SAHİP OLDUKLARININ KIYMETİNİ BİL !
Biz insanlar çok doyumsuz varlıklarız. Sahip olduklarımızın değerlerini anlamıyor başka insanların hayatına gözümüzü dikiyoruz. Başkalarının yaşantısı dışardan bakıldığı zaman daha çekici geliyor. Ve onların hayatını taklit etmeye çalışıyor ve sonrada hüsrana uğruyoruz. Kendi değerlerinin farkına varmayıp hayatını küçümseyen ve kendi dünyasını zindan edenlerin sayısı toplumda azınmayacak kadar çok malesef.
Yaz mevsimindeyiz ve bir çoğumuz bazı nedenlerden dolayı tatile gidemedi. Ama elimizde ki akıllı telefonlarla kim nerde ne yapıyor saniye saniye takip ediyor başkasının hayatına burnumuzu sokuyoruz. Dönüp kendimize baktığımız zamanda off yaa ben neden oraya gidemiyorum, benim neden yazlığım yok vs... diye gereksizce kendi kendimize hayifleniyoruz. Başkalarının hayatina özeniyor kendimizi mutsuz etmeyi başarıyoruz. Bu sadece bir tatil örneği. Bunun gibi pek çok şeyi kendimize sıkıntı ediyoruz. Buna lüzümsuz dert denir. Yüce Rabbim hiç kimseye dert verip dermanını aratmasin.
Değerli okurlarım düşündüğümüz zaman kendimizi mutlu etmenin ve aslinda mutlu olduğumuzun farkına varabiliriz. Sağlıklı ve hayatta olmak en büyük şükür sebebimiz ve en büyük zenginliğimizdir. Buda en büyük mutluluktur.
Hiç bir makinaya ihtiyacımız olmadan nefes alıp verebiliyorsak,
Kafamızı sokacak bir çatımız varsa,
Kimseye muhtaç olmayan bir gelire sahipsek,
Çocuklarımız sağlıklı ve mutluysa,
Eşimizle aynı masada yemek yiyip bir arada hoş muhabbetler edebiliyorsak,
Ailemiz ve sevdiklerimizle biraradaysak,
Karnımızı doyurabilecek kadar ekmeğimiz ve aşımız varsa,
Herşeyden önemliside beden ve ruh sağlığımızdır. Elimiz, kolumuz, bacağımız ve diğer uvuzlarımızı elhamdulillah kullana biliyorsak,
daha sen ne zenginlik ve lüks peşinde koşuyorsun be kardeşim. Rabbine her halin için binlerce kez şükretsene...
Aza kanaat etmeyen çoğu hiç bulamazmış.
Rabbimize şükretmenin o kadar çok nedenleri varki binlercesini sayabiliriz. Bizler nankör, israfçı, taklitçi, aza kanaatı olmayan, daha yükseklerde gözü olan yaratıklarız. Kendimizi ısrarla mutsuzluğa sürüklüyoruz. Deprasyona girmek için gereksiz şeyleri kendimize dert ediniyoruz.
Yaz mevsiminde sıcaktan off bunaldık diye dert yanip şikayet ediyoruz, kış geliyor soğuktan donuyoruz diye sikayet ediyoruz.
Memnunniyetsizliğimiz de
bir o kadar tavan yapmış.
Arabamız olduğu halde daha kalitelisini istiyoruz, gardolaplarimiz elbise almiyor moda ve marka pesinde koşuyoruz. Mobilyalarımız eskimeden başkasının evindeki mobilyayı beğeniyor aynısını almak için eskimeyen mobilyalarımızı çöpe atıyoruz. Oysa evinde bir sandalyası dahi olmayan, halısı olmayan barakalarda yaşamını sürdürmeye çalışan ihtiyaç sahibi olan milyonlarca aileler var. Biraz enpati yapmayı becerebilirsek, aslında çok şansli ve varlık içinde mutlu bir hayatımızın var olduğunu fark edebiliriz.
Değerli dostlarım, asla kendinizi, ailenizi, çocuklarınızı, gelirinizi kısaca elinizde olan değerlerinizi bir başkasıyle kıyaslamayın.
Kendimizi sadece olumsuz taraflarımızla değerlendirirsek eğer kıyaslama hatasına düşebiliriz. Her zaman var olan değer ve güzelliklerimizi görmeye çalışalım.
"Bende niye yok, o benden daha güzel, benden daha güçlü, daha zengin, daha başarılı...Ben de onun sahip olduklarına sahip olmak istiyorum" şeklinde ki düşünceler kıskançlık denen olguya neden olabilir. Kıskançlık özgüvenimizi kaybetmemize ve bu da kişisel bozukluğa sebep olabilir.
Sende olan güzellikler onda, onda olanlarda sende olmayabilir. Bizleri farklı kılanda işte budur. O nedenle herkez kendi gibi yaşamak, kendi olanakları çerçevesinde hayattan zevk almak zorundadır.
Sahip olduklarımıza kaybetmeden önce değer vermeliyiz. Onlara sıkı sıkı sarılmalıyız.
Unutmayın ;
Herkezin hayatı kendine özel ve güzeldir.
Bol şükürlü günler diliyorum...
Sağlıcakla Kalın,
Fikriye Ayrancı Keper
Belçika/Genk - 2021