APARTMAN KÜLTÜRÜ
Büyük şehirlere göç eden bizler, kendimizce bir apartman kültürü geliştirmiş durumdayız. Köylerimizin komşuluk ilişkilerini güzelliklerini şehre taşımamız gerekiyorken, gereksiz hangara içindeyiz. Apartmanda güvercin beslemeden tutunda, bina çevresini çöp tenekesi gibi kullanmaya kadar çok düşüncesiziz: “Merhaba” demek yerine elimize geçen nesneleri apartman etrafına atarak birbirimizle selamlıyoruz…
Sabah karşılaşınca: “Günaydın” demek yerine selamın karşılığında bizden bir miktar borç isteyecek edası yaratıyoruz…
Öğlen karşılaşınca: “İyi günler” demek yerine itici bakışlarla kavgalıyız edası yaratıyoruz…
Akşam karşılaşınca: “İyi akşamlar” demek yerine gizli sırlarınıza ortağız gibi gerim gerim geriliyoruz…
Oysaki sıcacık bir merhabanın insan Psikolojisinde yarattığı güzellikler bütün günümüzü güzel geçirmemize vesile olabilir…
Hani: “Ev alma komşu al.” Diyorlar ya…
Yerinde söylenmiş bir söz olsa gerek, üst katımdaki komşum güvercin üretim besleniyor. Güvercinler kanatlarını çırptığı anda bütün pislikler dışkılar balkonuma ve masamın üzerine doluyor. Apartmanın etrafı keza öyle sıcakla birlikte çekilmez koku yayıyor. Aynı zamanda sabah kahvaltısını balkonumda yapma şansım yok…
Bu sorunu bir kaç kez komşuma söyledim: “Güvercinlerden epeyce rahatsızım. Lütfen çaresine bakın.” Diye her nedense bu konuda çok başarılı olamadım ve pekte ciddiye alınmadım, umursanmadım…
Nasıl olsa Avrupa’da yaşamış olan bir kadınım, ben ne anlarım Türkiye’deki yaşamdan, ben ne anlarım Türk kanunlarından. Apartmandaki diğer daire sakinleri üç yıldır bu sorunlardan dolayı çok rahatsızlar. Fakat nedense düne kadar hiçbir sonuca varılmamış. Ev sahibiyse kulaklarının üstüne yatıyor, o nasıl olsa beş dairesinin kirasını alıyor. Kendisine göre bu kiracısının sorunu neden sorunu üstüne alsın?
Beyefendiye kiracıları göre isterse saç başa girip kavga etsinler umurunda mı?
Zaten aynı binada oturmuyor. Kiracısı güvercinlerinin üretimi peşinde, yöneticiyse sorunu bilmesine rağmen şikayetçi olmasına rağmen bu sorunun üstüne gitmiyordu ve: “Başvurmam gereken yerlere başvuruda bulundum bir çözüm yok.” Deyip işin içinden çıkıyordu.
Biz kanunları anlamıyor muyuz?
Yoksa birileri birilerini koruyup kolluyor mu?
Anlamış değilim.
Aynı zamanda apartman sakinleri arasında bir ikiyüzlülüktür aldı başını gitti ve sonunda olan oldu, bu sorun kavgayla emniyette son buldu…
Sonuç?
Yine güvercinler daire balkonunda beslenmeye devam edildi. Yöneticimizden yönetim planını soruyorum. Yönetim planı kendisinde olması gerekiyorken hiç yüzü kızarmadan “bende yok” diye geçiştiriyor...
Tabii insan sağlığını tehdit eden bu sorunu burada bırakmak olmazdı. Acil bir şeyler yapmak gerekiyordu, bir şeylerin yapılması gerekiyordu. Tapu sicil müdürlüğüne gittim sağ olsunlar sorunu anlatınca yardımcı oldular. Yönetim planını verdiler. Yönetim planında, binanın etrafını temiz tutmaktan tutunda dairelerde evcil hayvan beslemek dahi yasak yazıyordu…
Yöneticimizin eline yönetim planının bir fotokopisini verdim be aynı zamanda apartman sakinlerinden imza toplamasını istedim. Sağ olsun bari bu isteğimi yerine getirdi. Binada oturan on daireden, yedisi imzasını atıyor. Yöneticimiz: “Ben çalışıyorum ilgilenemeyeceğim. Lütfen siz ilgilenin.” Diyor.
Bu bir bahane mi?
Yoksa birilerine göz yumarak sorunu başkasının sırtına yüklemenin ispatı mı?
Bunu bana zaman gösterecekti…
Apartmanın etrafında bulunan resimli kirliliğin, yazılı ve imzalı evrakla birlikte Belediye’ye gittim, zabıtaya yönlendirdi. Zabıtaya gittim, emniyete yönlendirdi. Emniyete gittim, Orman Bölge Müdürlüğü’ne yönlendirdi. Orman Bölge Müdürlüğü’ne gittiğimde yetkilisi arkadaş yardımcı olacağını söyledi ve: “Nihayet ya nihayet” dedim.
Yedi daire sakinlerinin imzası bulunan yazılı evrakı, balkonum ve apartmanın çevresindeki bulunan dışkıların fotoğraflarını dikkatlice inceledi. Gerekenlerin yapacağını belirtti ve ekledi: “Evet, apartmanlarda hayvan beslemek yasaktır. Fakat dairelerde hayvan besleyenlerin cezası cüzi bir rakam ve caydırıcı değil, bu cüzi rakamla amacımıza ulaşmak zor.” Dedi.
“Sizi anlıyorum. Fakat bu sizin için sorun olmamalı. Güvercinleri kaldırmanız için ikaza her geldiğinizde o cüzi rakamı güvercin tanesine vererek iki ve üçe katlayabilirsiniz.” Dedim.
Sonuç?
Görevli arkadaş: “Siz içinizi ferah tutun, bu sorunu en kısa sürede çözeceğiz.” Diyor.
Verilen söz tutuldu daire balkonundaki güvercinler Orman Bölge Müdürlüğü tarafından iki gün içinde kaldırıldı. Üç yıldır “çözemiyoruz” diye bahanelerle gelen yöneticimiz, Orman Bölge Müdürlüğü’nün sorunu iki günde çözmesine her nedense sessiz ve şaşkın kaldı…
Böylece balkonda beslenen ve üretilen güvercinlerden, apartmanın etrafına balkonuma yayılan dışkılardan, etrafa yayılan pis kokudan kurtuluyorum ve kurtuluyoruz!
Hani: “Komşu komşunun külüne muhtaçtır.” Diyorlar ya…
Artık zamane komşuluklarda komşu komşunun külüne değil imzasına muhtaç.
Düzenli ve temiz bir çevre için birlik olmalıyız, komşuların huzuruna sükununa dikkat etmek zorundayız…
Birilerinin vurdumduymazlığı, hepimizi vurdumduymaz yapmasın yapmamalı.
Oturduğumuz şehirde çevremizde buna benzer sorunlarda beraberce hepimiz üstümüze düşen görevi üşenmeden üstlenmeliyiz ve yapmalıyız!..
Bu görevi adabınca yapması gereken yürütmesi gereken apartman yöneticisi, görevini adabınca yerine getirmiyorsa bunu ona hatırlatmak ve yönlendirmek bizim görevimiz olmalı…