Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır'ın Brüksel ziyareti kapsamında da gündeme gelenler ;
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır:
Togg, 2025'te Avrupa yollarında olacak
- Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır:
- "2024 sonu itibarıyla Togg artık Avrupa Birliği'ne ihraç edilme noktasına gelmiş olacak ve 2025'te Avrupa yollarında her geçen gün artan sayıda Togg göreceğiz"
- "Elektrikli araçlar konusunda çok sayıda uluslararası firmayla görüşüyoruz. Türkiye'de günden güne bu alanda yeni yatırım haberleri alınacak"
BRÜKSEL (AA) - Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Türkiye'nin yerli ve tamamen elektrikli otomobili Togg'un 2025 yılında Avrupa yollarında görüleceğini söyledi.
Kacır, Brüksel temasları kapsamında gazetecilerle bir araya gelerek açıklamalarda bulundu.
Ön siparişi verilen 20 bin Togg'un yıl sonuna kadar sahiplerine teslim edileceğini belirten Kacır, "2024 sonu itibarıyla Togg artık Avrupa Birliği'ne (AB) ihraç edilme noktasına gelmiş olacak ve 2025'te Avrupa yollarında her geçen gün artan sayıda Togg göreceğiz." dedi.
Bakan Kacır, Togg'un doğuştan akıllı ve elektrikli bir otomobil olarak tasarlandığını anımsatarak, "Aslında Togg başlı başına Türkiye'nin yeşil dönüşümünün ve karbon nötr vizyonunun en somut örneklerinden birisidir." diye konuştu.
- "Türkiye'de elektrikli araçlar noktasında yeni yatırım haberleri gelecek"
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Kacır, elektrikli araçlar konusunda çok sayıda uluslararası firma ile görüştüklerini kaydederek, Türkiye'de günden güne bu alanda yeni yatırım haberlerinin alınacağını anlattı.
Tesla ve başka şirketler ile de irtibatta olduklarını dile getiren Kacır, "Çinlilerin de çok ciddi bir ilgisi var. Türkiye'ye değer katacak her yatırımcıya kapımızı açtık. Yeter ki bir kazan kazan anlayışıyla hareket etsinler. İnanıyorum ki önümüzdeki dönemde yeni haberler duyacağız." değerlendirmesinde bulundu.
Toyota'nın şarj edilebilir hibrit üretiminde Avrupa'daki ilk adımını Türkiye'de attığını hatırlatan Kacır, "Geçtiğimiz haftalarda onun törenini gerçekleştirdik. Ford, elektrikli ticari araçlar üretmeye dönük yatırımı Yeniköy tesislerini tamamlamış oldu." şeklinde konuştu.
Kacır, söz konusu tesisin açılışını Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile gerçekleştirdiklerini anımsatarak, "Tesisin kapasitesi 105 binden 400 binin üzerine çıktı. Çok muazzam bir yatırım oldu. Sadece Ford araçlar değil Volkswagen araçlar da orada üretilecek. Bütün bunlar Türkiye'nin yeşil dönüşümünün bir parçası." ifadelerini kullandı.
Ulaştırmada sadece kara araçlarında değil raylı sistemlerde de elektrifikasyonu hızlandırdıklarına işaret eden Kacır, "E5000 elektrikli lokomotifimiz bir başka kritik proje. Bütün bu projelerin önümüzdeki dönemde sayısı artacaktır." diye konuştu.
Türkiye sanayide hidrojen devrimi hedefliyor
- Türkiye, enerji arz güvenliğini için yenilenebilir enerji faaliyetlerine devam ederken, Bandırma'da kuracağı Hidrojen Vadisi ile otomotivden uzaya, tarımdan ulaştırmaya kadar pek çok sektöre alternatif kaynak sağlayacak
- Hidrojen Vadisi Proje Koordinatörü Mehmet Volkan Duman:
- "Hidrojen, hem Türk sanayisinin yüzde 100 temiz dönüşümünü sağlamakta hem de enerji ihracatçısı konuma gelmemizde önümüzdeki dönemde önemli bir araç olabilir"
ANKARA (AA) - ZEYNEP DUYAR - Türkiye yenilenebilir enerjide atılıma odaklanırken, uygulama dönemi devam eden Hidrojen Vadisi Projesi ile sanayiden tarıma, otomotivden uzaya kadar pek çok sektöre kapsamlı bir alternatif kaynak sağlamayı hedefliyor.
AA muhabirinin derlediği bilgilere göre, dünyada iklim değişikliği ve savaşlar nedeniyle "enerji arz güvenliği" kritik önem arz ederken, hidrojen enerjisi bu anlamda öne çıkıyor.
Yerli ve yenilenebilir kaynaklarıyla arz güvenliğini sağlamak amacıyla yeşil teknoloji dönüşümüne odaklanan Türkiye, rüzgar, güneş, jeotermal ve hidroelektrik gibi enerji kaynaklarıyla hidrojen yatırımlarını da ön plana aldı.
Bu kapsamda Balıkesir'in Bandırma ilçesi merkez olmak üzere Güney Marmara Bölgesi'nde kurulum aşaması süren Hidrojen Vadisi Projesi'nin, Türkiye'yi bu alanda dünyanın önde gelen oyuncularından biri haline getirmesi hedefleniyor.
Projenin paydaşlarından TÜBİTAK, hidrojen ve karbon yakalama, kullanma ve depolama gibi teknolojilerin de aralarında bulunduğu AR-GE ve yenilik faaliyetlerine destek vermeyi planlarken, konu dün Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır'ın Brüksel ziyareti kapsamında da gündeme geldi.
Kacır, "Türkiye'nin ilk hidrojen vadisini kurmak için Avrupalı araştırmacılarla birlikte çalışıyoruz. Türkiye'yi batarya teknolojileri, çip üretimi, uzay teknolojileri, biyoteknoloji, hiper ölçekli veri merkezleri, güneş, rüzgar ve hidrojen enerji sistemleri gibi yenilikçi ve çığır açıcı teknolojilerin merkezi olarak konumlandıracağız." açıklamasında bulundu.
- "Akdeniz ülkelerine örnek olacak"
Hidrojen Vadisi Proje Koordinatörü Mehmet Volkan Duman, AA muhabirine, projeyle oluşturulan modelin tüm Akdeniz ülkeleri için örnek teşkil edeceğini söyledi.
Bunun Türkiye'nin 2053 net sıfır emisyon hedefi doğrultusunda diğer hidrojen vadilerinin de önünü açacağını belirten Duman, "2030'da yıllık 10 milyon ton hidrojen ithalatını amaçlayan AB'ye hidrojen ve türevlerinin ihracatında, Türkiye'nin Avrupa'ya açılan kapılarından Güney Marmara Bölgesi'nin yenilenebilir enerji potansiyeliyle öne çıkmasını da hedefliyoruz. Hidrojen, hem Türk sanayisinin yüzde 100 temiz dönüşümünü sağlamakta hem de enerji ihracatçısı konuma gelmemizde önümüzdeki dönemde önemli bir araç olabilir." değerlendirmesinde bulundu.
- Hidrojende 2 proje
TÜBİTAK'ın iklim değişikliğine karşı çözüm arayışları çok yönlü olarak devam ederken, bu çalışmalar kapsamında "Güney Marmara Hidrojen Kıyısı -HYSouthMarmara Vadi Projesi" ile "Güney Marmara Hidrojen Kıyısı Platformu Güdümlü Projesi" için konsorsiyum anlaşmalarına imzalar 27 Nisan'da atılmıştı.
5 yılda tamamlanması hedeflenen "Hidrojen Vadisi Projesi", Türkiye Ufuk Avrupa Programları tarihinde 8 milyon avro ile en büyük hibeyi kazanarak 1 Temmuz'da uygulama dönemi başladı ve Güney Marmara Kalkınma Ajansı koordinatörlüğünde Bandırma merkezli olarak hayata geçiriliyor.
Hidrojen ekonomisinin gelişimini destekleyecek 38 milyon avroluk 15 paydaşlı proje tamamlandığında endüstride fosil yakıt kullanımının azaltılmasında önemli bir adım atılmış olacak. Sanayinin bir bölümü küçük ölçekli de olsa karbondan arındırılmış olacak.
Enerjisa Üretim'in sahasında üretilecek yıllık minimum 500 ton yeşil hidrojen Linde Gaz tarafından taşınacak. Hidrojen Peroksit, Kale Seramik, Şişecam ve Eti Maden'in tesislerinde kullanılacak. Projeyle sadece yeşil hidrojen üretimine değil türevlerinin üretimine de odaklanılacak. Ülkenin yurt dışına bağımlı olduğu metanol ve amonyak da yeşil yöntemlerle bu proje sayesinde yurt içinde üretilecek.
Türkiye, "Güney Marmara Hidrojen Kıyısı Platformu" projesiyle ise hidrojen üretiminde kullanılan elektrolizör teknolojisini de yerli ve milli imkanlarla ileriye götürmek istiyor. Proje ile Türkiye'nin en büyük kapasiteli ilk yerli yeşil hidrojen tesisi hayata geçirilecek.
24 ay sürecek projeyle, planlı ve temiz üretim odaklı büyümesi hedeflenen sanayi için gerekli olan teknolojilerde yerli kapasite geliştirilerek önemli bir adım atılması hedefleniyor.
Güney Marmara'da Türkiye'nin ilk yeşil endüstri bölgesini sıfırdan kurmak için çalışmalar başlayacak ve yeşil dönüşüm sürecinde önemi daha da artacak olan bor mineralinden katma değeri daha yüksek ürünler elde etmek için yeni endüstri bölgelerinin oluşmasının bu alandaki sinerjiyi daha da tetiklemesi bekleniyor.
Hidrojen Vadisi, hidrojenin üretildiği, depolandığı, tüketildiği, firmaların hidrojeni hem üretip hem kullandığı bir kümelenme olarak tanımlanıyor. Birçok endüstriyel uygulama için alternatif bir enerji kaynağı olan hidrojen, kimya endüstrisinde ve diğer birçok üretim sürecinde kullanılıyor. Örneğin gübre ve ilacın ham maddesi olan amonyağın üretiminde hidrojene ihtiyaç duyuluyor. Hidrojen, petrol rafinerilerinde yakıt kalitesini artırmak ve kirleticileri azaltmak için de kullanılıyor.
Bilinen tüm yakıtlar arasında en yüksek enerji içeriğine sahip olan hidrojen enerjisi, en çok da petrol türevi yakıtlara oranla daha verimli olmasıyla öne çıkıyor.
Hidrojen Vadisi gübreden tekstile, ısınmadan elektroniğe hatta otomotivden uzaya kadar pek çok sektöre alternatif kaynak sağlayacak.
Türkiye, güneş paneli üretiminde yüksekleri hedefliyor
- Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır:
- "Güneş paneli üretiminde Avrupa'da bir numara, dünyada dördüncüyüz. Hedef kısa süre içinde Türkiye için dünya ikinciliği"
- "AB'nin uluslararası rekabette Türkiye'ye çok güçlü şekilde ihtiyacı var"
BRÜKSEL (AA) - Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Türkiye'nin güneş paneli üretiminde Avrupa'da bir numara, dünyada dördüncü olduğunu, kısa süre içinde Türkiye için dünya ikinciliğini hedeflediklerini söyledi.
Kacır, iki günlük Brüksel temasları kapsamında gazetecilere açıklamalarda bulundu.
Türkiye'nin son 20 yılda yenilenebilir enerjiye muazzam yatırım yaptığını vurgulayan Kacır, "Bugün Türkiye'de kurulu kapasitenin yüzde 55'i yenilenebilir enerji santrallerinden müteşekkildir." ifadesini kullandı.
Kacır, enerji bakanının özelikle güneş ve rüzgar konusunda 2035'e kadar her yıl 5 gigavat ilave etme konusunda bir planı hazırladığını anımsatarak, "Bu kapsamda sadece yenilenebilir enerji santral kurulumu değil bu alanlarda endüstrimizin de güçlenmesini çok önemsiyoruz." diye konuştu.
"Güneş paneli üretiminde Avrupa'da bir numara, dünyada dördüncüyüz. Hedef kısa süre içinde Türkiye için dünya ikinciliği." diyen Kacır, geçen yıllarda inşa edilen alt yapıyla güneş hücresini de Türkiye'de ürettiklerini söyledi.
Bakan Kacır, "AB'nin Türkiye dışında bir güneş paneli üretim alternatifi yok. Rüzgar türbinleri konusunda şu anda Avrupa'da dördüncüyüz. Rüzgar türbini üreticilerimizin yıllık 2 milyar avroya yaklaşan bir iş hacmi var." ifadelerini kullandı.
AB ülkelerinin Uzak Doğu ile rüzgar türbinlerinde rekabet konusunda giderek daha da zorlandığına işaret eden Kacır, ilk dönemlerde Avrupa'nın kendi iç pazarları ile sağladığı ölçeğin ve Çin'in tümüyle kendi iç pazarına yönelmiş olmasının AB şirketlerini rekabet açısından bir miktar rahatlattığını anlattı.
Kacır, "Ama şimdi Çin pek çok sektörde üretim fazlası veriyor ve iç pazarında bir yavaşlama var. Bu da AB üyesi ülkelerdeki şirketleri rekabet açısından zorluyor." dedi.
- Rüzgar altyapısı daha da güçlenecek
Halihazırda neredeyse bütün rüzgar türbini orijinal ekipman üreticilerinin (OEM) Türkiye'de yatırım yapmış ya da paydaşlarla birlikte çalışmaya başlamış olduğunu belirten Kacır, "Türkiye'de kurduğumuz alt yapıyı çok güçlendirmek istiyoruz. Yani kule, kanat, jeneratör üretiminde Türkiye'de özellikle İzmir ve Ege Bölgesi'nde muazzam bir altyapı kümelenmiş haliyle oluşmuş oldu." dedi.
Bakan Kacır, gelecek dönemde yatırımları hızlandırarak deniz üstü rüzgar türbinlerine ilişkin üretim kabiliyetlerini artıracak önemli adımlar atacaklarına işaret etti.
- Türkiye'ye yönelik olumlu adımlar AB'ye kazandırır
Bütün bu adımların Türkiye'nin aslında karbon nötr hedeflerine ilişkin ana istikametini ortaya koyduğunu anlatan Kacır, "Burada AB'nin Türkiye'ye adil davranması çok önemli. Türkiye, AB için bir üçüncü ülke değildir. Türkiye, AB değer zincirinin asli unsurudur. Dolayısıyla gerek sınırda karbon düzenlemelerinde gerek diğer ticaret düzenlemeleri ve yatırım kararlarında, gerek finansman alanlarında Türkiye ile ilgili olumlu adımlar AB'ye kazandırır. Emin olun Türkiye'ye bir kazandırıyorsa AB'ye iki kazandırır. " değerlendirmesinde bulundu.
Kacır, AB'nin uluslararası rekabette Türkiye'ye çok güçlü şekilde ihtiyacı olduğunu kaydederek, "Dolayısıyla biz Gümrük Birliği revizyonu başta olmak üzere bütün bu süreçlerde daha adil, daha açık, daha olumlu bir yaklaşım göreceğimizi temenni ediyoruz. AB'nin Türkiye'ye olan ihtiyacı günden güne çok daha fazla hissediliyor." ifadelerini kullandı.
Öte yandan, Çin dünyanın en büyük güneş paneli üreticisi ülke konumunda bulunuyor. Dünyadaki güneş panellerinin yarıdan fazlasının üretimi Çin'de gerçekleştiriliyor.
Yorum Yazın