Sevgili okurlarım, her sabah olduğu gibi bu sabahta sahile yüzmeye gittim. Akdeniz sahilinin en güzel mevsimi Eylül ayıdır. Deniz hiç olmadığı kadar berrak ve tertemizdir.
Eğer çok açılırsanız ilerde sizinle birlikte yüzen balıkların çeşitlerini dahi görme şansına sahip olursunuz!.. Altı yaşların çok tatlı bir çocuk ben denize giriyorken iç çamaşırıyla denizden çıkıyordu. Annesine gülerek: “Anne pipimi denize yaptım.” Diyordu.
Çocuğa annesinden önce ben cevap verdim: “Bak sen denize pipini yaptın çıkıyorsun, ama bende yüzmeye giriyorum. Şimdi ağzıma burnuma pis sular dolacak. Pipini denize değil de tuvalete yapsan daha iyi olmaz mıydı?” Dedim. Çocuk çok utandı. Masum bakan kara gözleriyle önce yüzüme utanarak baktı sonra annesine doğru koşarcasına yürüdü. Annesi çok öfkeli bir ses tonuyla: “Hanımefendi o henüz daha çocuk.” Dedi. Bayana kırmadan cevap vermeye çalıştım: “Hanımefendi siz de bir annesiniz.
Çocuğunuza bu yaşlarda neleri öğretirseniz onunla devam eder. Büyüyünce sizden öğrendiği doğruyu yada yanlışı kendi çocuklarına uygular ve bu zincir böyle devam edip gider. Ayrıca tuvaletler elli metre ileride hatta bedava para ödemiyorsunuz.” Dedim. Hanımefendiyle fazla ağız dalaşına girmemek için yüzmek için denize atlayıp yüzerek oradan uzaklaştım. Elin memleketlerinde o yaştaki çocuklara denize pipi yapmayı değil, denizde yüzmeyi öğretiyorlar. Denizi sahilin çevresini kirletmeyi değil, temiz tutmayı öğretiyorlar. Çocuklar sizin tahmin edemeyeceğiniz kadar çok akıllılar. Tıpkı bilgisayar gibilerdir öğrettiklerinizi sizden yada başkalarından gördüklerini, ona söylenen her kelimeyi beynine durmadan kaydeder!.. Çocuğun utanarak annesine gitmesi, aldığı cevapla yaptığının yanlış olduğunu keşfetmiş öğrenmiş olmasıydı. Annesinin haksız yere cevap yetiştirmek yerine oğlunun o halini görmesi gerekiyordu.
Yalnızca çocuklar annelerinden bir şeyler öğrenmiyorlar. Annelerde çok akıllı ve cin çocuklardan birçok şey öğrenebiliyorlar. Bunu halleriyle tavırlarıyla istekleriyle gösteriyorlar. Önemli olan anne baba olarak çocuklarının doğal hal ve hareketlerini görebilmeleri hissedebilmeleri ve bu özel yeteneklerini keşfetmeleridir!.. Oğlum sabah sahildeki çocuğun yaşlarındaydı ilkokulda okulun düzenlediği yüzme kursuna yazdırmıştım. Çok uzun sürmemişti ve yüzmede A diplomasını almıştı. Bana da: “Anne Beyzbolu ileri yaşlarda oynayamazsın.
Yüzme kursuna sende git. Yüzmeyi öğrenirsen birlikte yüzmeye gideriz.” Dedi. Oğlumun isteğini o zaman yerine getirmiş olmam yıllar sonra bana mükafat olarak tekrar geri dönmüştü. Çünkü kanserden dolayı vücudumda toplanan ödemleri yüzerek atlatmıştım. Yaşımdan dolayı ve sağlığımdan dolayı eklem ağrılarım oluyor. Yüzerek vücudum terapi görüyor. böylece hissettiğim bütün ağrılarım kesiliyor.
Bense oğluma her sabah Antalya’nın Akdeniz sahilden dualarımı yolluyorum: “Bir tanem Yüce Yaradan tuttuğunu altın etsin. Ayağını taşa değdirmesin.” Diye. Dua edebileceğiniz yavrular yetiştirin. Duasını alabileceğiniz anne babalarınız olsun…
Sevgi ve saygılarımla Zekiye Doğan
16 Ekim 2016