SEVİLİRKEN SEVMEYİ BİLELİM (Kadına Şiddete Hayır)
Hayat sevince güzeldir. Ne güzel bir cümle değilmi sevgili okurlarım. Okurken ve söylerken dahi insanın içine bir ümit bir sıcaklık, bir huzur ve heyecan veriyor. Peki bunu gerçekleştirip uygulamak çok mu zor sizce, tabiki hayır. Yeter ki sevilirken sevmeyi bilelim.
Ömür o kadar kısaki zamanın nasıl geçtiğini anlamıyoruz bile. Bu kısa ömrümüzde sevdiklerimizle birlikte neden hayatı dolu dolu yaşayarak geçirmeyi beceremiyoruz. Neden hep zayıf olan tarafa yüklenip o kişinin hayatını karartıyor maffediyoruz. Bu kadın yada erkek hiç fark etmiyor. Lakin toplumda en fazla ne yazık ki can yakan taraf erkekler oluyor. Lütfen beyler yanlış anlamayın tabiki adam gibi eşine, kızına, ailesine ve annesine değer veren sahip çıkan efendi, saygın olanlarınızda toplumumuzda mevcut. Onları bir kenara koyup başımızın üstündeler her daim diyerek, insan müsvettesi cani erkeklerden bahsetmek istiyorum.
Yıllar önce bir olaya şahit olmuştum. Eşide kendisi gibi kültürlü olan bir ailenin yaşadıkları içimi acıtmıştı. O yıllarda lise öğrencisiydim. Bayan öğretmendi ve 3 kız çocuk annesiydi. Eşide sürekli kız çocuğu doğuruyor diye kadınına yapmadığını bırakmıyordu. Ve bayan 4'üncü çocuğuna hamile kalmıştı. İçinde hep bir erkek çocuğu doğurma isteği vardı. Aksi taktirde eşi yine onu horlayacak ve her türlü şiddete maruz kalacaktı. Aylar sonra bebeğinin kız olduğunu öğrenen cani koca eşini döverek çocuğunun dünyaya gelmemesi için karnına tekmeler atıp eşini hastanelik etmişti. Rabbim büyük ya coçuk altı aylık olmasına rağmen sağlıklı olarak dünyaya gelmişti. Bu süreçte kadının başına gelmediği kalmamıştı ve daha sonra kadın boşanmak zorunda kalmıştı. Kimbilir kapalı kapıların ardında o bayan ne acılar çekmişti bilemiyoruz.
Bazıları yemeği acı yada tuzlu oldu bahanesiyle tekme tokat eşini döver, bazısı eşi güzel diye kıskançlık yapıyor evden dışarı çıkmasını engelleyek ve sürekli şiddet uygulayarak eşlerini sindiriyorlar. Bazı ruh hastası kocaların yüzünden de evden kaçan yada intihar eden kadınlarımızın sayısıda oldukça yüksek. Ailesiyle görüşüyor diye sürekli eşine şiddet uygulayan yüreksiz kocalar da bu katagoride yer almaktadır. Evi ve eşiyle ilgilenmeyen sorumsuz kocalar yüzünden eşlerinin büyük hatalar yapmasına neden olanlar, ceviz kabuğunu doldurmayan nedenlerden dolayı eşlerine her türlü şiddet uygulayanlar, adamlıktan nasibini almamış ahlaksız erkeklerin toplumda ki sayıları azınsanmayacak kadar çok. Kendini adam sanıp meydanlarda ahkam kesen dengesizler, karşınızdakinin de bir can taşıdığını unutmayın. Onlarında arzuları, beklentileri, istekleri, aileleri ve sevenleri var. Siz hangi kafayla bu yetkiyi kendinizde görüp istediğinizde dövüyor, istediginiz zaman sövüyor ve daha da ileri gidip Allah'ın verdiği canı siz alıyorsunuz. Adamlığınızdan utanın bee. Sizde hiç mi Allah korkusu yok. Azcıkta olsa merhametli, vijdanlı olmayı denediniz mi hiç. Oysa ki kadın çok naiftir. Onun gönlünü almak düşündüğünüz kadar zor değil. Kadın bir çiçek gibidir. Yeter ki onu koklamayı, sevmeyi bileceksin. Kadınına sevgiyle yaklaşırsan hiç beklemediğin coşkuyu yaşatır sana. Hayal bile edemeyeceğin güzellikleri serer önüne ama bakmayı bileceksin. Rabbim eşlerinizi size emanet etti. Siz emanetinize böylemi sahip çıkıyorsunuz. Ya adam gibi sevip, hoşgörülü, anlayışlı, saygılı olup başını okşayarak ona değer verip sahip çıkacaksınız, yada onu daha fazla inciltmeden veda edip insan gibi olaysız ayrılmayı bileceksiniz.
Beyler, eşlerinize arada birde olsa iltifat edip onu sevdiğinizi dile getirseniz, onu önemsediğinizi gösteren davranışlarda bulunsanız, emekleri için teşekkür edip takdirde bulunsanız, dışarda ki yabancı kadınlara gösterdiğiniz nezaketi ve tatli dili eşlerinizde de uygulasanız, özel günlerinde ve normal günlerinde de özel olduğunu hatırlatıp hissettirseniz, küçük hatalarını görmezden gelseniz, onda olan güzellikleri görüp keşfetmeye çalışmak size çokmu ağır geliyor. Ha şunuda söyleyim aranızda uyum yada sevgi yoksa ki olabilir, bu evliliği hiç uzatmadan, birbirlerinizi yiyip bitirmeden insan gibi evliliğinizi bitirin. Her iki tarafta daha fazla zarar görmeden. Fark ettiğiniz an bitirin derim. Süreç uzadıkça sıkıntılar artarak üstesinden gelemeyeceğiniz felaketlerle karşılaşabilirsiniz. Çocuk olursa severiz birbirimizi hikayelerinide unutun artık öyle birşey yok ancak kendinizi kandırmış olursunuz. Sürekli şiddete maruz kalan kadınların çocuklarında psikolojik bozuklukların olduğu ve toplum içinde uyumsuz oldukları gözlenmiştir. Bu çocuklar birer potansiyel uygulayıcılar yada kurban olarak araştırmalarda tespit edilmiştir. Şiddet uygulanan bir kadının ne size nede kendisine hiç bir faydası olmaz. Çocuklarınızıda günahınıza davet edip onlarında hayatlarını karartmayın. Çocuğunuz olduğu zaman sorumluluğunuz artar, beklentiler sizin taşıyamayacağınız duruma gelerek problemleriniz daha da büyüyüp birbirinize olan nefret duygunuz devasa olur başedemez akıl almaz felaketlerle karşı karşıya kalabilirsiniz.
Bir ilişkiyi sağlıklı tutabilmek için o ilişkiyi yaşayan insanlar arasında sağlıklı bir iletişimin olması zorunludur. En önemli etken eşler arasinda ki iletişimdir. Düzgün konuşmak, birbirlerine karşı saygılı ve anlayışlı olmak, asla birbirlerini suçlayıcı yaklaşımlarda bulunmamak, sakin kalmaya dikkat etmek, öfke kontrolünü en iyi şekilde tutabilmek, nezaket kuralları çerçevesinde ilişkiyi götürmek evlilikte yaşanacak olumsuzlukları daha aza indirgeleyerek, evlilik içi ilişkilerin daha sağlam temellerde oluşmasına neden olacaktır. Sabırla ve sukunetle her zorluğun üstesinden de zamanla gelinebilir. Karşılıklı dayanışma ve güçlü bir iletişimle mutlu bir evlilik daim olur. Yeter ki birbirlerinizi iyi dinleyip anlayın. Eşlerinize hiçbir zaman şiddet uygulamayın. Atalarımız ne demiş " tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır" insanlarda böyle. Ikili ilişkilerde de durum böyledir.
Güzel konuşup, güzel bakmayı bilirsek hayatımızı cehenneme değil cennete çeviririz. Yeter ki sevilirken sevmeyide bilelim. Aksi takdirde belalara davetiye çıkarmış oluruz.
Peygamber Efendimizin (s.a.v.) Veda Hutbesi’nde söylediği, “Kadınlar size Allah’ın emanetidir” sözünü de asla unutmayın.
Rabbim yuvanızdan huzuru, mutluluğu, sevgiyi, saygıyı, hoşgörüyü, sadakatı hiç bir zaman eksik etmesin.
Sevgilerimle...
Fikriye Ayrancı Keper
Belçika/Genk 2021