Bülent Güven: Bir Portre
Uzun yıllardır iş seyahatleri sebebiyle Hamburg'a geldiğim dönemlerde Bülent Güven ile farklı ortamlarda sürekli yollarımız kesişti. Bu vesileyle Bülent Güven'in siyaset, fikir ve iş hayatındaki birçok faaliyetini yakından izleme ve gözlemleme imkanına sahip oldum.
Kesişen yollarımız vesileyle daha iyi tanıma imkanı bulduğum Bülent Güven'in şahit olduğum faaliyetleri ve kişiliğiyle alakalı olarak birkaç kelam etmek istiyorum.
Öncelikle Bülent Güven’in Avrupa'da yetişmiş biri olmasına rağmen, Türkiye ile bağlarını hiçbir zaman tam olarak koparmadığının altını özellikle çizmeliyim. Bu çerçevede Türkiye’nin geleceğine pozitif manada katkıda bulunmak adına hemen hemen her alanda ciddi bir mesai harcadığını vurgulamak gerekir.
Güven, dikkat çeken bir eğitim hayatına ve çok iyi bir entelektüel donanıma sahip. Almanya ve Amerika'daki aldığı yüksek eğitimin yanında, kendini siyasal ve sosyal bilimler alanında çok iyi yetiştirmiş bir entelektüel. Nitekim Türkiye'deki ve Avrupa'daki farklı gazete ve dergilere yazdığı yazılardan ve verdiği röportajlardan bu donanımının yansımalarını görmek mümkün. Özellikle uluslararası ilişkiler ve iktisat konularına dair sunduğu perspektifler gerçekten çok ufuk açıcı.
Güven, bu gibi entelektüel faaliyetlerinin dışında sosyal ve siyasal alanlarda, Avrupa'daki Türklerin haklarını savunma konusunda ve Türkiye'nin Avrupa'daki imajının yönetimi konularında oldukça faal birisi. Gerek 1990'lardan 2000'li yılların ilk yarısına kadar Alman Sosyal Demokrat Partisi SPD içindeki faaliyetlerinden, gerekse AK Parti'nin yurt dışı yapılanması olan UİD içindeki faaliyetlerinden bu çalışmalarının yansımalarını görmek mümkün. Nitekim 2015’ten sonra UİD bünyesinde Genel Başkan Yardımcısı olarak görev yapan Güven, UİD’nin bu parlak dönemini mümkün kılan birkaç kişiden birisiydi.
Tüm bu hususları dikkate aldığımda, Güven profilinde birinin Türkiye’de alakalı olduğu konularla bağlantılı bir kurum bünyesinde değerlendirilmemesini anlamakta gerçekten zorlanıyorum. Şayet Güven, Almanya'nın mevcut Şansölyesi Olaf Scholz ile Hamburg'da SPD bünyesindeki faaliyetlerine devam etseydi, muhtemelen şu an federal veya eyalet düzeyinde bir bakanlık koltuğunda oturuyor olabilirdi. Fakat Güven dikkatini bunun yerine, Türk siyasetine yönlendirdi. Başka bir ifadeyle kendisi odağına Türkiye’yi aldı.
Sonuç olarak Bülent Güven, Avrupalı Türklerin çıkardığı bir değerdir. Ümidim, Güven'in Avrupalı Türkler adına yürüttüğü faaliyetlerine devam etmesi ve önemli makamlarda tecrübelerini insanlarımızın hizmetine sunmasıdır.
Açık olan husus dünyada büyük dönüşümlerin yaşandığı bu günlerde hem Avrupalı Türklerin hem de Türkiye'deki insanların Bülent Güven gibi yetişmiş insanlara ihtiyacı olduğudur.
Yorum Yazın
Facebook Yorum