Bruxelles Korner
Zehra Özer
Özgür Brüksel Üniversitesinden Sosyoloji öğrencisi Dounia Bourabain, geçen yıl master tezi için Brüksel, Anvers, Leuven ve Mechelen kentlerinde bulunan 301 giyim mağazasında, 602 pratik testleri düzenledi.
Bourabain yaptığı araştırmaya göre özellikle, Maghreb kökenli erkeklerin farklı bir muamele gördükleri sonucuna vardı. Böylece, 5’inden 1'i alış veriş esnasında yakından takip ediliyor. Ve yabancı kökenli bir erkeğin alış veriş yaptığı bir mağaza da yardım istediğinde, satıcı ya da satış elemanlarının, yaklaşık dörtte birinde o anda bulundukları yerlerinden kımıldamadıklarının tespitine vardı. Oysa yerli bir erkek yardım istediğinde ona rafa kadar eşlik edildiğini ve ardından doğru bedeni bulmak için stok odasına gidilerek ona sonuna kadar hizmet verildiğini tespit etti. Yabancı kadın müşterilerinde ise bu fark yabancı erkeklere nazaran çok daha az belirgindir.
"İkna olmamış"
Bourabain’a göre yaptığı bu araştırmalar cinsiyet ve etnisite’nin, insanların düşüncelerini ne ölçüde belirlediğini gösteriyor. Fakat, Ulusal Bağımsız Çalışanlar Sendikanın (NSZ) başkanı Christine Mattheeuws, alış veriş esnasında yabancı kökenli müşterilerine farklı muamele göstererek onları yakın takibe alan esnafı savunma gereği duyarak, esnafların Bourabain'in bu araştırma testleri sayesinde karalanmalarından üzüntü duyduğunu belirtti.
Ulusal Bağımsız Çalışanlar Sendikası NSZ, yabancı kökenli müşterilerinin giyim mağazalarında yerli müşterilerine nazaran farklı muamele gördüklerinden emin olmadığını, söylüyor. "Esnafların tüm müşterilerine aynı uygun bir şekilde davranmaları, onların kendi yararınadır," diyor NSZ başkanı Christine Mattheeuws.
"Bu ayrımcılık değil, bir gerçektir"
NSZ, yabancı kökenli erkekleri daha yakından takip eden esnafa anlayış gösteriyor. Mattheeuws, "Bunun ayrımcılık veya önyargı ile hiçbir ilgisi yoktur, çünkü bir esnaf için ürününü kime sattığı önemli değildir. Ancak Mattheeuws’e göre," yabancı müşterilere uygulanan farklı muamelenin Belçikalı esnaflarının “iyi girişimciliğini", ifade ettiğini, ve dükkancıların "hala birçok hırsızların çoğunlukla gezginci yabancı erkeklerden oluştukları gerçeğini göz önünde bulundurduklarını" söylüyor. Esnaf olarak tereddüt ettiğiniz esnada istatistiksel açıdan en çok hırsızlık yapanları gözetlersiniz," diyor Mattheeuws.
Girişimci organizasyon ayrıca 2016'daki kayıtlı dükkan hırsızlıklarının sayısının yüzde 8 arttığını belirtti. Önlem & Güvenlik Dernegin’in rakamlarına göre 2015 yılında kayıt edilen 42.400 adet ürün veya eşya çalınırken 2016'da çalınan ürün veya eşya 45.500 adete kadar yükseldi. Giyim eşyası alışverişte en çok çalınan eşyalardan biri olmaya devam ediyor.
Yaygara
Mattheeuws'un Dounia Bourabain’ın araştırma sonucuna verdiği yanıt, birçok insanlarda öfke yarattı. CD&V'li milletvekili Veli Yüksel de onlardan biridir ve Twitter'da, Mattheeuws'un ifadesine öfkesini belirterek: "Bu tür davranış ve uygulamaları doğrulamak mı? Nerelere geldik böyle. İnsani ve ahlaki açıdan reddedilmeli #fail", şekilinde yanıt verdi. Başka bir Twitter kullanıcısı ise, "üzücü ifadelerinden dolayı kendisinin serbest meslek sahibi biri olarak NSZ'ye hiçbir zaman üye olmayacağını" açıkladı.
"Etnik profillendirme"
Ayrıca, Interfederal Eşitlik Merkezi Unia’da, Mattheeuws 'in ifadelerini "üzücü ve karalayıcı" bulduğunu söyledi. Unia’nın müdürü Els Keytsman, " Mattheeuws ifadeleriyle farklı kökenlerden insanlara yönelik ‘cadı avı’ başlatıyor" dedi.
"Bu davranış etnik profillendirmedir. Şimdiye kadar yapılan birçok bilimsel çalışma zaten bu stratejinin işlemediğini gösterdi: Etnik profillendirmelerde hedef alınan bir gruba o kadar çok odaklanılıyor ki, bu sebeple başka grubun potansiyel problemleri artık farkedilmiyor. Bu tür davranışlar böylece toplumda güvensizlik seviyesini arttırıyor. Dolayısıyla birinin dış görünümüne bakmak yerine onun davranışlarına bakmanız çok daha iyi olacaktır, " dedi Keytsman.
Yorum Yazın