Memleketini seven bir Türkiye Cumhuriyeti yurttaşı ve 10 yıldır Brükselde yaşayan birisi olarak, burada neler olup bitiyor sizlerle paylaşmak istiyorum. Sürç-i lisan edersem affola.
Hazır Türkiye'de de burada da seçim havası eserken seçimlerden başlayayım.
Brüksel bölgesinin bir milyon civarı oy potansiyeli var. Bunun üçte birini Belçika yurttaşı olmayan, ama oturum izni nedeniyle oy kullanabilen, çoğunluğu Avrupa Birliği ülkelerinden gelen insanlar oluşturuyor. Ama sorun, geçen seçimlerde bunların sadece %4ünün oy kullanmış olması. Yani, Avrupa Birliği başkentinin kaderini belirlemede önemli bir rol oynayabilecekken, bu fırsatı değerlendirmemişler. O nedenle bu seçimlerde "Yaşadığım Yerde Oy Kullanıyorum" kampanyası yoğun olarak devam ediyor.
Diğer büyük çoğunluğu ise göçmen olarak gelen Belçika yurttaşları oluşturuyor. Faslıların başı çektiği göçmen Belçikalıların arasında Türkler ikinci sırada yer alıyor. Örneğin, Brüksel'de müslüman oranı 'lerde. Avrupa Birliği başkentinin kaderini etkileyebilecek bir oran. İşin bir diger ilginç yanı ise; Türkiye seçimlerinde muhafazakar olarak tanımlayabileceğimiz AK Parti için Belçika'dan çıkan oy oranı p'e yakın. Çoğunluk kendini bu görüşe yakın hissediyor. Ama buradaki seçimlerde çoğunluk Sosyalist ya da Liberal partilere oy veriyor. Çünkü milliyetçi ya da muhafazakar partiler daha ziyade göçmen karşıtı söylemleriyle biliniyorlar. Yani burada politikayı yurttaş yapıyor!
Bu gerçekler üzerinde seçim hazırlıkları dünyanın bu köşesinde nasıl yürüyor, izninizle bir sonraki yazımda anlatayım. Bizde çok tartışılan hangi diller konuşulsun/konuşulmasın, Suriyeliler oy kullansın mı, kim daha dindar, televizyon kanalları propaganda yapar mı konuları burada nasıl ele alınıyor? Belki bunlara da başka bir açıdan değinmis oluruz.
Değineceğimiz konular arasında eğlenceli konular da var elbette. Örnegin, burada sanat ve edebiyat adına, deyim yerindeyse evrensel kalitede neler yapıyoruz? Sinema ve tiyatro ile ilgili olanlarından bazılarını, izninizle, yakın zaman önce Avrupa Parlamentosu stüdyolarında gerçekleştirdiğimiz bir röportajla aktaralım:
Sevgiyle Kalın