Sevgili okurlarım, 17 Nisan 2017’de Sorunlu Çipli Kimlik adlı makale yazmıştım ve Önce Vatan Gazetesinde yayınlanmıştı. Son zamanlar sorunları üzerine çeken bir insan oldum desem yalan olmaz. 28 Nisan 2017 tarihinde ikinci Çipli Kimliği aldım. Kimliğim demiyorum çünkü yollanan kimlik başka vatandaşıma ait olan bir kimlikti. Aynı gün Nüfus dairesine gittim. Üç hafta önce dilekçemi yırtan görevlinin yanına vardım. Memurun yanında dilekçemi alıp kabul eden diğer memurda vardı. Memura: “Siz yazmış olduğum dilekçeyi yırtmayıp Ankara’ya yollamış olsaydınız ikinci kez bu yanlışa düşmeyeceklerdi.” Dedim ve müdürün odasına gittim.
Müdürümüze Çipli Kimliği gösterdim ve aynı sözlerimi tekrarladım. Şaşırdı ve: “Ankara’yı arayacağım.” Dedi ve beni tekrar görevli memura gönderdi.
Beni bir süre beklettikten sonra yanıma kadar geldi bana ait olmayan kimliği zarfla birlikte geri verdi: “Kaymakama önceki sorunu, şuan ki sorunu bildiren bir dilekçe yazıp teslim edin.” Deyip elime kağıt kalem verdi.
Dilekçeyi Kaymakama hatasız dingin kafayla evimde yazmak istedim: “İşlerim var dilekçeyi bugün yazıp getireceğim.” Dedim ve oradan ayrıldım.
Yaşadığım durumu yanlışsız katıksız yazdım Kaymakamın yolunu tuttum. Özel kalemine yazmış olduğum dilekçemle birlikte Müslümanız (!) Elhamdülillah (Uyan be kardeşim bu vatan bizim) adlı kitabımı imzaladım verdim kendisiyle yüz yüze görüşmek istediğimi söyledim. Takip numarası verdi ve: “Makamında yok çıktı. Ben sizi Salı gün arayacağım.” Diyen kızımız durumun ciddiyetinin gayet farkındaydı keşke diğerleri de farkında olsalardı.
Çünkü birinci kimlikte harfler silikti dolayısıyla geçersizdi. İkinci kimlikse bana değil başkasına aitti. Oysa çalışanlar sıfır hata anlayışıyla görevini yapmak zorundaydı. Bu durumu duyarlı bir vatandaş olarak yetkili mercilere bildirdim. Muhtemelen benim kimliğim şuan başkasının elindeydi. Eğer ki, bu kişi kötü niyetliyse kimliğimi kötü amaç için kullanırsa, ben derdimi kime yada kimlere anlatacağım acaba?..
Ayrıca bu Kaymakamımıza ikinci dilekçemdi. Kat irtifakından kat mülkiyetine geçme isteğimle kat malikleriyle başlayan sorunum, eski yöneticinin yapmış olduğu şikayet üzerine Belediye tarafından on gün mühletle ön ve arka balkon demirlerim söktürülmüştü. Genel iskanı verilmiş bir binada diğer katlardaki balkon demirlerinin aynı olmasına rağmen söktürdükleri balkon demirlerimin tekrar takılması için dilekçe vermiştim. Hatta Başkanı, Başkan yardımcısını ve İmar müdürünü görevini kötüye kullanmaktan şikayette bulunmuştum. Dosya hala açık, ama balkon demirlerimi: “Yeni bir kanun çıktı. Balkon demirlerinizi tekrar taktırabilirsiniz.” Dedikleri yazılı belgeyle geri taktırmıştım!..
O dönemlerde aksanlı Türkçemle Kaymakamıma ilk çıkan Yüklüdür Yüreğim (Yaşamdan Kesitler) adlı kitabımı imzalayıp vermiştim ve yaşamış olduğum sorunu yüz yüze görüşmüştüm. İnanıyorum ki bu Çipli Kimlik sorunu da sorun olarak kalmayacak gereken yapılacak ve mutlaka sonuca bağlanacak. Sonuç su yüzüne çıkınca sizlerle bu durumun devamını paylaşacağım!..
Ana-vatanımda Avrupa’da olan kanunların hepside var, ama nedense sorunu daha büyük sorun haline getirmekte üstümüze yok. Her işyerinde teknik çalışma sistemi vardır ve her alanda geçerlidir. Bu devlet dairesi veya fabrika olabilir herhangi bir ofis hastane bakkal yada manav olabilir yaptığımız işleri özenerek sıfır hata anlayışıyla yapmak zorundayız!..
Zorunluluğumuzun ve sorumluluğumuzun bilinci içersinde çalışmazsak Devlet yönetimini yuhalamak ne haddimiz nede hakkımız…
Vatanımızda şikayet ettiğimiz her şeyin düzelmesini istiyorsak önce kapımızın önünü süpürmekten başlamak zorundayız. Arzu ediyorum ki, bu tür sorunları millet olarak hep birlikte aşacağız. Aşmamız için üstümüze düşen vatandaşlık görevimizi hep birlikte yaparsak başaracağız…
Hani: “Başıboş sürüyü kurt kapar.” Diyorlar ya…
Ağzını açmış hata bekleyen canavarlara kurtlara kapılmadan Vatana Bayrağa Devlete Millet olmanın asil asli değerlerine birlikte sıkı sıkı sarılırsak her şeyin en iyisine en güzeline en mükemmeline ulaşacağız…
Sevgi ve saygılarımla Zekiye Doğan
15 Mayıs 2017