AHİR ZAMANLARDAN GEÇİYORUZ
DÜNYAMIZ ÇOK DEĞİŞTİ.HER ŞEY ESKİSİ GİBİ DEĞİL ARTIK
Eskiden ne güzeldi herşey.Hayatımız yaşam ve Dünyamız. Şimdi ise,
Günümüzde her şey hızla değişiyor. Teknoloji ilerledikçe insan ilişkileri zayıflıyor, samimiyet yerini yüzeysel iletişime bırakıyor. Eskiden mektuplarla beklenen haberler, şimdi saniyeler içinde cep telefonlarına düşüyor. Ancak hızlanan iletişim, insanları birbirine daha yakın getireceğine, daha da uzaklaştırıyor. Artık bir sofrada yan yana oturan insanlar bile ekranlara bağlı göz göze gelmeden vakit geçiriyor.
Eskiler sık sık "Dünya çok değişti, artık eskisi gibi değil" derlerdi. Aslında her çağda insanlar benzer davranışlarda bulunmuş, geçmişe özlem duymuştur. Ancak bugün yaşadığımız değişimler, geçmişin nostaljisinden çok daha derin ve köklü bir dönüşümü işaret ediyor.
Eskiden insanlar daha mutluydular. Mahalle kültürü vardı, insanlar birbirine daha çok güvenirdi. Şimdi kapılarımızı kilitlemeden uyuyamıyoruz. Yediğimiz içtiğimiz tüm gıdalardan, her şeyden şüphe duymaya başladık .zehirlimi? hormonlumu? diye.Komşuluk ilişkileri, dostluk bağları zayıfladı. Eskiden mektuplar beklenirdi, telefon başında saatlerce haber alınır mı diye umut edilirdi. Şimdi bir mesajla dünyanın öbür ucundaki biriyle anında konuşabiliyoruz ama samimiyet ve derinlik kayboldu.
Teknoloji hayatı kolaylaştırdı ama bizi daha da yalnızlaştırdı. Eskiden sokaklarda oynayan çocuklar vardı, şimdi ise sanal dünyaya hapsolmuş, ekran karşısında büyüyen bir nesil var. Dijital dünya, iletişimi artırırken gerçek bağları zayıflattı.
Ekonomi deseniz, o da başka bir mesele. Geçim sıkıntısı büyüdü, para kazanmak zorlaştı, hayat pahalılığı arttı. Eskiden azla yetinmek mümkündü, şimdi ise tüketim kültürü insanları sürekli daha fazlasını istemeye zorluyor.
Doğa bile eskisi gibi değil. İklim değişikliğiyle mevsimler şaştı, doğal afetler sıklaştı. Eskiden dört mevsimi net bir şekilde yaşarken, şimdi ani sıcaklık değişimleri, kuraklık depremler ve sellerle karşı karşıyayız.
Savaşlar, göçler, kutuplaşmalar... Dünya her geçen gün daha da zor bir hale geliyor. Eskiden de savaşlar vardı ama insanlar bugün daha büyük bir güvensizlik içinde.
Belki de asıl sorun, değişimin hızına yetişememek. Dünya değişti ama biz bu değişime nasıl ayak uyduracağımızı tam olarak bilemiyoruz. Eskisi gibi değil çünkü değerler, alışkanlıklar, yaşam biçimleri dönüşüyor. Ancak unutulmaması gereken bir şey var: Dünya nasıl değişirse değişsin, insan olmak, vicdanlı olmak, iyiliği ve doğruluğu savunmak her zaman elimizde.
Dünya eskisi gibi olmayabilir ama onu daha iyi hale getirmek hâlâ mümkün...
Bilgi çağında yaşıyoruz ama hakikate ulaşmak her zamankinden zor. Gerçek ile yalanın iç içe geçtiği, algıların yönlendirildiği bir dönemdeyiz. İnsanlar birbirine yabancılaşıyor, bireysellik yüceltilirken toplumsal bağlar kopuyor. Aile yapısı çözülüyor, değerlerimiz kayıp gidiyor. Eskiden ayıp sayılan şeyler normalleşirken erdemli olmak neredeyse bir yük haline geliyor.
Ne olursa olsun, insanlık tarihte pek çok kriz atlattı ve yeniden ayağa kalkmayı başardı.
Ahir zamanlardan geçiyor olabiliriz ama unutmayalım: Her karanlık dönemin ardından bir aydınlık gelir. Önemli olan, bu süreçte insan kalabilmek, doğruluk ve iyilikten vazgeçmemek…Dünya eskisi gibi olmayabilir ama onu daha iyi hale getirmek hâlâ mümkün...
Yorum Yazın
Facebook Yorum