Bruxelles Korner
Zehra Özer
Shireen'in hikayesi bu sabah İngiliz kanalı BBC3'teki bir belgeselde görüntülendi. Kadın, belgeselde Irak'ın Musul kentinde bulunan iki yıl boyunca zorla tutulduğu eve geri dönüyor.
Kadın sonunda şehri kuşatmadan kurtaran savaş sırasında yaşadığı cehennemden kurtulmayı başarıyor. Onu evinde seks kölesi olarak tutan Saif o esnada öldürülüyor. Shireen bu arada bir mülteci kampında yaşıyor.
Baskın
Kadın belgeselde, köyüne yapılan baskına katılan IŞİD yandaşlarından biriyle de yüzleşiyor. Cani adam, başına torba geçirilmiş ve elleri kelepçeli halde bir minibüsün arka kısmına getiriliyor. Anmar adındaki adam en az 250 kadına ve henüz 15 yaşlarında olan kız çocuklarına tecavüz ettiğini ve 900 kişiyi öldürdüğünü itiraf ediyor. Kendisinin de üç seks kölesi vardı. Shireen belgeselde onu şaşkınlık içinde dinlerken onun böyle bir şeyi nasıl yapabildiğine inanamıyor.
"IŞİD’e katıldığım sırada, elimde 15, 16 yaşlarında yaklaşık 50 kız ve 200 kadar kadın vardı" diye itiraf ediyor adam. "Seks dürtüsü çok güçlü bir şey, buna kimse karşı koyamaz. Beni durdurmaya çalışsalardı bile kimse önüme geçemezdi. Ama işimi bitirdikten sonra onların ağladığını gördüğümde içim sızlardı."
Shireen adamın bu sözlerinden sonra ona duyduğu kinini kusuyor. "İyi kalpli biri olsaydın, bu üç kıza günlük tecavüz etmezdin! Bu durum senin hoşuna gidiyordu!" diye sert çıkışıyor. Adam itiraf etmeye devam ediyor: "Gerçekten zevk aldım. Ancak o zaman her şey farklıydı. Büyük bir baskı altındaydım. Bunu yapmak zorundaydım. Ayrıca, eğer öldürdüğüm insanları katletmeseydim komutanım beni öldürecekti."
Göz yaşlarının bedeli
Onun bu itirafı kadını etkilemiyor. Röportaj sırasında kadın adama ve onun gibi zulüm saçanlara duyduğu kinini yansıtmaya devam ediyor: "Bu kızların gözyaşlarının bedelini elbet ödeyeceksiniz. Katlettiğiniz onca insanların bedelini ağır ödeyeceksiniz" diyerek nefretini kusuyor. Tecavüzcü adam, kadının intizarlı sözlerine hiç karşılık vermiyor: "Kaderimi bekliyorum. Ve benim kaderim ölümdür " diyor sadece.
Ona, neden IŞİD’e katıldığı sorulduğunda bunun parayla alakalı olduğunu söylüyor. Ayrıca, IŞİD‘in insanları ölüme sürükleyen taktiklerini de ortaya koyuyor. "Biz sahte denetleme noktaları kurardık ve kendimize polis süsünü verirdik. Bu şekilde tuzaklar kurarak bir kamyonun arkasında 30 ila 40 kişi toplardık. Sonra hepsini katlederdik. Kendi ellerimle yaklaşık 900 kişiyi öldürdüm, katlettim. "
Shireen belgeselde kadın ticareti yapılan pazar alanında da gezindi. Bu alanda kadınların ve kızların 100’ü birden pazarlanırdı diyor ve 3 binden fazla kişinin kayıp olduğunu söylüyor. Birçoğu muhtemelen Suriye'de. Kendisi de babasını ve kızkardeşini arıyor. Shireen onlara neler olduğunu bilmemesinin çaresizliği içinde çırpınıp duruyor. "Belirsizlik içinde yaşamak, onların ölüm haberini almaktan daha kötüdür" diyor.
Şiddetle itekledi
Dikkati çeken: Shireen ve röportaj ekibine bir Irak komutanı eşlik ediyor. Kadın kendi yaşadığı korkular hakkında ayrıntılı bilgiler vermeye çalışırken komutan röportajı bölmeye çalışıyor. Shireen "Ben yaşanılanları dünyaya duyurmak istiyorum" diyerek kendini savunmaya çalışıyor. Ancak komutan şiddetle kamerayı itiyor. "O bir Iraklı kadın. Onun her bir utançı benim de utancımdır. Onun Iraklılığını utanç verici bir duruma düşürmesine izin veremem. Aynı zamanda, kadınlık onurunu da zedelemesine izin veremem" diyor komutan ve kamera ekibini uzaklaştırıyor.
Ancak, Shireen susmuyor. "Artık beni susturmalarına izin vermiyorum," diyor kısa bir zaman sonra yeniden kameralara dönerek. "Ben daha şanslıydım. Diğerlerinden daha az tecavüze uğradım. O diğerlerine nazaran ben sadece bir kişi tarafından tecavüze uğradım. Bu adamlar en ağır cezayı almalılar. " diyor Shireen.
Yorum Yazın