Bruxelles Korner
Hüseyin Ekmekçi
AÇIK BİR İLETİŞİM OLANAĞI: CEHENNEM GÜLÜŞÜ
Cehennem gülüşü, ufuk açıcı bir deneyimdir. Gündelik hayat içerisinde, herhangi bir anda, herhangi bir kişiden doğabilir bu gülüş ve yöneltildiği kişi için ilk başta hep acıtıcıdır çünkü yüzeyinde alay ve küçük düşürme vardır. Hep bir neden aranır gülünüş için. İçsel mekanizmalar devreye alınır. Çok geniş bir tarama yapılır zihinde ama çoğu zaman hiçbir sonuca ulaşılamaz. Belki de gülüşün sahibinin de hiçbir zaman açıklayamayacağı özgün bir nedendir o.
Belki de bütünüyle gerçeğin kişisel değerlendirmesinden kaynaklanmıştır. Ne olursa olsun birisi tarafından cehennem gülüşüne muhatap olunmuştur ve uğrayan kişi için benlikte ancak en dip bölgelerde konuşlandırılmış ama ne kadar uzaksa o kadar belirleyici olan utanç adasına bir lahit daha eklenmiştir. Cehennem gülüşü karşısında hissedilen utanç ve acı, bir yanılgıdan kaynaklanır. Bu gülünüş, sanılanın aksine, uğrayan kişinin sahnenin dışına çıkarmak ve onu etkisiz hâle getirmek için değil, onu daha mücadeleci ve kararlı bir biçimde, az sonra başlaması istenilen savaşa bir taraf olarak çağırmak için sergilenir. Bu çerçevede, savaşmak açık bir iletişim kurmaktır. Savaşta bile olsa taraf olarak alınmak, diğer bir deyişle, düşman olarak kabul edilmek, yok sayılmaktan daha değerlidir.
Dolayısıyla cehennem gülüşüyle karşılaşan kişi, o anda, kendisini hemcinslerinden ayıran belirgin özelliklerin fark edildiğini ve bir yanıtla ödüllendirildiğini göz önüne alarak düşünmeye başlayabilir ve kendisinin bu davete ne karşılık vereceğini ele alabilir. Gülüşün muhatabı eğer bu çizgide bir tavır geliştirebilirse o zaman iki insan arasında gerçek bir ilişki kurulabilmesi olanağı oluşur.
Ne var ki neredeyse hiçbir zaman böyle bir tavır sergilenmez ve gülüşü sergileyen, gülüşü yönelttiği kişiyi ezmiş ve aşağılamış olarak nitelenir. Gülünen de bu genelgeçer ve asılsız kanıyı benimser veya davetin sergileniş amacının dışına taşan çok kaba ve ilkel bir tepki gösterir ya da ezilmişlik ve aşağılanış sanılarını görünümüne de yansıtarak siner ve sessizleşir. Daha da kötüsü, cehennem gülüşünü bir davet olarak sunan kişinin de muhatabının her iki tepki seçeneğini de göğüslemeye hazır olmasıdır. Oysa en azından böyle bir daveti gerçekleştirme yürekliliğini göstermiş bir kişi olarak muhatabına cehennem gülüşünün gerçek anlamına uygun savaşın hatlarını ve kurallarını anlatması beklenebilir.
Ne yazık ki kapitalist toplum yapısı, buna asla izin vermez. Bireyler arası ilişkilerinin net, saydam ve açık biçimde gerçekleşmesi, söz konusu toplumun biçimsel örgütleniş yöntemiyle uyuşmaz. Bu yapıda, bireylerin yüzeysel, tek modele dayanan, içeriksiz bir iletişim ağı içerisinde yer almaları yaşamsaldır. Bu özellikleri içeren bir toplumsal iletişim modelinde, bireylerin özgürlüğü ve yaratıcılığını geliştirebilecek herhangi bir hamle, çok ağır biçimde cezalandırılır. Tıpkı cehennem gülüşünün yazgısı gibi o da değeri anlaşılamadan doğar doğmaz, yok olur.
Yorum Yazın
Facebook Yorum