Bruxelles Korner
Derya Soysal
Bundan 1 asır önce...
Bugün 11 kasım 2016. Cumhuriyetimiz 93 yaşında, Belçika krallığı 116 ıncı yılını dolduracak, ABD 45inci Cumhurbaşkanını seçti, gezegenimiz iki cihan savaşı atlattı.. bundan tam 98 yıl önce 11 kasım 1918 birinci Cihan harbinde barış imzalandı. Tam 94 yıl önce ise 11 kasım 1914 Osmanlı İmparatorluğu birinci dünya savaşına katıldı. Peki evrenin en zeki yaratığı olarak gösterttilen insanoğlu nasıl olurda böyle bir dehşete düşer? Nasıl olur da maddiyat İçin maneviyat ı ezer geçer?
Tarihin başka kara lekesi olan, toprağın kanla beslendiği, Ademoğlu'larının insanlıktan çıktığı bir başka dönem ise BİRİNCİ CİHAN HARBİdir, peki nasıl başladı? Nasıl bu duruma geldik? Sonuçları neler oldu ? Bunları analize edelim...
28 haziran 1914 gecesi saat 01.05 civarlarında, Avusturya-Macaristan imparatorluğu veliahtı olan Arşidük Franz Ferdinand, Saraybosnalı Gavrilo Princip adındaki bir sırp milliyetçisi tarafından suikasta uğrayıp, öldürüldü. Bu olay, I. Cihan Harbini başlattı.
Peki gerçekten sadece bu suikast mı birinci Cihan harbine neden oldu? Bunu birlikte inceleyelim.
XXinci yüzyılın başında 3 büyük dev arasında büyük ekonomik ve siyasi rekabetler artar. 1913de, Almanya Fransa'nın Afrika da (Fas da) önünü keser.. rekabet gittikçe artar. Aynı anda Avrupa'nın doğusunda (çoğunluk olarak), orta doğu ve Afrika'da (azınlık olarak) milliyetçi ayaklanmalar başlar. Her biri ayrı yerden bağımsızlık ister. Avrupa çok büyük bir gerilim altındadır. Bu gerilime karşı, 1882 yılında Bir yandan Almanya/Avusturya-Macaristan imparatorluğu ve İtalya Üçlü İttifak yapar. İtalyanlar sonradan taraf değiştirmişlerdir Öte yandan 1907 yılında, Üçlü İttifaka karşı Fransa/Büyük Britanya ve Rusya arasında Üçlü İtilaf imzalanır.
1871 yılında Alman imparatorluğu Fransa toprakları olan Alsas-Loren bölgesini kazanmıştı, Fransa o toprakları XX. Yüzyılın başında geri istemeye başladı. İki devlet arasında gerilim gittikçe arttı. 28 haziran 1914 de Arşidük Franz Ferdinand öldürülmesi bardağı taşıran son damla olur.
Birinci Dünya Savaşı böylelikle başladı.
3 Ağustos 1914 de Almanya, tarafsız Belçika'dan geçerek Fransa'ya girer. Sonra Ruslar Almanya'ya girer fakat 27 ağustos, Tannenbergde yenilgiye uğrarlar.
Osmanlı İmparatorluğu ilk başta tarafsız kalır sonra I. Marne Muharebesinden sonra Çanakkale Boğazını kapatır, ve liman ile gemilerine saldırdıkları için Rusya'ya savaş açar. Böylelikle Merkezî Devletler olan İttifak Devletleriyle birleşir.
Amerika'nın bağımsızlığı ise 1917 yılına kadardır. Almanlar Amerika'nın gemilerini batırırlar. Böylelikle savaş dünya çapında bir boyut alır. 8 ağustos 1918, taarruz halinde İtilaf Devletleri ( Britanya İmparatorluğu/Fransa/Rusya/ABD/Birleşik Krallık/ İtalya) tüm cephelerdedirler. İtalyanlar Vittorio-Venetoda, Avusturya-Macaristan İmparatorluğunu yener ve Mütareke 3 kasım 1918 yılında imzalanır.
Öte yandan yenilgiye uğrayan Almanya ise 11 kasım 1918 de barış antlaşmasını imzalar. Fransa ve Belçika her yıl şehitlerini ve zaferlerini o gün anarlar.
Zafer Fransa'nın, Amerika'nın, Rusların, İngilizlerindir. Büyük yenilgiye uğrayan Almanya ise kinini ikinci Cihan harbine kadar içinde tutup büyütecektir.
Barış amaçlı 1945 yılında kurulan Birleşmiş Milletler örgütünün Güvenlik Konseyinde 15 üyesi vardır ve 15 üyesi içerisinde 5 üyesi daimi üyedir ve bu 5 üye BİRİNCİ DÜNYA HARBİnin kazananlarıdır, ve bu üyelerin veto hakkı vardır. Yani onların birisi istemezse hiç birşey uygulamaya geçmez. Ve 134 kez kararlara veto edilmiştir, 110 ise Rusya'ya aittir. Rusya ve Amerika vetoyu çoğu kez siyasi amaçlı kulanmışlardır.
Garip olan şey ise Birleşmiş Milletler Örgütünün prensiplerinden biri ise : tüm devletlerin gücü ne olursa olsun eşitliğidir. Bundan dolayı Birleşmiş Milletler Antlaşması imzalanmıştır.
Bu vetonun ne kadar tehlikeli olduğunu bir düşünün isterseniz. 2 gün önce ABD ye küresel ısınma karşıtı bir cumhurbaşkanı seçildi. B.M. Örgütün prensiplerinden biri çevreyi korumak olduğu halde, örgüt gezegenimizi koruma amaçlı bir proje sunsa bir veto yüzünden, proje gerçekleşmiyecektir.
Bu kaos demektir.
Görüldüğü gibi savaşın kazananı yoktur. Herkes kaybeder. Askerler kaybeder, halklar kaybeder, çevre kaybeder. Dünya kaybeder !