Bruxelles Korner
Zehra Özer
"Ben 22 yıldır bu binada çalışıyorum", diyor polis hakimi Robert Stas iç çekerek. "Burada çalıştığımdan beri duvarlara bir badana bile yapılmadı. Işık kubbesi mi? Artık açalıp kapanmıyor. Hidrolik bir pompa ile manuel olarak açmanız ve tekrar kapatmanız gerekiyor. Ancak bunu yaptığınız zaman, üzerinize yağ püskürüyor. Binada bulunan yangın hortumu musluğa uymuyor. Yıllar öncesinden koridor duvarlarından mermer parçalar düştü hala, onarılmadı. Stas bizi daha sonra üzerinde oturduğu sandalyesinin de pek sağlam görünmediği oturum salonuna götürdü. Hâkim, " altımda ki sandalyem bile salanıyor" dedi. "Oturum sırasında sandalyeyi altıma çekmek istediğimde yaslanma yerinin elimde kaldığı bile oldu! Bu utanç vericidir ... "
Bize orta çağı yaşatıyorlar, diyor Stas. "Ofisimde duvarlarda nem var - hatta bir prizin hemen yanında sıva kabarmış ve dökülmüş durumda" diye belirtiyor. "Bir yangın çıksa ya da dumana yakalansam, kendimi kurtarmak için tek çarem bir pencereden kaçmak olacak. Ancak bunu yaptığımda dört metre asağısında bulunan bir beton zemin üzerine çakılır kalırım. Ve binanın eternit yüzeylerinde asbest var. Hepimiz asbestin insan sağlığına ne kadar zararlı olduğunu az çok biliyoruz. Eğer bu yüzeyler sağlam kalırsa, o zaman tehlike yoktur. Ancak, binada asbestin olduğunu öğrendiğimizde tabii ki şok yaşadık, "diyor. Personel için eternit yüzeylere tehlike uyarıları yapıştırıldı. "Ancak bu uyarılar radyatörlerin arkasında gizlidir ..." Isıtıcılar deseniz çalısmıyor, personelimiz burada üzerinde uzun bir ceket, kalın bir kazak ve kalın bir boğaz atkısı ile çalışmak zorunda kalıyor. Bu sorumsuzluktur" diyor polis hakimi Stas.
Mahkeme binasının tüm bu eksiklerinden dolayı Stas’ın umutsuzluğa kapıldığını söylemek, abartı olur. "Fakat rahat bir çalışma ortamı değildir. Tüm bu kusurların onarılma zamanı çoktan gelmiştir. Bir an önce başlaması gereken tam bir tadilat gerekiyor." diyor hakim Stas ilgili yetkililere seslenerek.
Yorum Yazın