POPÜLER MARKA BANA PAHALIYA MAL OLDU
Sevgili okurlarım merhaba, ülkemizde yabancı marka furyası epey yoğunlukta ve çoğunlukta, ama dairemi döşüyorken beyaz eşyaları ülkemde üretilen Türk markası aldım. Uzun yıllar operatör olarak çalıştığım fabrikada elektronik cihazların yedek parçaları Türkiye’den geliyordu ve üretilen cihazlar dünyaca ünlü marka olarak dünya ülkelerine kendi markaları olarak ihraç ediliyordu!..
Hani: “Yüzüm yüzüne baka baka kararır.” Diyorlar ya…
Altı yıl sonra aldığım buzdolabı bozuldu bu defa yabancı marka aldım. Altı yıl değil altı ay içerisinde buzdolabı üç kere bozuldu. Her bozulduğunda içinde bozulan bütün yiyecekleri çöpe atmak zorunda kaldım. Çöpe atmış olduğum yiyeceklerin masrafı çoktan buzdolabının fiyatını aşmıştı!..
Durumu yönetime ilettim: “Lütfen buzdolabını yaptırmaya servis yollamayın. Bozulan yiyeceklerin masrafı buzdolabının fiyatını çoktan aştı. Hep aynı sorundan dolayı bozuluyor tekrar bozulacak.” Dedim ısrarıma dayanamayan yönetim yeni buzdolabı yollamak durumunda kaldı.
Geçenlerde hanımlığım tuttu börek çörek yaptım. Fırını kapatınca çalışmaya devam etti, servisi aradım. Yabancı marka servisi pratikti ertesi gün dedikleri saatte geldiler. Bozulmamış, yeni fırınlarda soğutucu bir müddet çalıyormuş. Servis görevlisi 45 TL ücret istedi: “Nasıl olur cihazın iki yıl garantisi var ve ek garanti için ekstra meblağ ödeyip yedi yıla uzattırdım.” Dedim.
Servis görevlisini ikna edemedim illa servis ücretini alacak. Yönetimi aradım sorunu bildirdim. Yönetimden kızımız servis elemanının söylediğini tekrarladı: “Üründe fabrika hatası yoksa servis ücretini ödemek zorundasınız. Bu konuda size maalesef farklı bir işlem yapamıyorum.” Dedi.
Yurtdışında ürünün hatası ne olursa olsun garanti tarihi bitimine kadar ücret alınmıyordu. Kızımıza: “Fırında kullanım hatası olmamasına rağmen benden servis ücreti istiyorsunuz, yedi yıl garantisi olan ürününüze istediğiniz meblağı ödemeyeceğim. Ödemek zorunda bırakırsanız garanti için yapmış olduğum ek ödemeyi geri ödeyin müşteri ilişkimizi karşılıklı fes edelim.” Dedim.
Bu sözler karşısında gayet nazik olan kızımız beni kıramadı: “Bu defalık servis ücreti ödemenize gerek yok, ama bilginiz olsun fabrika hatası dışında yapılan işlemler ücrete tabidir.” Dedi ve elemanı telefona istedi.
Sanıyorum aynı sözleri elemana tekrarladı eleman: “Hanımefendi bu konuda ben verilen talimatı yerine getirdim. Şanslısınız servis ücreti ödemenize gerek kalmadı. Nazik tavrınız olsa gerek sizi kıramadılar.” Deyip gitti.
Hani: “Tosya’ya pirince gidiyorken evdeki bulgurdan olursun.” Diyorlar ya…
Ülkemde üretilen markalar duruyorken yabancı marka ürün alarak yarı yolda kalmıştım. Eğer ki, Türk marka ve şuan aldığım yabancı markayı kıyaslamam gerekirse popüler marka bana pahalıya mal oldu!..
Elektronik cihazlar üzerine operatörlük yapmış birisi olarak, artık eski kalitede uzun ömürlü cihazların yapılmadığını biliyorum. Bir Hollanda deyimidir: “Para yuvarlanmalı.” veya “Dönmeyen yel değirmeni un öğütemez.” …
Teknolojiyi bilinçli ve profesyonel kullanan kalifiye elemanlar yetiştiren dünya ülkelerinin değirmeninde un olmaktansa o değirmenin başına geçip un öğüten olarak isim yapmış markalarımıza sahip çıkmak zorundayız!..
Yabancı markalar bizim ülkemizde ün yaparak raflarda yerlerini almışsa bizim markalarımızda dünya pazarlarında yer almalı. Avrupa ülkelerinde melezlerle beraber yedi milyon Türk olduğunu düşünürsek alıcılara onlarla ulaşırsak geç kalınmış iletişimle ülkemize istihdam sağlarız!..
Türkiye’de Türk milleti nasıl yabancı marka beyaz eşya ve elektronik cihazlar alıyorsa, Avrupalılarda Ana-vatanımdan ARÇELİK, BEKO ve VESTEL gibi çeşitli markalarımızı raflarında bulundurmalılar ki, kuvvetli gönül bağımızın olduğu Avrupa’nın müttefikliklerini, iyi niyetlerini öğrenelim neslimize öğretelim!..
Sevgi ve saygılarımla Zekiye Doğan