ŞOFÖR BEY TAFİKTE SEYİRDESİNİZ
Sevgili okurlarım merhaba, Antalya Eski Sanayi’den koltuk takımı alacağım ve otobüsle yola koyuldum. Şoför bey, trafikte telefonla konuşma yapıyor. Acil bir durum olabilir düşüncesiyle aldırış etmemeye çalıştım. Konuşması en az 15 dakika sürdü, otobüs dolu kimseden ses çıkmıyor. Trafikte seyirde olan otobüs şoförüyse yolcuları hiç umursamadan, yaptığının ne kadar tehlikeli bir durum olduğunu düşünmeden konuşmasını sürdürüyordu!..
Dayanamadım kalktım yanına kadar gittim: “Şoför bey, trafikte seyirdesiniz ve 15 dakikadır telefonla konuşuyorsunuz. Trafikte seyirdeyken telefonda konuşmak yasak yeni yasadan haberiniz yok mu? Belediye otobüs şoförü olarak sizin diğer şoförlere örnek olmanız gerekmiyor mu? Böyle hem kendi canınızı hem de yolcuların canını tehlikeye sokuyorsunuz.” Dedim.
Haksız yere kendisini ikaz etmişçesine: “Hanımefendi, etrafınıza biraz dikkat ederseniz bunu herkes yapıyor. Tabii bizler göz önündeyiz, bize gelince ağzı olan konuşuyor. Ben yıllardır şoförlük yapmaktayım ve telefonla konuşmam otobüs sürmemi engellemiyor.” Dedi.
Haklı olduğunuz bir konuda ahkam kesenlere kapınızı yüreğinizi kapatın ki, konumunuzu kontrolünüzü koruyun. Bu sözleri duyduktan sonra kontrolden çıkmama ramak kalmıştı. Kontrolümü koruyarak: “Şoför bey, haksız olarak ahkam kesmeyin elinizdeki telefonu bırakın. Değilse gerekli yerlere şikayet edeceğim ve zararlı siz çıkacaksınız.” Dedim.
Düşünerek konuşmak için her insanda bir önek vardır. Öncülük yaptığınız, göz önünde olduğunuz bir görevde ağzınızdan çıkacak olan her sözün geri dönüşü hardır. Hatasını çok geç anlayan şoför bey, telefonu bıraktı ve haklı çıkmak adına telefonuyla konuşarak koltuğa oturan yolcuyu göstererek: “Dedim size, bakın telefonla konuşuyor, yolcuya diyeceğiniz bir söz yok mu?” Dedi.
Hedefiniz Hak yolunda hak ve hakikat ise istikametinizden şaşmayın ki, şaşa kalsınlar. Şaşkınlık içerisindeyim aldığım cevapsa çok gülünç: “Şoför bey, haksız bir şekilde haklılığınızı kanıtlamaya çalışarak bir başka suça da ortak oluyorsunuz. Yolcu yüksek sesle konuşuyor ve otobüs şoförü olarak sizi rahatsız ediyorsa ikaz ediniz. Başkasının hatasıyla kendi yaptığınız hatanın üstünü kapatamazsınız.” Dedim.
Bu dünyada hiçbir kimse, hiçbir görevli vazgeçilmez değildir. Önemli olan şey neleri kazanacağımıza değil neleri kaybedeceğimize bakmayı öğrenmemizdir. Niyetim başkalarına bir şeyler öğretmek değil lakin hayatımız, insanların hayatı söz konusu olunca müdahale etmek hepimizin asli görevidir. Bunu nihayet gören şoför: “Hanımefendi özür dilerim. Haklısınız hatalı olan benim, bundan sonra ikazınızı dikkate alacağımdan emin olabilirsiniz.” Dedi.
Hasım olacağınız şahsı önceden belirlemişseniz beklentileriniz sizleri yarı yolda bırakabilir. Yokuşu tırmanmadan önce bir daha düşünün. O yokuşu tırmanmaya niyeti olmayan şoför susmayacağıma kanaat getirince Özrünü dileyerek konuyu kapatmayı tercih etti. Etrafınızdaki yaşadığınız ve yaşayacağınız herhangi bir durumda tercihiniz kavga değil pozitif eleştiri olsun ki, sorunu çözmeye şansınız olsun. Altıncı hissin kuvvetini görmek istiyorsanız konuştuğunuz insanın gözlerinin içine bakmanız yeterlidir. İyi niyetli olan şoför bey, hatasını anlamıştı ve bu tartışmamızın sonu tatlıya bağlanarak diğer yolculara da örnek olmuştu. Anlayışı için şoför beye teşekkür ederek otobüsten indim. “Bu günde yine bir iyilik yaptım” düşüncesiyle gülümseyerek gideceğim yere yöneldim. Ülkemizdeki trafik kazalarının çoğu ölümle sonuçlanıyor. Dikkatimizi dağıtacak olan durumlardan uzak durmalıyız. İnsanlar elbette hataya düşebilirler, lakin bilinçli yapılan hatanın affı olursa tekrarından biz mesulüz!..
Sevgi ve saygılarımla Zekiye Doğan
22 Nisan 2019 Önce Vatan Gazetesi