işlem için 3-4 farklı kurumdan fiyat teklifi almaları ve karşılaştırmalarıdır. Mümkünse işlem öncesi hekim ile iletişim kurulup yapılacak işlemin detayları hakkında hekimden bilgi alması olası sorunların önüne geçecektir." diye konuştu.
Yorum Yazın