Bruxelles Korner
Zehra Özer
Trafikt şiddeti, ne yazık ki dünyanın her yerinde yașanan bir sorundur ve giderek artıyor gibi görünüyor. Sadece Türkiye’de 1 yılda yaklaşık 100 araç sürücüsü, trafikte seyir halinde iken yol verme kavgasından hayatını kaybetti.
Trafik şiddetinin veya saldırganlığının gerçekte trafik ile bir ilgisi yoktur. Terim bu yüzden yanlış seçilmiştir. Genel olarak trafikte çoğunlukla kısa agresiflikler yaşanır. "Trafikte şiddete bașvurma dereceleri vardır. Çoğu sürücüler, agresif hareketlere maruz kaldığında arabalarından inmezler. Kavgayı göze alıp aracından inenler ise, zaten günlük hayatlarında şiddete baş vuran insanlardır. Trafik şiddeti daha çok, herkesin bir yere varmak için acele etmesinde yaşanan bir stres türüdür," diyor Avustralya Üniversitesi Psikoloji Fakültesi'nden Helen Cameron.
Trafikte şiddete baş vuranlar diğer saldırganlık çesitlerinde olduğu gibi 16 ila 40 yaş arasında ki erkeklerdir. "Sürücülerin bir otomobillin içinde bulunmaları onlara güvende olduğu hissini veriyor çünkü altlarında arabaları var iken kimse onlara erişemez. Bu yüzden birbirimize trafikte çok kolay el kol hareketi yapabiliyoruz. Bu sosyal davranışlarımızın bir parçasıdır ve toplum olarak hiç bir zaman vazgeçemeyeceğimiz bir alışkanlığımızdır, " diyor Cameron.
Anonim
Cameron, trafikte ki bu rahatlığımızı, özellikle trafikte anonim olmamıza bağlıyor. Biz anonim iken rahatlıkla sinirlenip patlayabiliyoruz çünkü kimseye bunun hesabını vermek zorunda değiliz. Geldi ve geçti diyoruz. "Aracınız, evinizin bir odasıymış gibi hissediliyor. Birisi izinsiz odanıza girdiğinde bundan çok kolay rahatsız olabilirsiniz. İnsanlar üstelik, patlamalarının kötü sonuçlanmayacağını düşünmeleriyle, kolaylıkla rahatsız edici ve hatalı davranışlarda bulunabiliyorlar. Örneğin, iş yerinizde böylesi hatalı bir davranıșta bulunmazsınız çünkü orada adınız ve kim olduğunuz biliniyor."
"'Öfkeden gözüm karardı' sözü, genelde bir bahane olarak kullanılır", diyor bu tür savunmaları saçmalık olarak nitelendiren Cameron. "Kaygacı sürücülerde böylesi bir anda hiçbir göz kararması falan yoktur. Onlar kavga ya girişmek için arabalarından indiklerinde, o anda sadece kendilerinin haklı olduğunu düşünerek inerler. İndiği anda içgüdüsel olarak haklı olduğundan o kadar emindir ki ama iner inmez de indiğine pişman olur aslında".
Batı Avustralya Suç Araştırma Merkezi'nde profesör David İndermaur, trafikteki şiddet faillerinin direksiyon bașında aniden kontrolünü kaybetmek gibi bir durumlarının olmadığını söylüyor. "Onların o anki agresif davranışı dünya ya bakış açılarına bağlıdır. Saldırgan bir ortamda yetişen bir insan, gördüğü herşeyi şiddete bağlar. Ben tedavi ettiğim insanlara, dünyanın ve hayat yolunun bir yarış yeri veya herkesin onların derilerini istediği bir yer olmadığını görmelerini sağlamaya çalışıyorum. Trafik şiddet failleri genellikle şiddetli bir geçmişe sahip olan gençlerdir. Trafiğe çıktığınız yolları, bir rekabet ya da bir yarış pistiymiș gibi gördüğünüz takdirde, bu var sayım şiddetin temeli olur ve bazı zihinlerde şiddeti ve saldırganlığı haklı kılar," ifadelerini kullandı.
Yorum Yazın