BENMERKEZCİLİK
Günümüzde hak, hukuk gözetmeden yalakalık yaparak sözüm ona makam sevdalısı insanlar, bulundukları gurupları rüzgar gibi dağıtarak, insanların nefretini kazanmaktan başka bir başarıları yok ve hiç bir zamanda olmayacaktır. Çünki bu insanlar fırsatçı, menfaatçı ve yalakadırlar.
Bulundukları mevkinin sahibi olan iki çeşit insan türünden bahsetmek istiyorum.
Birincisi; en iyi şekilde eğitimini alır, çalışır çabalar, iş ahlakının sınırları çerçevesinde ast üst ilişkisiyle de her daim adaletli olur alın teriyle o makamı hak eder ve sadece kendine değil, çevresine de fener olup tüm toplumu aydınlatarak şaha kaldırır. Alnının teriyle kazandığı bu makamını hak eder.
İkincisi ise; yalanla, dolanla bin bir çeşit çevirdiği entrikalarla, rüşvetlerle, yalakalıklarla, birilerini aşağıya çekerek, ayağını kaydırarak o makama gelir. Eğer bu kişi bir gurup başkanı, lider veya yöneticiyse yanında çalışanlara da asla ilerleme fırsatı vermez. Yüksek egosuyla, ukalalığı ile işin kaymağını yer ve biz demekten çekinir BEN merkezci olur. En çalışkan elemanını dahi pasifize etmekten hiç çekinmez. Biraz daha ileriye giderek onu tamamen dışarıda bırakır. Çünki koltuğunun elden gideceğinden korkar. Onun tek derdi koltuktur. Kendinden daha zeki ve güçlü olanı asla ne yaninda nede bulunduğu ortamda istemez. Çalışan, plan proje üreten, gecesini gündüzüne katarak kendinden fedakarlıklar veren, bulunduğu iş ortaminda verimli olan, ekibini ve liderini daha yukarılara çıkarabilecek kişileri malesef bu zihniyet sahibi yöneticiler böylesi donanımlı elemanlarını gözden çıkararak yok sayarlar.
Benmerkezci ruhlu insanlar, kendine dayandırmak, kendine bağlamak, kendine indirgemek, her şeyde kendi görüş açısından hükümde bulunmak, her şeyde kendini esas almak ve kendi fikrini, mantığını ve duygusunu hareket noktası, örnek, ölçü ve merkez almak eğiliminde olur. Başkalarının fikirleri, duyguları, düşünceleri onları asla alakadar etmez. Hiç bir zaman önemsemez, hırsları korkunçtur ve çevresindeki insanları her zaman görmezden gelirler. Çalışma arkadaşları onlar için sadece egosunu tatmin etmek için vardır.
Bu mudur iş ahlaki, bu mudur liderlik...
Bir de doğru söyleyeni dokuz köyden kovma durumu var. İnsanlari yalakalığa, yalana, dolana, rüşvete ve sahtekarlığa teşvik edici bir ahlaka sahip olmaya itekleyen bu insan gurubu nedense her zaman el üstünde tutulup alkışlanan taraf olur.
Allah aşkına işin ehli olana iş verin. Akıllı olmayıp sadece parasının gücüne güvenerek koltuk sahibi olan kişiler parayla oynayan boş kafalardır. Zamanla bulunduğu çalışma ekibinide darma duman ederler. Ama onların asla umrunda olmaz. O kendi keyfindedir, cebini doldurma telaşındadır. Üretim, itibar zerre umurlarında olmaz. Yalaka oldukları için nasil olsa daha üst yetkililerden işlerini kolayca halledebileceklerini düşünürler. İşte böylesi bozuk bir karektere sahiptirler. Beş para etmeyen bu yöneticilerin varlığından aslında yanında çalışan tüm elemanları ve çevresinde bulunan insanlar da haberdardır. Lakin o lider olduğu için seslerini çıkaramazlar korkarlar. Aksi takdirde kovulacaklarını ve işlerinin görülmeyeceklerini bilirler. Böyleliklede menfaatçılıkla kurulmuş ast üst ilişkisi başlar.
Rabbim bizleri böyle pis karekterli insanlarla karşılaştırmasın. Her zaman adaletli olmayı nasip etsin. (Amin)
Yeteneği olan başarılı insanlara fırsat vermeliyiz. Özelliklede gençlerimizi bu konuda takibe almalıyız. Bulundukları iş ortamında başarılarına görede ödüllendirmeliyiz. Böylelikle motivasyonlarınıda daha üst seviyelere çıkarmış oluruz.
NOT: Bu makalem herhangi bir kurum, kuruluş. teşkilat yada derneklere ve şahislara yazilmamiştir. Dünyanin neresinde olursa olsun bu yazdıklarım yaşanıyorsa sözüm onlaradır. Yani genel yazılmış bir yazıdır, üstüne alınan varsada alsın lütfen. Bunu da özellikle belirtmek istiyorum.
Sevgiyle Kalın...
Fikriye Ayrancı Keper
Belçika-Genk 2022
Yorum Yazın
Facebook Yorum