İSTANBUL - HANİFE SEVİNÇ
Terör örgütü PKK tarafından 7 Haziran 2016'da Fatih Şehzadebaşı Caddesi Vezneciler otobüs durağı istikametinde Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğü'ne ait iki midibüse yönelik gerçekleştirilen ve 6'sı polis 12 kişinin şehit olduğu saldırının üzerinden 2 yıl geçerken, yakınlarını kaybedenlerin acıları hala taze.
Karadeniz Teknik Üniversitesi'ni bitirdikten sonra polis olmaya karar veren Kadir Cihan Karagözlü, 2 yıllık meslek hayatının bir yılını Vezneciler'deki üniversite birliğinde geçirirken, İstanbul Üniversitesi'nde Tarih Bölümü'ne de devam etti.
Vezneciler'deki saldırıda şehit olan Karagözlü'nün ölümünden 8 ay sonra oğlu dünyaya geldi. Karagözlü'nün ana sınıfı, ilk ve ortaokula devam ettiği Zeytinburnu'ndaki okuluna ise adı verildi.
İki erkek çocuğundan birini kaybeden baba Zeki Karagözlü, AA muhabirinin sorularını yanıtlarken, son akşam oğluyla beraber iftar yaptıklarını, olay günü Mecidiyeköy'deyken radyodan patlamayı duyunca Vezneciler'de üniversite birliğinde görev yapan oğlunu aradığını, ancak cevap alamadığını söyledi.
Karagözlü, haberlerde çevik kuvvet otobüsüne yönelik saldırı olduğunu öğrenince olay yerine gittiğini ifade ederek, "Mecidiyeköy'den Vezneciler'e gitmek bana 5 saat geldi. Arabayı park edip koşarak olay yerine gittim, sonra telaştan arabayı bulamadım. Ardından hastaneleri gezmeye başladık. Zaman ilerledikçe ümidim azaldı. Çapa'ya hastaneye gittiğimizde komiser bir kızımız beni polis arabasına alınca oğlumun şehit olduğunu anladım. Polisler zaten olay anında şehit olmuşlar." diye konuştu.
"Torunum olacağı haberi ruh halimizi değiştirdi"
Olayın ardından İstanbul Emniyet Müdürü Mustafa Çalışkan'ın kendileriyle sık sık ilgilenmesinden memnuniyet duyduklarını dile getiren baba Karagözlü, oğlunu kaybettikten sonra gelini Gülçin Karagözlü'nün hamile kaldığını öğrendiğini anlattı.
Karagözlü, "Bu haberi duyunca birden ruh halimiz değişti. Doktor 'Kızınız olacak.' demişti. Ona göre hayaller kurarken, son anda 'Oğlunuz oldu.' haberi gelince daha da mutlu olduk. Oğlum, 'Erkek çocuğum olursa adını Bilal koyacağım.' diyordu. Bunun üzerine torunumun adını Bilal Cihan koyduk. Şimdi 1 yaşını geçti. Her gün onlarla görüşüyoruz. Ankara'da olmalarından dolayı hasret var." ifadelerini kullandı.
Zeki Karagözlü, bundan sonra terör saldırılarının yaşanmamasını, ölümler olmamasını istediğini belirterek, şöyle devam etti:
"Çocuklarımız, polislerimiz ölmesin. Askerlerimiz, polislerimiz hepsi birer kahraman. 1071'den beri bu topraklarda hep şehit veriyoruz. Bu topraklar pahalı, burada kalmanın bir bedeli var. Çocuğumuz öldü ama o şehitlik mertebesi bizi teselli ediyor, ayakta tutuyor. Biraz daha güçlüyüz. Oğlumuz daha iyi bir yerde. Biraz daha rahatız. Tabii ki kimse evladını kaybetmek istemez. İnşallah doğuda barış olur. Doğuda, güneydoğuda, burada kardeşçe yaşayalım, bir yerde son bulsun. Birileri kaşıyor bu ülkeyi. İnşallah devlet büyüklerimiz üstesinden gelecek. Bu böyle gitmez. Çözümü olacak. Bundan sonra polislerimiz, evlatlarımız, ölmesin. Diğer anneler ağlamasın."
"Umudumu kaybettim, her şeyim yarım kaldı"
Kadir Cihan Karagözlü'nün annesi Mükerrem Karagözlü, çok acı günler yaşadığını vurgulayarak, şöyle konuştu:
"Umudumu kaybettim, her şeyim yarım kaldı. Arkasında bana evlat bıraktığı için mutluyum. Torunumla biraz avunmaya, hayata bağlanmaya çalışıyorum. Şehit olduğundan bu yana 2 yıl geçti ama aynı acıyı duyuyorum. Gün geçtikçe çok özlüyorum. Kimse benim yerimde olmak istemez. Şehit olması bana biraz teselli. Bütün şehitler kahraman, benim çocuğum da kahraman."
Patlamayı duyar duymaz olay yerine gittiğini ifade eden anne, "Acı haberi aldım. Her şey bir anda gelişti. Bir saat sonra baktım evime bayraklar asıyorlar. Bu ülke için şehit oldu yavrum." dedi.
Oğlunun kaybından sonra sağlık problemleri yaşamaya başladığını dile getiren Karagözlü, emniyetin ve oğlunun arkadaşlarının aramasının, ziyaretlerine gelmesinin kendisini mutlu ettiğini, içini rahatlattığını, sahiplenildiğini hissettiğini söyledi.
Anne Karagözlü, oğlu polis olduktan sonra terör saldırıları nedeniyle hep tedirginlik yaşadığını belirterek, "İşe giderken dikkat etmesi için devamlı telkinde bulunuyordum. Geçici görev için 15 gün Diyarbakır'a gidince çok tedirgin olmuştum. Sağ selamet geldi yavrum, orada olmadı, burada oldu. Bu kan durdurulsun, evlatlar kırılmasın, anneler benim gibi ağlamasın. Bin an önce bu terör bitsin. Terörü lanetliyorum, hiçbir şekilde onlara hakkımı helal etmiyorum." ifadelerini kullandı.
Yorum Yazın