Hayatı bizim için anlamlı kılan ortak değerlerimiz olsa da, bizi biz yapan kişiliğimize bir farklılık ve ayrıcalık kazandıran, varlıklara yüklediğimiz anlamların kalitesidir. Herkes tarafından sabittir ki, insanlar aynı varlığa eşit bir şekilde sempati duymadığı gibi, aynı etki karşısında da aynı tepkiyi veremez.
Duygu ve düşüncelerimizin hiç susmayan sesleri, bağımsız izafi değerlerimizi şekillendirir. Dış görünüş itibariyle farklılıklarımız olduğu gibi, bizi hayatın değişik raflarına yönelten başkalıklarımız ve ayrıntılarımız vardır. Her birimiz hayatın farklı öğelerini vurgularken, değişik yönlerine atıfta bulunuruz. Kimilerinin sildiği yazılar, sizin nazarınızda altı kalın harflerle çizileninizdir. Kimilerinin hafsalasından kovulmuş şeyler, bazı ruhları büyük harflerle kuşatır çepeçevre. Kimilerini bağlamayan değerler, sizin başucunuzun değerleridir.
Hani birinci sınıf öğrencilerin, şirin resimlerle kitaplarını süsleyen kavramlar vardır. Uzun-kısa, şişman-zayıf, geniş-dar gibi… O yaştaki çocuklar orta boylu, orta kilolu kavramlarını fazla dikkate alamayacakları için, genellikle orta sıfatına yer verilmez. İşte buradan hareketle diyebiliriz ki, hayatın bu kadar keskin hatlardan oluşmuş, hareketsiz, kalıplaşmış düşüncelerden mürekkep olduğunu düşünürsek, etrafımıza at gözlüğüyle bakıyoruz demektir. Kaldı ki bu basit kavramları bile ele aldığımızda, insanın değişken duygu ve düşüncelerinin, hemen devreye girdiği görülür. Bazıları için uzun boylu görülen, diğer bir kişi için orta boylu gelebilir. Zayıf insandan pek hoşlanmayan, kilolu bir kişiyi balıketinde bulabilir. Sizin için manidar olmayan bir parfüm şişesi, öteki için yıllarca çekmecesinde yer tutacak bir hatıra olarak kalacaktır. Görünen o ki, bu kadar basit konularda bile kişisel haklarımız gibi, zevklerimizden ve farklılıklarımızdan ödün vermezken, çok önemli mevzularda yorumlarımızı sunmamamız imkânsızdır.
İnsanın bu değişken yapısı, dini hayatımızı anlamlandırırken de sekteye uğramıyor şüphesiz. Etrafımıza gözlerimizle bakıp gönlümüzle gördüğümüz için, dini algılama biçimimiz de, gönül gözümüzün, iç seslerimizin bir uzantısı niteliğinde cereyan ediyor. ‘'Akıllar denizin kenardaki çakıl taşları gibidir'' buyuruyor Resul-ü Ekrem (Sallallahü Aleyhi ve Sellem). Bu hadisten de anlaşıldığı gibi herkesin algıları akıl, zekâ, duygu ve tecrübe potansiyeli miktarınca şekillenir. Sosyal ve dini hayatı da bu algılayış ekseninde döner.
Buraya kadar iyi hoş da, dini kuralları algılayışı sadece siyah ve beyazlarla şekillendiren bir zihniyetle karşılaşınca, işte orada durmak gerekiyor. Farklı düşünceleri anlayıp dinlemeden hemen burun kıvırmamak, yelpazeyi geniş tutmak kaliteli bir pozisyon ama çok katı kurallara da sessiz kalmamız düşünülemez. Yaşamımızda hele de dini hayatımızda siyah ve beyazları kabul edip grilere rest çekmek mantıklı mı? Boz bulanık renkleri, alacaları, ebrulileri görmezden gelmek manidar mıdır?
Dinimizin kolaylık dini olduğu, "kolaylaştırın zorlaştırmayın; müjdeleyin nefret ettirmeyin" düsturunu, her fırsatta Peygamber ağzıyla yinelediği bir gerçek. Fakat İslam dini katı, şekilci ve zorlaştıran zihniyetlere set çekerken, bazı kişilerin algılayış biçimleri ya da bozuklukları, hem kendilerini hem de çevresindekileri katı kurallara hapsettiriyor ne yazık ki! Yani katılık dinin değil, insanların dini kuralları algılayış biçimlerinin bir uzantısı.
Dinimiz evrensel, ayrıca da asırlara hitap etmiş ve edecek olan bir din olduğu için, kuralları da bütün evrende can bulan kültürleri, dilleri ve ırkları kapsayıcı niteliktedir. Bir anlamda, ilahi vahiyler kanalıyla gelen emir ve yasaklar zinciri bütün kültürleri, örf ve adetleri kırıp geçirmemiştir. Emirlerin mahiyetinde, tek tip insan oluşturmak gibi bir gaye yoktur. Zaten öyle olsaydı, Allah (Celle Celalühü) farklı milletler yaratmazdı. Fakat sizin kültürünüze ve adetlerinize yasak bir fiil geçmişse, adetler değil emirler tercih edilir.
Herkesin sürekli dediği" tek adam tek adam "Türkiye yi ilerleten, çağ atlatan,emekli kuyruklarını bitiren ,hastane hizmetleri genişleten ,Recep Tayyip Erdoğan Halkın lideri...
Ayş[email protected]
Hangi Ölçüler Kilometre Taşlarımız
