TERCÜMANLIĞINIZA İHTİYACIMIZ VAR
Sevgili okurlarım merhaba, geçen hafta feci diş ağrısı çekiyordum. Ağız ve Diş Sağlığı Polikliniğine gittim. Resepsiyondaki kızımız özel bilgileri aldıktan sonra kaydımı yaptı ve üçüncü kata DT Esra hocama yolladı. Asansöre benimle birlikte Hollandalı bir beyefendide bindi ve kısa bir sohbetimiz oldu. Türkçe bilmiyordu yardıma ihtiyacı olursa gittiği DT hocamıza söylemesini kendisine flemençe tercümede yardımcı olacağımı söyledim!..
Muayenem sırasında DT hocamız yanıma geldi: “Tercümanlığınıza ihtiyacımız var. İngilizce biliyorum, ama beyefendi illa da sizi çağırıyor. Rica etsem lütfen bize yardımcı olur musunuz?” Dedi.
Muayenem bittikten sonra hocama gittim. Kısa bir süre içersinde Panoramik Diş Röntgeni çekilmiş ekranındaydı. Hollandalı beyefendi beni görünce mutlu oldu. Hocamız: “Beyefendiye altı kron gerekiyor. Bunun yanı sıra kanal tedavisi de gerekiyor. Takacağımız dişler kendi isteği üzerine Zirkon metalli veya Zirkon metalsiz olabilir.” Dedi.
Beyefendiye: “Şanslısınız bu işlemler Hollanda’da yapılıyor olsa haftalar önce randevu almanız gerekiyor oysa Türkiye’de aynı gün yardımcı oluyorlar.” Diye latife ettikten sonra hocamın söylediklerini aktardım.
Beyefendi Zirkon metalsizi beğendi fiyatını uygun buldu: “Ben dört gün sonra Hollanda’ya dönüyorum bu süreç içersinde yapabilirler mi?” Dedi.
Hocamız: “Bize vermiş olduğunuz süre çok kısa, ama istediğiniz süre içersinde yapmaya çalışacağım.” Dedi.
Yapılacak olan işlemlerden dişlerin fiyatından memnun kalan Hollandalıya ve hocama kartvizitimi vererek: “Antalya’da olduğum müddetçe tercümana ihtiyacınız olduğunda gönüllü olarak geleceğim çekinmeden arayabilirsiniz.” Dedim ve Flemençe konuşmanın birisine yardımcı olmanın mutluğu içerisinde işim bittikten sonra vedalaşarak oradan ayrıldım.
Aradan altı hafta geçti Hollanda’dan bir telefon aldım: “Merhaba ben dişçide tercümanlık yaptığınız kişiyim. Yapılan dişlerden gayet memnun kadım. Nisan ayında karımda gelip diş yaptıracak kendisi biraz çekingen sizden rica etsem o tarihte yanında bulunur musunuz?” Dedi.
Beyefendinin bu isteğini memnuniyetle kabul ettim. Ayni gün içinde Ağız ve Diş Sağlığı Polikliniğini telefonla arayarak anlattım ve hocama teşekkürlerimi ilettim. Mutlu oldular ve bir gün kahve içmeye davet ettiler vaktim olduğunda severek gideceğim. Birkaç dakikalık iyi niyet ülkeme gelecek Turistlerin önünü
açmaya yetmişti. O an torunumun sözleri kulaklarımda çınladı: “Ebe, ne olur gitme yanımızda kal, Türkiye’de Savaş var.”…
Oysa ülkemde savaş yoktu. Türkiye’de savaş var imacı yaratan insanlar vardı ve ülkeler vardı. Fransa Belçika ve Almanya’da nasıl terör eylemi yapılıyorsa Türkiye’de aynı durum yaşanıyordu. Ne yazık ki, torunuma öğretmenleri savaş çığırtkanlığı yaparak inandırabiliyordu. Ülkemize tatile gelen Hollandalı çiftse asıl gerçekleri yerinde görüp aradan iki ay geçmeden tekrar geliyordu!..
Anavatanımda devlette devlet türküsü çığırtkanlığı yapanlar makalemdeki bu insanları örnek alsınlar. Ülkemize karşı olumsuz tutumları yok etmek adına en küçük esnaftan en büyük makama kadar bütün alanda vatandaşlık görevimizi gerektiği gibi yerine getirmek zorundayız!..
Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları olarak topyekun hem içeride hem dışarıda yılmadan zorunluluğumuzun sorumluluğumuzun bilinci içinde olursak, birlik olup gerekeni yaparsak, adalet tartısını doğru kullanırsak, attığımız adımları doğru atarsak, Anavatanda yenilmeyecek sorun altından kalkılmayacak yük yerine getiremeyeceğimiz husus yoktur!..
Bu ülke ne badireler atlattı ne yükler taşıdı ne ağırlıklar kaldırdı analarımız ne yiğitler doğurdu. Yeter ki, o yiğitlerin görevlerini yerine getirmeleri için yol olalım yolcu olalım yokuşları aşmalarını sağlayalım ve gelecek nesillere örnek olarak özgüvenlerini özveriyle birlikte kazanalım...
Sevgi ve saygılarımla
Zekiye Doğan