"ÇARESİZSENİZ", "ÇARE SİZSİNİZ." "SİZ ÇOK DEĜERLİSİNİZ."
Hayatımızın belirli geçiş dönemlerinde mutlaka hepimizin çaresizlikleri, acıları, belirsizlikleri , değersizlikleri beklentileri hayal kırıklıkları, stresleri, öfkeleri olmuştur ve olmaya devam ediyordur. Bazen Kendimizi öyle çaresiz sıkıntı içerisinde hissederiz ki, dermanını hep başkalarında ararız. Dünya'ya gelirken Hepimiz bir yetenekle doğarız bu potansiyelimizin açığa çıkması için başkalarından onay bekler çoğu zaman bu yeteneklerimizin farkında olamıyoruz ve kendi değerlerimizle tanışabilmemiz için bazen bir ustanın rehberliğine ihtiyaç duyarız.Oysaki,bazen ihtiyacımız olan tek şey rehberliktir. Güzel bir Örnekle, Okuduğum bir hikâyeyi sizlerle paylaşmak istiyorum.
Zamanın birinde bir hoca , Yıllarca yanında yetiştirdiği öğrencisini sınava çekmek ister. Öğrencisinin eline altın renkli parlak bir taş verir. Oğlum bunu al sağda solda esnafa veya terziye göster kaç para edeceğini sor sonra da bir kuyumcuya götür fakat bu taşı kimseye satma Sadece bu taşa kimin ne kadar fiyat biçtiğini öğren ve bana geri gel der. Öğrencisi çarşıya iner ve Bir bakkal dükkanına girer bu taşa ne fiyat biçersin Bakkal Efendi diye sorar. Bakkalın cevabı buna 1 lira veririm daha sonra Oğlan elindeki taş ile birlikte terzi dükkanına gider Terzi de bu taşı diktiğim bayan kıyafetlerinde süs olarak kullanabilirim der ve sana 20 lira verebilirim buna çok şaşıran çocuk bakkalın 1 lira fiyat biçtiği taşa terzinin 20 lira vermesi üzerine çok şaşırır ve oradan bir kuyumcu dükkanına gider. Kuyumcu öğrencinin elindeki taşı görünce bu çok değerli bir mücevher sen bunu nereden buldun ? diye sorar.
Bu taşa kaç lira istiyorsun der öğrenci de siz ne fiyat biçerseniz diye cevap verir. Kuyumcunun cevabı ben buna 100.000 lira veririm hatta sen bunun için ne istiyorsan onu da veririm diye cevap verir öğrenci ben bunu satmayı düşünmüyorum deyince kuyumcu ısrar eder bu taşı bana sat dükkanımı evimi arabamı ararsam her şeyimi vermeye hazırım deyince, Öğrenci bu taşın bir emanet olduğunu söyler ve satmadan oradan ayrılır ve hemen hocasının yanına döner.
Yaşadıklarını olduğu gibi anlatır ve hocası anlat bakalım bunlardan ne ders çıkardın?
Öğrencisi çok şaşkınım ne diyeceğini bilemiyorum der. Hocanın cevabı Bak oğlum her şeyin değerini ancak işin ehli anlar her şey değer bilenin yanında hakkının karşılığını alır. Bu yüzden hayatın boyunca hiçbir zaman başkalarının senin hakkında karar vermesine izin verme biri sana değersiz dedi diye kendini değersiz hissetme. Çünkü değerli taştan ancak kuyumcular anlar oysa ki insan kendi yaratılışını ve kendi değerini kendi gücünü gayesini bilse bütün problemlerini çözmüş olur.Insan fıtratında ,yaradılışında o kadar cok güzellikler barındırıyorki,sevmek,sevilmek,takdir edilmek ister.
Mutlu olmak ister. Bu gibi güzel duyguların bilincinde olan insanlar çareyi kendinde ararlar. Her çaresizlik içerisinde mutlaka bir derman olduğunu bilirler. Her çaresizliği ve zorluğu kendilerini olgunlaştıran bir sınav olarak görürler ve yaşadıkları her zorlukta hayattan çıkaracağı dersler ve olanaklar olduğunu bilirler. Hayal kırıklığı, öfke yoksa, stres yoktur. Stres yoksa, sakinlik vardır.
Sakinlik varsa, bilgelik ,huzur ve özgürlük vardır. Hepimizi çaresizliğe, strese, öfkeye, hayal kırıklığına ulaştıran faktörlerimiz birbirine uymasa da Herkesin hamuru aynı fakat piştiği fırın farklıdır. Bakış açısı başkadır.
Her çare insanın kendindedir. Her şeyin kendi ellerinde olduğunu bilen insan kararlı ve azimli olur. İnsan isteyince ,hiçbir Engel karşısında çaresiz kalmaz. Filozofun dediği gibi... CARESİZSENİZ, Çare SİZSİNİZ. Düşün kim üzebilir seni sen kendini üzmezsen, kim zarar verebilir sana sen kendine vermezsen, kim sevebilir seni sen kendini sevmezsen ,,, yeter ki tükenme, tüketme, tükettirme içindeki yaşama sevincini ve her daim hatırla ,, “Çaresizseniz” Çare sizsiniz. "Sevgilerimle...
Yorum Yazın
Facebook Yorum