Bruxelles Korner
Zehra Özer
Belçika'nın Knack gazetesinin görüş bölümünde, Belçika Zaman gazetesinin eski editörü Mete Öztürk, CD&V partisinin federal milletvekili Veli Yüksel’e keskin bir yanıt verdi. Öztürk, Yüksel’in kendisini 'Fethullahçı-terörist'in bir kısaltması olan 'Fetoist'- 'Fetöcu' olarak adlandırdığı için çok kızgın. Ben çok şeye alışkınım. Ama bir Belçikalı milletvekilinin beni bir terörist olarak adlandırması, çok şaşırtıcı. Yüksel, Türk-Belçika haber sitesi BelTürkHaber‘e 2016 yılının değerlendirmesini yaptığı esnada, 20 Temmuz 2016 tarihinde Belçika'nın ‘Ter Zake’ adlı haber programına Öztürk ile 15 Temmuz darbe girişimini anlatmak için davet edildiler ve programda Öztürk ile yaptığı konuşmasına değindi. Bizde Knack adına Yüksel’den yanıt vermesini istedik: Yüksel o reportajlarda Öztürk’ün ismini telaffuz ettiğini reddediyor.
Ama herkes tabiiki kimden bahsedildiğini biliyor. Siz darbe girişiminden 3 gün sonra Öztürk ile birlikte Terzake adlı yayın programına çıktınız. Biz bunu kolaylıkla çıkartabiliriz.
Veli Yüksel: "Bu doğrudur. Ama Terzake adlı yayın programında ben sadece onun ve benim konumumuzu belirlemekten başka birşey yapmadım ve karşımda oturan Öztürk'ün, açıkça Gülen hareketin’e sempati duyan ve onun konuşma kanalı olan biri olduğunu söyledim. Kendisi de bunu bir sırmış gibi saklamıyor zaten."
Peki, sen Öztürk’ü bir Fetöcu olarak adlandırmakla onu tehlikeye atmış olmuyor musun?
Yüksel: "Ben kimseyi gözetlemiyorum. Öztürk o programa o hareketi savunmak için katıldı ve ben onun ne yaptığını sadece dile getirdim ve onun eylemlerini tanımladım. Ben kendi kafama göre buna herhangi bir ilave yapmadım. Ben insanların içinde bulundukları rollerine bakıyorum. Ben bu kişi bilmem şudur budur falanda demedim. Bu yanlış ifade ediliyor."
Darbeden 3 gün sonra Gülen hareketinden bahsederken, şimdi neden haklarında konuşurken Fetöcu diyorsun?
Yüksel: "Bu daha çok semantik bir tartışma haline geldi. Terzake adlı yayın programına konuşmacı olarak çıkmamız darbe girişiminden üç gün sonra gerçekleşti. O zaman şimdiki kadar herşey daha netleşmemişti. Ben darbeden altı ay sonra, artık Türkiye'de herkesin bu hareketin darbeye bağlantılı olduğunu bildiğini vurgulamak istiyorum. Ayrıca muhalefet tarafından da bu böyle biliniyor. Ve hatta solcu olan CHP partisi bile Gülen hareketinin bir terör suçu işlediğini söylüyor. Ben bunları not alıyorum, ben kimim ki bunun aksini iddia edecek? "
Gülen hareketinin bir terör örgütü olduğunu ve darbe girişiminin arkasında Fethullah Gülen'in olduğunu söylemek için yeterli kanıt olduğunu düşünüyor musunuz?
Yüksel: "Bunun kanıtını belirlemek bana düşmez. Ama bunun çok güçlü işaretleri vardır. Türkiye'de bunu herkes söylüyor, hükümetin dostu da aynı tespite vardı düşmanı da."
Bu hükümetin partisi olan AKP’nin baskısı altında iddia edilmiş olamaz mı?
Yüksel: "Türkiye'deki muhalefetin böyle bir siyasi oyunun içinde bulunmak istediğini sanmıyorum. Böyle önemli bir konu hakkında sanki konuşma haklarını kullanmayacaklar mı? Bu demokrasinin devam etmesiyle ilgili ciddi bir konudur, şu ya da bu parti hakkında herhangi bir konu değildir."
Öztürk sizin, "Fethullah Gülen terör örgütünün darbe girişimine karşı demokrat ve cesur bir duruş sergilediğiniz için "Türkiye hükümetinden bir anı plaketi aldığınızı yazıyor. Bu doğru mu?
Yüksel: "Bu bir anı plaketi değildi, üzerine bombalanan meclisin enkaz parçasının yapıştırıldığı bir yılbaşı kartı aldım. Ben bir parlamentonun bombalanmasına karşıyım. Bu kart bana demokrasi adına verildi. Bu bile hükümetten bir ödül almışım gibi şişirildi. Ancak bu bir madalya değildi. Ben bunu Belçika-Türkiye arkadaş meclis grubunun başkan yardımcısı olarak, terör saldırısı kurbanı olan bir parlamento yu desteklemek adına kabul ettim. Hiç kimse bir parlamento nun bombalanmasını onaylayamaz. Yani halkın iradesine yapılmış bir saldırıdır. Belçika'da parlamentoyu bombalayanlar olsa biz onları tolere edebilirmiyiz, onlara sempati duyabilirmiyiz?"
Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğanı desteklediği nedeniyle Sosyalist Parti’den ihraç edilen Ahmet Koç Facebook sayfasında senin bu ödülü haketmediğini keskin bir dil ile ifade etmiş.
Yüksel, "Sanırım Koç kendini Gülen'in büyük bir düşmanı olarak gördüğü için, bunun kendisine verileceğini düşünmüş olabilir. Bana kalsa ona da aynısından gönderilmesini isterim. Bir yandan Gülen hareketinin bir üyesi olan Öztürk tarafından, ve diğer taraftan Erdoğan'ın tutkulu bir destekçisi tarafından eleştiriliyorum. Bu benim çok nüanslı bir görüş getirdiğimi kanıtlıyor."
Sen Erdoğan'a karşı nasıl bir duruş sergiliyorsun? Sen onun tutumunu ve söylemlerini benimsiyormuşsun, diyor Öztürk.
Yüksel: "Bu doğru değil. Ben her zaman darbe sorununun hukuk konturları içinde çözülmesi gerektiğini söyledim. Güleni eleştirdigim için beni Erdoğan kampına koymanız çok kolay. Bu tür organizasyonların ve insanların tipik bir taktikidir. Ben her zaman çok nüanslı davrandım ve polarize etmek istemedim. Aksine, ben tüm toplulukların hep birlikte barış içinde yaşamalarını istiyorum," dedi Yüksel.
Yorum Yazın