Borç yiğidin kamçısıdır deriz ya hep…
Batı bankaları, hızlı para kazanma hevesine kapılarak Avrupa Merkez Bankası'nın ucuz parası ile Türk inşaat projelerini finanse ettiler. Örneğin: ING bankası yıllardır Türk vatandaşlarına kredi vererek bir şeyler satın almasını teşvik etmektedir. Batı bankalarının hızlı bir șekilde daha çok para kazanma hırsı șimdi bir bumerang șeklinde geri dönerek bu bankalara pahalıya mal oldu.
Geçtiğimiz Haziran ayında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın uçağı halen inșa aşamasında olan yeni havalimanına bir test inişi yaptı. Her yıl doksan milyon yolcunun beklendiği New Airport İstanbul-Yeni İstanbul Havalimanı 29 Ekim Cumhuriyet Bayramında hizmete açılması bekleniyor. Yeni havalimanının maliyeti: 10,5 milyar avro.
İstanbul'daki yeni havalimanı, Erdoğan yönetiminde inşa edilen 29 havalimanından sadece biridir. Türkiye son yıllarda üst üste prestijli projeler aldı: mega yüksek hızlı tren, üç katlı tüneller ve dört yıl içinde 63 yeni gökdelen inşa edildi. Uusal posta şirketi PTT, dronlarla posta ulaștırmak için yedi milyar dolardan fazla yatırım yaptı. Karadeniz'i Marmara Denizi ile bağlayan bir kanal olan İstanbul Kanalı, 2023 yılında Türkiye Cumhuriyetinin 100. yıldönümünde hazır olması bekleniyor.
Türkiye ekonomisi yıllardır fırtınalı bir büyüme yaşıyor. Yılda yüzde yedi büyüme oranı bir istisna değildir. Hükümet harcamalarını artırdıklarca istihdamı ve tüketimi de arttı. Türkiye yabancı yatırımcıları çekmek için özel bir program hazırladı. Türk hükümetine göre, Türk vatandașlarının ortalama geliri on yıl içinde üçe katlanmıș bulunuyor.
Ancak artan tüketim ve Türk devletinin ve şirketlerin megalomanyak projeleri borçla karșılandı. Türkiye Cumhuriyeti devleti şu anda 148 milyar dolar ve 110 milyar avro borca sahiptir. Buna birde Liran’ın düșüșü eklendi. Türk lirası șu anda serbest düşüşte olduğu için, krediler yabancı bir para birimi cinsinden iktisap edilemez, çünkü maașlar ve birikimler değer olarak yarıya indi.
Türkiye'nin borca girdiği her euro karşısında, parayı ödünç veren bir Batı bankası veya yatırım fonu vardır. Dünya basını son günlerde İspanyol BBVA, İtalyan Unicredit ve Hollandalı ING gibi Avrupa bankalarının önemli ölcüde kayba uğradığını bildirdi. Hollanda'nın en büyük bankası ING Groep NV'nin hisse senetleri düştü çünkü yatırımcılar tarafından, bankanın Türkiyedeki ödenmemiş kredilerinin bir kısmını hiçbir zaman tahsil edemeyeceği öne sürülüyor.
Fakat Avrupa bankaları bu durumda mağdur olmanın dıșında aynı zamanda Türkiye ekonomisinin bozulmasını güçlendirmiștir. Türk devleti, Türk şirketleri ve Türk vatandaşları genellikle yüzde 15 altına inmeyen faiz oranlarıyla Avrupa bankalarından çok sayıda kredi alarak borçlandılar. Avrupalı bankalar, böylece Türk ekonomisinin yapay büyümesini teşvik etmektedir.
Avrupa Merkez Bankası (ECB)’nın Başkanı Mario Draghi, Euro krizinin ortasında, "ECB, maliyeti ne olursa olsun avroyu kurtarmaya hazırdır. Ve inanın, bunu yapmak için yeterli gücümüz var" dedi. ECB, 2014'ün sonunda Draghi'nin liderliği altında tartışmalı bir program başlattı. Banka, Avrupa bankalarından altmış ila seksen milyar avro tutarında ödenmemiş borç satın aldı. Bu 'niceliksel gevşeme programı' ekonomiye milyarlar pompalayarak avroyu kurtarmak adına yola çıkılan bir yatırımdır.
Avrupa Bankaları ilk önce himayelerine teslim edilen bu ucuz para okyanusuyla euro bölgesi ekonomilerine yatırım yapmayı düșündüler. Ama buna zorunlu değildiler ve euro bölgesine yatırım yapmak onlara yeterince cazibeli gelmedi. Avro bölgesinde mevcut olan düşük faiz oranları bankalara büyük kazanç sağlamadı ve hükümetlerin kemer sıkma politikaları nedeniyle Avrupa ülkelerine çok az yatırım yapıldı. Böylece değișik bir program hazırlandı: Türkiye gibi gelişmekte olan ekonomilerde, çok daha hızlı ve büyük kârlar elde edildiği gözlemlendi, Batı bankaları böylece yatırımlarını Türkiye de yürütmeye karar aldı. De Nederlandsche Bank'ın başkanı Klaas Knot'un korktuğu gibi "sağlıksız kazanç arayışı" böylelikle Türkiye, Güney Afrika, Arjantin ve Meksika gibi ülkelere taşındı.
Avrupa programı Türkler için uygun bir zamanda geldi. Amerikan Federal Bankası (Fed), 2008'den beri Amerikan bankalarından borç aldı ve milyarlarca doları dünya ekonomisine pompaladı. Türkiye bu ucuz Amerikan parasıyla yıllarca büyüme șansına sahip oldu. Fakat, Fed para akıșını kestiği anda, Avrupa bankaları devreye girdi ve Türkiye böylece borçlanmaya devam etti.
ING Türkiye web sitesinde Türk halkına șöyle sesleniyor, "Hayallerinizi ertelemeyin, avantajlı faiz oranlarıyla bizden kredi alın! "
ING bankası on yıl önce Türkiye'ye geldiğinden bu yana yüzlerce şubesi ve 2.3 milyon Türk müşterisi ile ülkenin en büyük bankalarından biri haline geldi. Ayrıca, ING ulusal basketbol yarışmalarının ana sponsorudur.
Türkiye'de yeni bir araba, akıllı telefon veya tencere seti almak istiyen ancak maddi güce sahip olmayan vatandașlar bu hayalini gerçekleștirmek için ING bankasından çok kolay kredi alabiliyorlar. Bosch, Samsung, telekom şirketi Vestel veya mobilya perakendecisi ModaLife gibi şirketlerle işbirliği yapan ING, milyonlarca Türk müşterisine tüketici kredisi sağlıyor. Bir ING şubesine gitme zorunluluğu bile yoktur, araba veya beyaz eşya satıcısıyla doğrudan borçlanabiliyor.
ING bankası, Türkiye'nin yıllardır borçlanmasına yardımcı olan Avrupa bankalarından biridir. Türk vatandașlarının ING bankasına olan borç miktarı, 2014'te 27 milyar Türk lirasındaydı (yaklaşık 9,5 milyar avro) ve geçen yılın sonunda yaklaşık 45 milyar liraya (yaklaşık 12 milyar avro) ulaştı. Bu miktarın yarısından fazlası şirketlere borç verilmiş ve bunların dörtte birinden fazlası tüketicilere, özellikle çamaşır makineleri, çatal bıçak takımları, otomobiller veya telefonlar için kredi şeklinde verilmiştir. ING bankası, aynı zamanda, Marmaris Denizi çevresindeki yeni yol ağlarının bir parçası olan dünyanın en uzun asma köprüsü gibi prestijli inşaat projelerini de finanse etmiștir. ING web sitesinde de belirtildiği gibi bu projenin, 2023 yılında Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşunun 100. yıldönümünde hazır olması planlanıyor.
ING, Türk kredilerinin riskli olduğunu biliyordu. ING’in yıllık raporları, 2014'ten bu yana, bankanın her yıl 'risk maliyetini' karșılamak için fazladan para ayırdığını göstermektedir. Bu rezerveler Türklerin borçlarını artık ödeyemeyeceği zamanlar için ayrılmıștır. Bankanın 2016 yılının faaliyet raporunda, 'Polonya ve Türkiye'de kötüye giden koşullar, bu ülkelerde ING hisselerinin düşmesi risk maliyetinin yarım milyar avro artırmasına yol açmıştır’ yazmaktadır. Buna rağmen, ING aynı yıllık raporunda, Türklere kredi sunmayı daha da kolaylastırmaktadır. Türkiye'deki müşteriler, ING’in sunduğu " Kredinizi Anında Alın" kampayası ile, online dan kişisel bir kredi alabilirler. "Maaş bordrosu sunma zorunluluğunuz yoktur. Birkaç dakika içinde kredi riski analizi yapılır", metniyle tüketicinin borçlanması teșvik ediliyor.
ING'in kredi verdiği tüm borçların neredeyse üçte birinin geri ödenmesi imkansız hale geldi çünkü kredi taksitleri Euro cinsinden geri ödenmek zorundadır. Artık Türk Lira'nın seyri düştüğü için, pek çok Türk vatandașının kredisini geri ödemesi imkansızdır.
Politik iktisatçı Ann Pettifor'a göre, Türkiye'nin başının bu yaz derde girmesi bir tesadüf değildir. Amerikan Fed'in yavaşça faiz oranlarını yükseltmesi ve ECB'nin satın alma programının sona erdiğini açıklamasıyla birlikte, Batı bankaları Türkiye'den geri çekildiler ve fırtınalı büyüme sona erdi. Fed faiz oranlarını artırmaya başlar başlamaz ve Draghi para pompasını kapattığını duyurduğu anda yabancı yatırımcılar paralarını Türkiye'den geri çekmesiyle Türk lirası böylece serbest düşüşe geçti. Hollandalı yatırımcılar 2016 yılındaki zirveden bu yana Türk ekonomisinden iki milyar avro kurtardılar.
Avrupa Merkez Bankası esnek para politikasının rizkli taraflarının farkındadır. Banka, geçen ay yayınlanan bir araștırma yazısında, müdahaleleriyle gelişmekte olan ekonomilerin nasıl Avrupa bankalarının para seline tutulduğunu anlatıyor. Araştırmacılar, bu paraların tüketimi ve yatırımı artırdığını, fakat aynı zamanda enflasyona neden olduğunu ve Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerin ekonomisini kötüye götürdüğünü belirtmektedir. Avrupa Merkez Bankasını (ECB) analistleri daha önceki çalışmalarında, euro bölgesinin esnek para politikasının sona erdirilmesi, yüksek finansal istikrarsızlığa yol açacağı ihtimalini çok öncesinden tahmin etmişlerdi.