Kısacıktı yer yüzünde vaktimiz
Yine bir pazartesi, yine güne merhaba demeye dilim varmıyor. İçimizdeki acının ateşi bir nevi yardımlaşmayı görünce azalmaya meğillense de, yer yüzünde kısacık gelip geçen canlar için burukluk devam ediyordu.
Ne kadar uzun olursa olsun yine az geliyordu sevdiklerimizle geçen zaman. Kısacıktı, kısacıktı yer yüzündeki vaktimiz. Yetmiyordu son bir defa sarılmaya. Eller boş kalıyordu bir saatten sonra. Yürekler buz tutmaya yüz tutmuştu taş taş üstünde kalmayınca. Gecenin karanlığı gündüzlere sarkmıştı. Güneş doğsa bile ışıtmıyordu hiç bir yeri, ne ışıtıyordu etrafı ne de içimizi ısıtıyordu artık. Günlerdir üşüyordu yüreğimiz.
Her gece saat dördü geçerken uykuda olsa bile ağlıyordu gözlerimiz.
Kısacıktı yer yüzünde vakti minnak bebeğin. Kısacıktı vakti yer yüzünde takım eşofmanıyla uyuyan delikanlının. Kısacıktı o annenin vakti ve saramamıştı bebeğini istediği kadar yüreğine. Kısacıktı babasının elinde hayatı kayıp giden kızın. Ne çok acı barındırmıştı bu kısacık zaman kendi içinde. Ne çok kayıplar vermişti yer yüzü iki soluk içinde.
Hiç bir kalemin gücü yoktu bundan böyle acıları tarif etmeye. Mürekkebin ömrü insanlardan uzun olunca yazmak istemiyordu kalem.
Nerkiz Sahin
Yorum Yazın
Facebook Yorum