SEN DE HALİNE ŞÜKRET !
Şükür bereketin anahtari ,Allah'a olan sevgimizin ifadesidir, O'na teşekkürdür. Rabbim insanları diğer varlıklardan daha seçkin yaratmıştır....
- 06 Aralık 2018,
SEN DE HALİNE ŞÜKRET !
Şükür bereketin anahtari ,Allah'a olan sevgimizin ifadesidir, O'na teşekkürdür. Rabbim insanları diğer varlıklardan daha seçkin yaratmıştır. En güzel sûretle ve akıl gibi üstün yeteneklerle donatmıştır. Bu özelliğimizin var olması kibre kapılmadan O'na şükretmek olmalıdır. Sonsuz nimetleri bizlere her an, devamlı olarak sunan Allah’a karşı şükürde asla ve asla bir eksik yapmamalıyız. Nefes alıp vermeye, koşup yürümeye, bakıp koklamaya, dokunmaya, tat almaya, düşünmeye, hissetmeye, ağlayıp gülebilmeye, uyuyup uyanabilmeye, oturup kalkabilmeye, sevip sevilmeye vs gibi...daha binlerce sayabileceğimiz Rabbimizin bizlere bahşetmiş olduğu sayısız mucizevi nimetleri vardır.
Öncelikle bunların farkında olalım. Kıymetini bilip yaradanımıza şükredelim. Oysa ki biz insanoğulları o kadar nankörüz ki bu değerli özelliklerimizin varlığını ancak kaybettiğimiz zaman anlıyoruz. Hastalandığımızda sağlığımızın, yaşlandığımızda gençliğimizin, yokluğumuzda varlığımızın kıymetini ve sevdiklerimizide kaybedince anlıyoruz malesef. Acaba ne sıklıkla bizi Var Edeni anıyor ona şükür ediyoruz. Kul olarak kibirimizden birbirimizin yanına sokulup iki kelam edemez olduk. Allah'ı ne kadar zikredersek, hem hu dünyada hem ahirette işimiz rast gider.
Allah’ı hem dil hemde kalp ile anmalıyız. O'nu unutmamalıyız. Gafil olmamalıyız. O’ndan geldiğinin şuurunda olmayı, bunu kalple ve dille de ifade etmeliyiz. Rabbim bizlere O'nu her daim anıp şükreden kullarından olmayı nasip eylesin.
Kur'anda bir âyette, Allah’ın şükredenlere nimetilerini artıracağını belirtmiş. Böylesi güzel müjdeler olmasına rağmen. Ben almayım diyerek tövbe haşa, elimizin tersi ile bu nimetleri geri çevirmenin bi manası var mı ?
Sadece sağlığımızda yada varlığımızdamı şükretmeliyiz. Takibi hayır. Hasta olduğumuzda da şükretmeliyiz. Bir ağrımız olduğunda, daha büyük ağrıları düşünüp, içinde bulunduğumuz durumumuza, ağır hastalıkları aklımıza getirip kendi halimize şükretmeliyiz. Hastalığımızın dermanı olduğu için, hastalığımıza teşhis koyan o doktoru Rabbim yaratıp bizlere nasip ettiği için. Sağlığımıza kavuşmada vesile olacak o İlaçlarımızı alıp, kullanabildiğimiz için. Bizi Yaradana bize bahşetmiş olduğu sayısız nimetlerinden dolayı şükretmeliyiz. Ve O'nun adını sıkca zikretmeliyiz.
Evini beğenmediğin zaman, dışarda yada bir delme çatma barakanın altında yaşayanları aklına getir haline şükret. Bir derdin olduğu zaman üzülmeyi bırak, daha büyük derdi olanları düşün ve haline şükret. Arabam yok deyip üzülenler sağlığın aklına gelsin. Ayakların tuttuğu için Allah'a şükret. Sofrada yemeğini beğenmeyip nimete saygı göstermeyenler, israfcılar, açlıkla mucadele eden nefes alıp vermeye güçleri yetmeyen, insani yardımlarla hayatlarını sürdürmeye çalışan yoksul insanları hatırlayarak sofranda ki nimetleri sana veren Rabbine binlerce kez şükret. Vatanın, bayrağın olduğu için şükret. O kadar çok şükretmemiz gereken nimetlerimiz var ki. Her an her dakika Rabbimize şükretsek azdır. Şuan bu makalemi yazmamda bana sağlıklı düşünme yetisi verdiği için, telefonumun tuşlarına dokunmaya güç verdiği için, yazılarımı okuyacak okurlarımı bana nasip ettiği için Yüce Yaradanıma binlerce kez şükürler olsun. Elinde ki imkanlar doğrultusunda mutlu olmayı bilen birisi olarak, Rabbim bu özelliği bana bahşetmiş olduğu için de şükürler olsun.
Ben kendimden bir örnek vermek istiyorum. Belçika'da kendi ailem ve sevdiklerimden 3400km. uzakta yaşıyorum. Önceleri çok üzülüyor, gurbetteyim annemi, babamı, kardeşlerimi göremiyorum diye kendimce feryat , figan ederdim. Taki babami kaybedene kadar. Oysa ki uzaklarda bile olsam benim annem, babam, kardeşlerim var diye, sağlıkları yerinde ve istediğimiz zaman telefonla ve internette görüşüp konuşabiliyorum diye, herşeyden önce canları sağya uzakta olsam bile diyerek o anki halime sıkca şükretmeliymişim. Kıymetlilerim hayatta ve sağlıkları yerinde diye. Babamı kaybettikten sonra yüreğim yandı. Ve hiçbir şey için feryat figan etmemeyi öğrendim. Her halime şükretmeyi unutturmaması için de Allah'ıma her daim dua'cı oldum.
Rabbim kendini hatırlayıp, şükredip, dua edip, istediği şeyleri el açıp Ondan isteyen kullarını severmiş. Bizleride sevdiği kullarından eylesin.
Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“Her kim, sağlığı yerinde, mal ve namus güvenliği içinde ve o günlük yiyeceği yanında sabahlarsa, sanki bütün dünya onunmuş gibi, Allah'a şükretsin.”[150]
Şükrederek,
Sevgiyle, huzurla ve mutlu kalın.
Fikriye Ayrancı Keper
Belçika-Genk 2018