Ramazan Kurt
·
Göçün 60. Yılında Belçika: Geçmişten Günümüze
1963 yılının Temmuz ayının serin bir sabahında, Sirkeci Garı'nda yoğun bir kalabalık vardı. Babam Kadri, gurbete gitmek üzere trene biniyordu. Aynı trende yüzlerce Türk, hayatlarını değiştirecek bu uzun yolculuğa eşlik ediyordu. İstikamet Belçika'ydı. Aynı yaz, Faslı Muhammed de Cebelitarık Boğazı'nı geçmek üzere bir gemiye bindi. O da Belçika'ya gidiyordu. Sicilyalı Benito ise o yıllar önce Charleroi'daki madenlerde çalışmaya başlamıştı bile.
Yıllar geçti, gelenlerin çocukları ve torunları oldu. Türk, Fas ve İtalyan asıllı bu gençler siyasete atıldılar. Çeşitli partilere katıldılar, belediye meclislerinde yer aldılar, belediye başkanı oldular. Milletvekili ve bakanlık gibi önemli görevlere geldiler. Hatta İtalyan kökenli birisi başbakan bile oldu.
2000'li yılların başında, Türk ve Arap asıllı gençler siyasete girmeye başladılar. Faslılar özellikle Brüksel'de milletvekilleri ve bakanlarıyla Belçika siyasetinde güçlü bir yer edindiler.
Gelelim Günümüze
2000'li yılların başında, seçimlere katılacak adaylar ortaya çıkmaya başladı. Ancak sivil toplum örgütlerinin yetersiz ve az olması nedeniyle ön araştırmalar yapılmadan adaylar kendilerini göstermeye başladı. Liyakat aranmadan, hemşehrilik esas alınarak, kimin nüfusu fazla ise seçilme şansı yüksek oldu. Bazı cemaatler bazı adayların arkasında durdu ve seçilmelerini sağladı.
Sonuç
Göçün 60. yılında, Belçika'daki Türk asıllı vatandaşlar siyasette birkaç kişinin dışında pek varlık gösteremediler. Az sayıdaki eğitimli ve liyakatlı vatandaşlarımız ise ellerini taşın altına koymak istemediler, bu riski almadılar. Bir ders de alamadık; bugüne kadar adayların ne yaptıklarına ve liyakatlarına bakmadan, yine adaylara oy verirken nereli olduğuna bakıyoruz. Hemşerim mi diye düşünüyoruz ve oyumuzu o şekilde kullanıyoruz. Günümüzde adayların neleri başardığının veya başaramadığının bir önemi kalmadı. Sosyal medyada artistik pozlar vermek yeterli oluyor.
Göçün 60. yılında yine hatalar yapıyoruz gibi geliyor bana. Bu fırsatı yine kaçırıyoruz. Belçika'da göçmenlerin siyaset sahnesinde daha güçlü yer alması için daha bilinçli ve liyakat odaklı adımlar atmamız gerekiyor.
Ramazan Kurt
La Belgique à l'Aube de 60 Ans de Migration: Du Passé au Présent
Par une fraîche matinée de juillet 1963, la gare de Sirkeci était bondée. Mon père, Kadri, montait dans le train pour s'expatrier. Dans le même train, des centaines de Turcs entreprenaient ce long voyage qui allait changer leur vie. La destination était la Belgique. Cet été-là, Mohammed, un Marocain, traversait également le détroit de Gibraltar en bateau, lui aussi en route pour la Belgique. Benito, un Sicilien, travaillait déjà depuis des années dans les mines de Charleroi.
Les années passèrent, et les enfants et petits-enfants des migrants virent le jour. Ces jeunes d'origine turque, marocaine et italienne s'impliquèrent en politique. Ils rejoignirent divers partis, siégèrent dans des conseils municipaux, devinrent maires, députés et ministres. Un Italien d'origine est même devenu Premier ministre.
Aujourd'hui
Au début des années 2000, les jeunes d'origine turque et arabe commencèrent à entrer en politique. Les Marocains, en particulier à Bruxelles, s'implantèrent fortement dans la politique belge avec leurs députés et ministres.
Venons-en à nous
Au début des années 2000, les candidats aux élections commencèrent à se manifester. La faiblesse des partis et le manque d'organisation de la société civile, poussèrent les candidats à se présenter mais sans but préalable. Les citoyens ne les évaluèrent pas pour leurs compétences, mais plutôt pour leurs origines. Ceux qui eurent une grande population de compatriotes avaient plus de chances d'être élus. Certaines communautés soutinrent certains candidats, assurant leur élection.
Résultat
À l'aube des 60 ans de migration, les citoyens d'origine turque en Belgique ne se sont pas beaucoup manifestés en politique, à l'exception de quelques uns. Les rares citoyens éduqués et compétents ne voulaient pas prendre ce risque. Nous n'avons décidément pas tiré de leçons.
En effet, encore aujourd'hui, le citoyen ne se soucie pas des compétences du candidat ni de ce qu'il peut accomplir. Nous continuons à voter aveuglément en fonction de leur origine. Nous votons par patriotisme et affinité régionale. De nos jours, il n'est plus important de savoir si le candidat a réussi ou échoué. Publier des "poses" sur les réseaux sociaux suffit.
À l'aube des 60 ans de migration, il me semble que nous commettons encore les mêmes erreurs. Nous manquons "cette opportunité". Pour que les migrants soient plus présents sur la scène politique en Belgique, nous devons prendre des mesures plus conscientes et axées sur la compétence des candidats!
Ramazan Kurt
Yorum Yazın
Facebook Yorum