14 Haziran Nato toplantısı ve liderler arasında uzun zamandır beklenen görüşmeler geride kaldı. Neler oldu; neler konuşuldu; hangi ödünler verildi ve hangi konuda anlaşma sağlandı, bakalım.
Toplantı öncesi Sözde Ermeni Soykırımı Yasası’nın hesabını soracağını söyleyen Cumhurbaşkanı, görüşme sonrasında bu konunun ortaya gelmemesinden mutlu olduğunu söyledi. Bu neden bir mutluluk kaynağıdır, anlamak olanaksızdır.
Nato Ortak Bildirisi çok uzun ve önemli yalanlar içeriyor: Ortaklara teknolojik destek sağlanacakmış! Tüm üyelerin ulusal çıkarları gözetilecekmiş! Nato amaçları ortaklar ile birlikte belirlenecekmiş!
Peki Türkiye F-35 proğramına geri alınıyor mu? Hayır! Türkiye’ye gelişmiş füzeler satılacak mı? Hayır! Türkiye’nin Suriye’de, Doğu Akdeniz’de ve Kıbrıs’ta hakları savunulacak mı? Hayır!
Nato toplantısı ortak bildirisinin her paragrafının ‘Türkiye dışındaki ortak devletler’ şeklinde başlaması gerekirdi görüşündeyim.
Bildiri Rusya ve Çin ile ciddi kavga işaretleri veriyor. Peki Türkiye’siz bu olası mı? Evet. Başarılı olur mu? Evet. Ancak Türkiye eliyle Rusya Federasyonu ve Çin içerisindeki Türki nüfus kullanılarak bu iki güçlü devlet yıpratılıp güçsüzleştirilebilir mi? Evet!
144 gün sonra görüşen iki lider ‘aramızda her konuyu çözeriz’ deseler de Suriye’deki Amerikan-YPG ittifakının Türkiye’de yarattığı rahatsızlık ve S-400 alımının ABD’de yarattığı sıkıntı için şu anda bir çözüm yok.
Türkiye, açıklanmayan nedenlerle Afganistan’da zor bir görev yükleniyor. Elinde teknolojik silahlar olmadan bunu nasıl yapar, bilmiyoruz. Afganistan’ın Türkiye için yeni bir Kore olmamasını ve Mehmetçik kanının oluk oluk akmamasını diliyoruz.
14 Haziran öncesi ‘evdeki (Ankara) hesabın pazara (Brüksel) uyup uymayacağını’ sorgulamıştık. Görünen o ki, Brüksel’deki görüşmelerde evde yapılmış bir hesap olduğunu anımsamak bile sözkonusu olamadı.
Dışişleri Bakanlığından diplomat olarak yetişmiş hiçkimsenin görüşme masasına oturtulmadığı Brüksel’den diplomatik bir zafer çıkması zaten mümkün olamazdı.
Yetkililer bilgisiz, bilgililer yetkisiz olduğu sürece başarı beklemek saflık olacaktır.