Konu vatan, millet, bayrak olduğu zaman akan sular durur, vatan sana canim feda diyen insanımız, icraata gelince nedense yerle bir olup ortalardan yok oluyor. Sanal alemde çok iyyiz, yağıp gürlüyoruz. Klavye milliyetçiliğinde de üzerimize yok maşallah bir numarayız.
Yazık bize gerçekten çok yazık. Kendi menfaatlerimizin dışına çıkmamak için halen ayak diretiyoruz.
Oysa ki birbirlerimize ihtiyacımız var. Millet olarak sımsıkı sarılıp her daim güçlü olmalıyız. Şuan ki yaşananlar ve gelecek zamanda yaşanabilecek olan olumsuzluklara karşı dimdik ayakta durmalıyız. İçten ve dıştan gelecek her türlü hain saldırılara karşıda uyanık olup onlara fırsat verdirmemeliyiz. Çevremizde kol gezip, millet olarak bizleri sindirmek, bölüp, parçalamak isteyenlerin hatti hesabı yok. Bugün vatanına sahip çıkmayan bir millet, dağılmaya her zaman mahkumdur.
Bazı avrupalı Tükler, biz kilometrelerce uzaklardayız, nasıl olsa bize birşey olmaz diye düşünüp keyiflerinden zerre kadar fedakarlık yapmıyorlar. Bilmezler mi zamanın kendilerine neler getireceğini. Suriye hepimize en büyük örnek. Darma duman oldular. Hiç bir zaman akıllarından dahi geçmiyordu. Ülkelerinin kapkara bulutlarla çevrilip, cehenneme dönüşeceği. Asırlardır yaşadıkları ülkelerinden topyekün kaçmaya çalıştılar. Kaçanlar sığınmacı olarak ezik büzük halde, başları öne eğik çeşitli ülkelerde tutunmaya çalışıyorlar. Hor görülüp itilip kakılıyorlar. Onlarda kendi ülkelerinde amirdi, memurdu, doktordu, mühendisti, iş adamiydi, zengindi vs... gibi saygin mesleğe sahiplerdi. Vatanı olmayanın hiç birşeyi olmaz, hiç bir yerde değer görmez. Noldu hepimiz görüyoruz. Liderlik sevdası yüzünden binlerce insanın ölümüne sebep olan Esat cellatı, kendi keyfince tüm halkına zülm edip yok etmeye çalışıyor. Güya kaçanlar kurtuldu. Türkiye dışında başka ülkelere sığınan Suriye'li mülteciler büyük sıkıntı içerisindeler ve bugün dahi sefilleri oynuyorlar. Kaçarken yollarda ölenlerin sayısının haddi hesabı yok. Kaçamayanların büyük bir kısmı acılar içinde hayatları son buldu. Diğer bir kısımda ülkelerinde halen yaşam mücadelesi veriyor. Allah'tan Türkiye diye şevkatli, garipleri kolları arasına alan vijdanlı bir ülke vardıda onlara sahip çıktı. Peki ya bizim başımıza (Türkiye'nin) böyle yada daha farklı talihsiz bir olay gelse bizi hangi ülke şevkatli kollari arasına alip bağrına basacak. Bunu hiç düşündünüz mü ? Fazla düşünmenize gerek yok. Çünki öyle bir ülke yok ne yazık ki.
Herkez deve kuşunun saklanması misali kafalarını kumun içine gömüp, çevresinde olan bitenle ilgilenmiyor.
Be kardeşim..! Yaz sezonu geldiği zaman arabanı büyük bir heyecanla yükleyip memleketine gidiyorsun. Ağız tadiyla tatilini yapıyorsun. Peki neden ülkenin sana ihtiyaci olduğunda umursamaz davranıp bana dokunmayan yılan bin yil yaşasın tavırları sergiliyorsun. Sen bugün ülkenin yanında olmazsan şuan ekmeğini yediğin diğer ülkelerde, ağız tadıyle sana bu ekmeği yedirmezler. Her yediğin lokma zehir zıkkım olur. Bugün bi olumsuzluk yaşarsan koşup gideceğin, dönüp dolaşacağın yer kendi vatanın. O nedenle sana ait olan değerlere sahip çık. Onu her koşulda şaha kaldır. Bizler ezik bir millet değiliz. Dik dur. Sen bayrağını eline alıp sallamaya dahi korkuyorsun. Bu ne güvensizlik ? Korkma, güçlü dur ki karşında ki senden korkup ezilip, büzülsün. Bizler Osmanlının torunlarıyız. Bize yakışırmı sönük durmak.
Bundan 17 yıl önce 2001 ve daha önce ki yıllarda Avrupada yaşayan bazı Türk arkadaşların " Türküm" demeye çekindiklerini, hatta utandıklarını duymuş, çok üzülmüştüm. Ama bugün ülkemiz, çok farklı, bambaşka bir noktada...
Avrupada ki Türkler daha güçlü ve onurlu. Çünki bizim daha güçlü ve güven veren bir ülkemiz var. Ülkemiz sürekli her alanda gelişiyor. Ekonomimiz dünya devleri arasına girmiş bulunmakta. Bunun gibi devası boyutlara ulaşan kültürel, siyasi ve başka alanlarda da başarılarımız var. Artık IMF'ye de hiç borcumuz yok. Peki kardeşim soruyorum şimdi, sen böyle güçlü bir ülkeye sahipken neden avrupada ezilip büzülüyor, neden korkuyorsun ?
Avrupalı Türkler olarak birlik, beraberlik ve kardeşlik mitinglerinde milyonlar olmamız gerekirken neden binli rakamlarda kalıyoruz.
Sen oraya gidersen sınırdışı edileceğinden, işinden olacağından, Türk'üm diye bağırdığın zaman seni duyup fişleneceğinden mi korkuyorsun. Gerçekten trajikomik. Anlamsız ve gereksiz şeyleri düşünerek kendine eziyet edip kafanı boş yere meşgul ediyorsun. Alrenkli şanlı bayrağını dahi eline alıp dalgalandırmaktan korkuyorsun...
O zaman sen gerçek "SEN" değilsin. O zaman sen bu ülkeye ve bulunduğun ülkenin insanına karşıda "DÜRÜST" değilsin. Senin ne bulunduğun ülkeye bir faydan olur nede kendi vatanına. Ancak boş bir hayatın olur. Anlamsızca.
Avrupada yaşayan duyarsız insanlarımızın sayısı malesef oldukça fazla.
Bende bu insanlarımıza diyorum ki;
Haklı davanızı savunmaktan utanıp çekindiğiniz için, onun gelişmişliğini, güzelliğini diğer milletlere aktarmaktan korktuğunuz için, ülkenin sana ihtiyacı olduğunda duymamazlıktan gelip ortalardan yok olduğunuz için lütfen bulunduğunuz ülkeye de yalakalık yapmaya devam edin. Kendine eziyet edipte yaz sezonunda ülkene gelip kuru kalabalık da yapma. O ülkenin güzelliklerinden faydalanmak istiyorsan. Ülken ve milletin için biraz çaba sarfet ki tüm güzellikleride hak edesin. "Armut piş, ağzıma düş" yok öyle kolay lokma.
Bizim ülkenin gerçek Türklere , gerçek milliyetçilere ihtiyaci var. Bizler korkak millet değiliz. Alrenkli şanlı bayrağımızı dünyanın her bir köşesinde dalgalandıracak koca yüreklere sahibiz. Kendinize gelin !
Bizler Osmanlının torunlarıyız.
Fikriye Ayrancı Keper
Belçika-Genk 2018