Sevgili okurlarım, Son Haber.NL gazetesinde yüreğimden geldiği gibi yazmak için yola çıktım. Ailem Hollanda’ya ilk gelen Türklerden bense sekiz yaşında geldim. Çoğu gurbetçiler gibi ailem bol para kazanıp Türkiye’de çocuklara iyi bir gelecek sağlamak, kısa sürede vatana geri dönmek isteyen ailelerdendi. Evdeki hesap çarsıya uymamıştı. Sanıyorum zamanın neleri getireceğini neleri alıp götüreceğini hesaplamadan verilmiş bir karar olsa gerek…
Hollanda’da doğan kardeşlerim Türkiye’den gelen kardeşlerim annem babam yıllarını bu ülkeye vermiş insanlarız. Hayatın bize neleri kazandırdığını neleri kaybettirdiğini gördük görüyoruz ve göreceğiz. Ben ve kardeşlerim diğer Gurbetçi çocukları gibi Türkiye’yi ailelerimizin anlattıklarından duyduk öğrendik. Türkiye’yi ülkemizdeki yaşamın akrabalık bağlarının komşulukların insan ilişkilerinin Hollanda’dan farklı olduğu anlatıyorlardı!..
Komşuluklar anlatılıyordu bize!..
Bir tas çorbanın komşusuz içilmediği; Bir lokma ekmeğin komşusuz boğazdan geçmediği; Her Cuma akşamları yaşlıların kapılarının çalındığı; Bayramlarda dargınların barışarak gönüllerin alındığı Ana-vatanımız!..
Her yıl yaz tatilini dört gözle bekliyorduk Türkiye’ye gitmek için!..
Sıcak ülkemizin sıcak insanlarını yüreğimizin tam ortasında hissetmek için!..
4000 Km. bizlere uzak gelmezdi gitmeliydik…
Köyümüzün meşe ardıç palamut çam ağaçlarının oksijenli bol temiz havasını ciğerlerimize çekmeye gitmeliydik…
Dağlardan gelen kuyu ırmak suyu dertlere deva hastalara şifaymış doya doya içmeliydik gitmeliydik…
Hasret-Özlem Gurbet ve Ana-vatan gitmeliydik…
Ana-vatana vardığımızda hasreti-özlemi buruk sevincimizle birlikte yaşıyorduk komşular eş dost akrabalar derken zaman çabuk gelip geçiyordu. Geri dönme vakti gelip çatıyordu. Bagajımız valizimiz yüreğimiz dolu gidiyorduk dolu dönüyorduk. Her nereye gitsek bizimle beraber giden ince bir sızı bırakıyorduk arkamızda. Böylece günler ayları aylarsa yılları kovaladı. Nihayet yıllarca yüreğimde özlemini çektiğim Ana-vatanımda olmaya vatanımda kalmaya karar verdim. Baştan her şey hoş her şey güzel her şey farklıydı farklılıklar arasında kendimi fark etmeye başladım. Ufacık sandığım küçük sorunlar artarak çoğalıyordu. Aynı zamanda etrafıma karşı yüreğimdeki çember daralıyordu. Mutlu sandığım insanların mutsuz olduklarını görüyordum. Mutsuzluklarını muallakta bıraktıkları için mutsuzlardı. Bende tıpkı onlar gibi sorunlarımı halının altına süpürerek mutluluk oyunu oynayacaktım yada gerçeklerle ve kendimle yüzleşmek zorundaydım. Evet ne acıdır ki, maalesef yüreğimin ince sızısı Ana-vatanımda uyum sorunu yaşıyordum!..
Hakim oluyordum. Savcı oluyorum. Davacıda ben davalıda ben oluyordum!..
“Kızım sen önyargılısın. 42 yıl Hollanda yaşamı seni ya Hollandalı yapmış yada Türklüğü tamamen unutturmuş.” Diyordum.
Belirli bir süreçten sonra kendimce bir sonuca vardım. Yıllarca yüreğimin ince sızısı benliğimde sakladığım Türkiye’m ve Türk insanı artık yoktu!..
Hoşuma gitse de gitmese de istesem de istemesem de bu acı durumu isteksizce kabullenmek zorundaydım. Merhabalar sahte, insan ilişkileri sahte, komşuluklar sahte, size yaklaşan kadın erkek kim olursa olsun mutlaka çıkar peşinde. 42 yıllık geçmişi geride bırakıp sıfırdan mı başlamalıydım yoksa her şeyi oluruna mı bırakmalıydım?..
Ben farkında olmadan Vatanı Gurbet, Gurbeti Vatan yapmıştım. Peki, hem de özüm Ana-vatanımda ikinci bir Gurbeti yaşamaya 42 yıllık ömrüm var mıydı?
Evladımın ve doğacak olan torunlarımın hasretini çekmeye sağlık durumum yerinde miydi? Maddi durumum nasıldı geçimimi sağlayabileceğim imkanlar elimde miydi? Manevi olarak zor durumda kaldığımda bana elini uzatacak eş dost akrabalar hala yaşıyor muydu?..
Doğa harikası Ana-vatanımın güneşi denizi esrarengiz derin tarihi zenginlikleri asırlar boyunca farklı kültürleri bir arada barındırmış olan bin yıllık geçmişi ilk olumsuz izlenimlerimi yok edebilecek miydi?..
Sorular... Sorular... Sorular...
Hani: “Ya bu deveyi güdeceksin yada bu diyarlardan gideceksin.” Diyorlar ya…
O kadar kolay pes edenlerden değilim…
Bu develeri gütme gibi bir niyetim yok…
Bu diyardan gitme gibide bir niyetim yok…
Yok olanları var olanlarla paylaşmak adına benim vatanım hem doğduğum hem doyduğum ülkeler. Hayalimdeki Türkiye’yse rüyalarımda kalan!..
Sevgi ve saygılarımla Zekiye Doğan
Not: Yazmış olduğum bu makale Hollanda SonHaber.NL gazetesinde Türkçe olarak yayınlanmıştır.
05 Haziran 2017