Bruxelles Korner
Zehra Özer
Cara Brookins ve ailesi artık başka bir çarelerinin olmadığını hissettiler. Kadın paranoid ve şizofren hastası olduğu ortaya çıkan bir adamla evliydi ve hatta ayrıldıktan sonra adam onu ve çocuklarını sürekli taciz etti. "O dönemden sonra ben evlilikle başa çıkmak için yeterince güçlü olduğunu düşündüğüm bir adamla yeniden evlendim. Ama yanılmışım evlendikten kısa bir süre sonra onun çok agresif ve şiddet yanlısı birisi olduğu ortaya çıktı," diye anlatıyor Cara.
O ikinci kocasından da ayrılmaya karar verdiğinde çocukları 17, 15, 11 ve 2 yaşındaydılar. "Ben evliliğimi hiçbir şekilde düzeltemeyeceğimi anladım. Kocamdan uzaklaştığımda benim ve çocuklarımın belki bir şansımızın olabileceğinin farkına vardım."
"Dört çocuk ile şiddetli bir ilişkiye son verirseniz eğer her şey size çok pahalıya mal olabiliyor," diyor. Brookins’in dört çocuğu ile sığabileceği bir ev satın almak için yeterince parası yoktu, bu yüzden geçici olarak küçük bir eve taşındılar.
Brookins daha sonra YouTube’un aslında bağımsız çalışmak için mükemmel bir bilgi kaynağı olduğunu düşündü. O kendine ait olan küçük bir mal varlığını sattı ve bu para ile Bryant Arkansas’da bulunan 40 dönüm bir arazi satın aldı. Ve 2008 yılında iddialı bina projesini başlattı.
O her akşam YouTube'da eğitici videolar izledi ve gerekli malzemelerin bir listesini yaptı. O hayalindeki inşa etmek istediği evinin maliyeti 130.000 dollar tuttacağını tahmin etti.
"2008 yılındaydı, yani o zamanlar YouTube şimdi olduğu gibi çok yoğun değildi. Gerçek bilgiye derinlemesine anlatan video veya kanallar fazla yoktu," dedi Brookins. "Ama bir pencere yerleştirmenin veya bir temel atmanın birçok yolları vardır. Biz bu yüzden her inşaat aşamasının üç ya da dört videosunu incelerdik ve sonra 'bunlardan hangisinin bizim için en iyi çalışma yöntemi olacağına’ dair karar verirdik."
Hep birlikte çalıştık
Onun dört çocuğu, Hope, Drew, Jada ve Roman çalışmalarda onu hiç yalnız bırakmadılar. Brookins ve çocukları çimento karıştırmaktan, duvar örmeye ve gaz borusu hattını yerleştirmeye kadar, mümkün olduğunca her işi kendileri yaptılar. Kolay değildi, ama onlar sabrettiler. İnşaat sürecinde her adımı birlikte attılar. "Belediyenin imzalı onayını almak zorunda olduğumuz inşaat planımızı büyük oğlum ile birlikte çizdik, o bana çok yardımcı oldu," dedi Brookins. Kızım Jada çimento yu karıştırmak için komşuların göletinden su çekti. Drew ise bize ağaç taşıdı ve Hope hergün hepimizin yemeğini hazırladı."
Acılar
Diğerleri iş başında iken onlardan biri her zaman küçük Roman'a baktı oda şantiyede hergün neşeli bir şekilde çamur da oynadı.
"Canım çok acıyordu," diye hatırlar anne. "Fiziksel olarak bu ideal değildi, ama çocuklarım her gün erken kalkıp buraya geldiler. Ben bu arada tüm gün işte çalışıyordum ve onlar okula gidiyorlardı ve akşamları işten çıktıktan sonra geç saatlere kadar bazen arabanın farlarını açarak çalışıyorduk. Müthiş ve içtendi. Kimse sinemaya gitmiyordu. Kimse arkadaşının yanına dışarıya kaçmıyordu, rendevu yapmıyordu. Hepimiz aynı ilgi alanı içinde kaldık."
Hayatlarını kontrol altına aldılar
"En büyük korkum çocuklarımın belki birgün uyandıklarında: ‘Hayır biz artık bunu yapmak istemiyoruz demeleri' oldu. Ama onlar bunu hiçbir zaman demediler. Onlar ilk defa bir çeşit güce sahip olduklarını, hayatlarını kontrol altına alabildiklerini hissettiler. Ve onlar böyle bir şeye ne kadar ihtiyaç duyduklarını biliyorlardı. Tüm bu süreç bizi aile olarak birbirimize daha da yakınlaştırdı ve biz hiçbir şeyin imkansız olmadığını öğrendik. Biz yeni bir umut bulduk," dedi Brookins.
Tabii ki sadece You Tube ile iyi bir inşaat ustası olamazsınız ve Brookins bazı zor işlerde ev inşaatında deneyimi olan bir itfaiyeci arkadaşından yardım aldı.
Aile dokuz ay boyunca evlerini inşa etmek için gece gündüz çalıştı. 31 Mart 2009 tarihinde onlar beş yatak odası olan yeni evlerine geçtiler, Brookins’in yeni evinde kitap yazmak için yazı tutkusunu tetikleyen bir kütüphanesi de var.
Büyük adım atmak
Brookins şimdi 24 Ocak'ta satışa sunulacak olan, "Bir aile nasıl bir ev inşa eder" adlı kitabında tecrübelerini kaleme aldı.
Cara kitabının, başkalarına ilham kaynağı olamasını ve büyük hayallerini gerçekleştirmek isteyenlere cesaret vermesini umuyor ve onun kötü giden bir ilişki içinde sıkışıp kalan diğer kadınlara bir mesajı var:" Size küçük adımlar atmakla ilgili anlatılan, her şeyi unutun". Herkes bunu söyler: Eğer her gün küçük birer adım atarsanız, zamanla herşey daha iyi olur ve düzelir. "Ama benim deneyimlerimde bu böyle olmadı. Büyük adım atmalısınız. Müthiş büyük bir adım olmalı. Bu bizim için bir ev inşa etmekti. Başkaları için bu tamamen farklı bir şey olabilir. Ama kendinize yönelik bakış açınızı değiştirmek için büyük bir şey yapmak zorundasınız," dedi Cara.
Yorum Yazın