Özür dilemek değil, ''affet beni'' diye haykırmak istemekmiş pişman olmak...
Birinde bir tanıdığım bana, "gönül küs olduğun kişileri affetmeden Allah'ın huzuruna gidemezsin, sana yapılanı affetmelisin, hatta hakkını helal etmelisin" dedi. Islamiyete affetmenin önemini uzun uzun anlattı. Bunu her ne kadar bilsem de, onun anlattıkları bana daha bir mantıklı gelmişti. Bunun üzerine ne kadar zor olsada içimdeki tüm kırgınlıkları gidermeye çalıştım. Ki gerçekten çok büyük zarar görmüştüm.
Aradan bir zaman geçti, nasihatlarda bulunan bu kişi bana eften püften bir sebepten dolayı birisiyle olan kırgınlığını anlattı. Ona böyle şeylerin olabileceğini ve birbirleriyle kırgın kalmamalarını ve bir an önce barışmalarını, söyledim. Seslenmedi, yüzüme sen ne diyorsun der gibi baktı sadece ve konuyu değiştirdi.
Bir zaman sonra tesadüflerin hepimizi bir araya getirdiği bir yerde, artık olacak ya... onu kıran kişinin gelip boynuna sarıldığını, hatta 'beni affet' diye yalvardığına şahit oldum. Bu tabloyu görünce sevindim küslüğün olması iyi değildi ve aklımca her şeyin orada tatlıya bağlanacağını bekliyordum. Ancak ne göreyim. Bana nasihatte bulunan kişi küslükte inadını sürdürüyor, af dileyen ne yapsa, ne dese, nafile kendinden uzaklaştırmak için onu itekliyor hatta "sana hakkımı helal etmiyorum, seni affetmiyorum" diye bağırarak yeri göğü inletiyordu. Bu arada aracı olmak isteyen bizleri de takmadı ve çekip gitti. Herkes bana affetmemekte haklısın dediği halde, hayır affetmen ve hakkını helal etmen gerekli diyen bu kişinin davranışını görünce soğuk bir duşa atılmış gibi oldum.
Ne oluyoruz? Hani affedici olmalıydık, şimdi ne oldu? Onların aralarında olan mevzu, gerçekten bana yapılanın yanında deve de kulak sayılırdı. Bu benim tüm hayatımı etkilemişti. Onun söylediği şeyler ile yaptıkları arasında çelişkiye şahit olunca, çok şaşırmış donup kalmıştım. Işte o anda, insanların her söylediğinin kendi kişilikleriyle bağdaşmadığını ve samimiyetsizliklerini çok fazla önemsememen gerektiğimi bir kez daha anladım.
O gün bu gündür hangi konu da olursa olsun, samimiyetsiz bulduğum insanlardan hep kaçar oldum ve onlara 1 dakika mı bile harcamak istemedim. Ömrüme yazık. Affetmek elbette güzel, üstelik karşı taraftan daha çok affedenin sağlığına yararlıdır.
Ne diyelim, Allah herkesin gönlüne göre versin...
Dinimiz ile ilgili bir mevzu hakkında merak ettiğim birşey varsa kutsal kitabımız Kur'an-ı Kerim'in Türkçe mealinden okuyorum, orada hepsini bulabiliyorum. (Aşağıda örneğini ilave ediyorum)
Sual: Çok affediyorum, bu yüzden ahmak muamelesi gördüğüm de oluyor. Affedici olmak iyi bir şey midir?
Cevap: Af, hak ettiği bir şeyi almayıp sahibine bağışlamak demektir. Allahü teâlâ affedicidir, affedenleri sever. Kur'an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki: (Affet, marufu emret ve cahillerden yüz çevir!) [Araf 199]
Hadis-i şeriflerde de buyuruldu ki:
(Affedin ki, Allahü teâlâ da sizi affetsin ve şerefinizi yükseltsin!) [İsfehani]
(Kendinden uzaklaşanlara yaklaşmak, zulmedenleri affetmek, kendini mahrum edenlere [Kendine bir şey vermeyenlere] ihsan etmek, güzel huylu olmaktır.) [İ.Süyuti]
(Sana zulmedeni affet, sana gelmeyene git, sana kötülük edene sen iyilik et, aleyhine de olsa mutlaka doğru konuş.) [Ruzeyn]
(Musa aleyhisselam, "Ya Rabbi, senin indinde en aziz kimdir?" diye sordu. Allahü teâlâ da, "İntikam almaya gücü yeterken affedendir" buyurdu.) [Harâiti]