Yıl 1960’ın başları, O’nun hikayesi… Anadolunun bir köyünden yola çıkıp acı gurbete yol almasıyla başladı. Bir elinde bavul, diğerinde sevdiğinin oyalı yazması, yüreğinde ise alabildiğince umut. Daha iyi bir geleceğe dair umutlarla çıkılmış bu yol, hiç te kolay olmadı O’nun için…
Aslında çok ta birşey istememişti, çocuk çoluğunu rahat ettirebileceği bir ev, bir tarla, bir de traktör alacak parası olunca geri dönecek ti. Ama gel gör ki göçüp geldiği acı gurbet te misafir kaldı, doğup büyüdüğü memleketini özleyerek ömrünü geçirdi. Gün geldi anasının, babasının cenazesine bile gidemedi. Gâhi gülüp gâhi gamlanarak, hep « geri döneceğim » diyerek kendini avuttuğu bu ülke de bir de baktı ki O artık buralı olmuş, torun torpa sahibi olmuş, bir düzen de bura da kurmuş. Rahat koltuk ta, yüreğinde binbir umutla, geldiği gurbet elden gün gelip bir ucağın kargosuyla geri döndü.
O’nun hikayesi tam 3 nesildir kendi ülkesinde gurbetçi, bura da ise yabancı denilen ama herşeye rağmen üşüyen yüreğini türkülerle ısıtan elleri öpülesi bir kuşağın hikayesi…
« O’nun hikayesi » oyunculuğunu Vedat Gültekin, Şenay Akdemir ve Ahmet Sarı’nın, yönetmenliğini Ibrahim Yarar’ın üstlendiği, türkülere ise Rıza Bektaş’ın can vereceği 2 perdeden oluşan çok etkileğici bir oyun ve göç türkleriyle 21 şubat pazar günü Brüksele, Sazz’N Jazz a, bize bizim hikayemizi anlatmak için geliyor. Bütün tiyatro severleri bekleriz…
Not : Oyunun yazarı ve oyuncusu olan Vedat Gültekin hocama benim de minnet borcum var. Kendime olan inancım tükenmek üzereyken, o hep inandı güvendi, yazmaya devam etmem için teşvik etti. Vedat hocam birgün dedi ki « bu işler cesaretle başlar, bilgi toplamayla devam eder. Bilgiler güçlendirir yazarı ve kalemini geliştirir ». Hani derler ya « usta sözlerini kulağa küpe etmek gerek » diye… Bu sözlerin kulağıma küpe hocam. Herşey için teşekkür ederim. Iyi ki varsın…
Ayşe Namlı