BRUXELLES KORNER
KADIR DURAN
öZGüR GöRüS
BELÇİKA SİYASET SİSTEMİNDE ACI GERÇEKLER VE SEÇİLENLERİN KÖTÜ SONU
Belçika tarihinde, parlamentoya seçilmeden bakanlık yapmış 14 kişi bulunuyor. Bu, Belçika’nın siyaset sisteminin acı gerçeği. Yıllarını partiye adamış siyasetçilerin kötü sonu. Kapı kapı koştur, herkesin derdini dinle, düğün pazar deme hepsine katıl, sıcak soğuk deme her yere yetişmeye çalış, sonuç büyük bir hiç. Bıçağın öbür yüzünde hiç kimsenin tanımadığı fakat imajı olan kişiler bakan olsun.
Son örnek Belçika Liberal Partisi’nden (MR) Yeni Dışişleri Bakanı Hadja Lahbib. Lahbib, hiçbir zaman parlamentoya seçilmedi. Belçika’nın resmi ulusal kanallarından RTBF’nin eski gazetecisi. 15 Temmuz'da kendisine prestijli bir unvan olan dışişleri bakanlığı verildi. Lahbib, Belçika Liberal Partisi Genel Başkanı Georges-Louis Başkanı tarafından atandı. Bununla birlikte federal hükümette şu an altı bakan hiç parlamenter olmadan görev üstlendi.
Parlamentoya seçilemeyen genç, donanımlı, yetenekli insanlar.
Bu durum aslında çok yeni değil çünkü parti başkanları bakanlarını seçerken şaşırtmayı sever.
Bu atamalar, meşruiyetle ilgili sorular oluşturuyor.
Belçikalı Gazeteci Antoine Clovers, yazısında Belçika'da parlamentoya seçilmemiş 14 bakana değinmiş. Ülkenin tüm hükümetleri dikkate alınırsa bu 14 bakandan 10’u daha önce de hiç milletvekilliği yapmadı. Diğer dördü geçmişte milletvekilliği yapan isimler.
Mayıs 2019'da parlamentoya seçilemeyen Frank Vandenbroucke, Karine Lalieux, Philippe Henry ve Nawal Ben Hamou geçmişte milletvekili olmuştu.
Federal, bölgesel ve Avrupa Parlamentosu’na hiç seçilmeyen on bakan ise soldan sağa ve yukarıdan aşağıya doğru şöyle:
2019'da parlamentoya seçilmemiş olan dört bakan ise sağdan sola şöyle: Başbakan Yardımcısı, Sağlık ve Sosyal İşler Bakanı Frank Vandenbroucke, Sosyalist Parti’den Emeklilik, Sosyal Bütünleşme, Yoksulluk ve Engellilerle Mücadele Bakanı Karine Lalieux Sosyalist Parti’den Brüksel Bölgesi için Konut ve Fırsat Eşitliğinden Sorumlu Devlet Bakanı Nawal Ben Hamou ve Ecolo Partisi’nden Çevre, Mekansal Planlama, Hareketlilik ve Altyapı Bakanı Filippe Henry.
Parlamentoya seçilmeyen kişileri en çok bakan olarak atayan partilerden Liberal Parti dört, Belçika Flaman Hristiyan Demokrat Partisi üç bakanla sıralanıyor. Yalnızca NVA ve Groen partileri Almanca konuşan oluşumlara ek olarak tüm bakanlarını üst düzey parlamenterlerden seçmiştir.
Covid-19 döneminde, hükümette iki numara olarak görev yapan Frank Vandenbroucke, Vlaams Belang partisiyle bu konuda kapsamlı bir şekilde iletişim kurdu ve hakkında “İşte aday olmayan, seçilmemiş ve liderlik sorumluluklarını yerine getiren bir kişi var.” denildi.
Bu konuyla ilgili gerçekten sorgulanabilecek unsurlar var.
Özet olarak partiler, bakanlarını özgürce bakan olarak atayabiliyor hatta partiye üye olmanıza gerek yok. Bir gün önceden üye olarak da bakan unvanını alabiliyorsunuz. Binlerce genç meclis üyesi, millet vekili hayatını adadıkları siyasette hiç bakan olamıyor.
Prestij ve imaja değer verilmesi bu şartları oluşturuyor. O zaman nasıl başkan olunuyor? Adamını bulursan başkan da olursun, kral da.
Bu yazıyı bütün yeni ve eski adaylara gerçek örnekleri hatırlatmak ve aktarmak için hazırladım.
Türk kökenliyseniz, bir Türk vatanseverseniz en çok federal milletvekili olursunuz ya da daha önce çevre ve temizlik bakanlığı yapmış tek Türk kökenli bakan olan şimdi ise Brüksel Bölgesi’ndeki Saint-Josse-ten-Noode Belediye Başkanlığı yapan Emir Kir örneğinde olduğu gibi kısa sürede görevden uzaklaştırılırsınız.
Zühal Demir gibi Kürt kökenli olursanız, Türklüğü reddederseniz de adalet bakanı da olursunuz, turizm bakanı da.
Yorum Yazın
Facebook Yorum